Erbil (Rûdaw) - PAKURD Genel Başkanı İbrahim Halil Baran, HDP öncülüğünde Kürt partilerin gerçekleştirdiği seçim ittifakının gerçekte “ittifak değil, bazı adaylar üzerinden uzlaşma” olduğunu söyledi.
31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken geçen hafta ortak bir basın açıklaması yapan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Kürdistan İslami Hareketi (AZADÎ), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürdistan Demokrat Platformu (PDK) ve Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T) seçime ittifak halinde katılacaklarını deklere etti.
Rûdaw bültenine konuk olan PAKURD Genel Başkanı İbrahim Halil Baran, “Kürt İttifakı” ve yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“7 partinin yaptığı ittifak ‘Kürt ittifakı’ olarak adlandırıldı ama bunu düzeltmekte fayda var” diyen Baran, HDP’nin tüzük ve programında bir “Türkiye partisi” ibaresinin yer aldığını hatırlatarak, “HDP Türkiyeci bir partidir, bu nedenle Kürt ve Kürdistanilik kavramının bu şekilde içinin boşaltıldığını düşünüyoruz” dedi.
1999’dan bu yana Kürt ilerininin birçoğunda yerel yönetimlerin HDP ve öncüllerinin elinde olduğunu ve 2016’da belediyelerin neredeyse tamamına kayyım atandığını dile getiren Baran, “Bugün adına ‘Kürt ittifakı’ denen bu uzlaşmayla bu belediyeleri yeniden kazanmayı hedefliyorlar. Gerçekte ortada bir ittifak yoktur. Sadece bazı adaylar üzerinden bir uzlaşma sağlanmış ve bunu da ‘Kürdistani ittifak’ şeklinde yansıtıyorlar” diye konuştu.
Seçimle kazanılacak belediyelere tekrar kayyım atanmaması için herhangi bir engelin bulunmadığına dikkat çeken PAKURD Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 ay önce, ‘eğer o kişiler tekrar seçilirse yine kayyım atanır’ şeklinde bir açıklama yaptı. Benim ve partimin görüşüne göre bu durumda Kürtlerin seçimi boykot etmesi gerekiyordu ama bazı taraflar bunu yapmadı. Bu şekilde seçime girmekle devletin almış olduğu karar da meşrulaştırılmış oluyor. Bugün devletin kazanılacak belediyelere kayyım atamaması için herhangi bir garanti yok.”
Baran, Türkiye’de siyasetin yeniden dizayn edildiğini belirterek, “Buna göre AKP ve CHP başlıca çizgiler olarak düşünülüyor. Bu iki çizgiyi kabul etsin yada etmesin diğer partiler de bu ana akımların bir parçası haline getirilmeye çalışılıyor. Tıpkı ABD’deki sistem gibi. Türkiye’de yürürlüğe giren Başkanlık sisteminin bir dayanağı da buydu. Bizce Kürtlerin üçüncü yol olması gerekiyor. Bir alternatif olarak Türkiye’de Kürtlerin sesi olmaları gerekiyor. Çünkü 80 milyon küsür olarak tahmin edilen Türkiye nüfusnun yüzde 30’unu Kürtler oluşturuyor. Bu büyük bir rakam ama bu konuda yanlış bir siyaset izlenerek alternatif olunamadı. Bugün Türkiye iki bloklu bir yapılanmaya gidiyor ve ana akımlar arasında zımni bir anlaşma var” ifadelerini kullandı.
Baran, HÜDA-PAR’ın seçim kararına ilişkin, “HÜDA-PAR seçime katılmayacak ama taraftarlarına ‘sandığa gitmeyin’ demiyor. Yani partinin tabanı seçime katılacak ve yüzde yüz oylarını AK Partiye verecek. Diğer taraftan CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ittifak geliştiriyor ama HDP ile oturmuyorlar. Biz zımnen HDP’nin de onlarla olduğunu biliyoruz” dedi.
Kürt bloğu dışında kalan diğer Kürt partilerin seçimdeki şansına ilişkin bir soruya İbrahim Halil Baran, “Bir de bunun dışında kalan PAKURD, HAK-PAR, PSK, PAK, PDK-Bakur gibi Kürt partiler var. Bunlar o ittifaka katalmadıkları gibi meşru da görmüyorlar. Kürt illerinde bazı partiler bağımsız adaylar gösterecek ancak biz bunun da çare olmayacağını düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın