Türkiye-Yunanistan sınırında çıplak bulunan mülteciler Rûdaw'a konuştu: Bizi o ülke itti

30-10-2022
Etiketler Bêgerd Hasan Yunanistan Türkiye Çıplak mülteciler
A+ A-

Erbil  (Rûdaw) – Yunanistan-Türkiye sınırında çıplak bir şekilde itilen 92 mülteciden 16’sının Kürt olduğu ortaya çıktı. Rûdaw’a konuşan kadın Kürt mülteci, Yunanistan polisinin erkeklerin üzerindeki tüm elbiseleri çıkarıp çıplak bıraktığını ve Türkiye sınırına ittiğini söyledi.

15 Ekim’de Yunan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarachi, sosyal medya hesabı üzerinden çıplak şekilde soyulan göçmenlerin fotoğrafını paylaşarak göçmenleri bu hale Türkiye'nin getirdiğini iddia etti.

Türkiye yetkilileri ise iddiaları ret ederek Yunanistan’ı suçladı.

Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye-Yunanistan sınırında 92 göçmenin çıplak bir şekilde bulunmasını kınayarak, konu hakkında soruşturma başlatılmasını istedi.

Rûdaw’ın edindiği bilgiye göre çıplak kalan Arap, Afgan, Pakistanlı 92 mültecinin tamamı erkekti. Mültecilerden 16’sı ise Kürt’tü.

Olayın üzerinden iki hafta geçmesine rağmen konu hala gündemdeki yerini koruyor. Rûdaw Yunanistan-Türkiye sınırında mağdur olan mültecilerin ailelerine ulaştı.

"Yunanistan polisi mültecileri çıplak bıraktı"

Olayın şahitlerinden, 3 çocuğu ve eşiyle birlikte mülteciler arasında yer alan Süleymaniyeli Bêgerd Hasan Rûdaw TV’de Hewraz Gulpi’nin sunduğu 08:00 bültenine katılarak yaşananları anlattı.

Yunanistan güvenlik güçlerinin mültecileri soyduğunu belirten Bêgerd Hasan, “Türkiye’den yola çıktık. İki kilometre kadar Yunanistan topraklarına girmiştik. Yunan polisi tarafından yakalandık ve bizi bir kampa götürdüler. Kampta erkekler çırılçıplak soyuldu sadece alt çamaşırlarıyla bırakıldı” dedi.

Kampa götürülen mültecilerden 16’sının Kürt olduğunu dile getiren Hasan, “Hava kararınca 6 otobüsle çıplak bırakılan mülteciler ve bizi sınıra gönderildi. Yunan polisi mültecileri feci şekilde dövdü, bazılarını bıçakla yaraladı. O kadar dövüldüler ki bazıları yürüyecek durumda bile değildi” ifadelerini kullandı.

“Para ve altınlarımızı aldılar”

Yunan polisinin paralarına el koyduğunu belirten Hasan, şöyle devam etti:

“İki otobüste kadın polisler kontrol yaptı. Bir kadın polis bana ‘ne zamandır seni bekliyordum’. Bende para olduğunu biliyordu. Birkaç Euro verdim. ‘Dolarları da ver’ dedi. Bende ki tüm dolarları ona verdim. Yaklaşık 4 bin dolarım vardı hepsini aldılar. Kızımın kulağındaki küpeleri, boynumdaki altın gerdanlığımı üzerimdeki değerli tüm takıları aldılar.”

Sınıra ulaştıklarında erkeklerin üzerindeki iç çamaşırların da Yunan polisi tarafından alındığını dile getiren Kürt mülteci, “Sınırda kadınları kontrol ettikten sonra erkeklerin üzerindeki tüm çamaşırları alarak çıplak bıraktılar. Erkekler bizim gözlerimizin önünde çırılçıplak Türkiye sınırına kaçıyordu. Biz de koşmaya başladık. O esnada ayağım takıldı ve kırıldı. Arkamızdan Yunan polisi bize taş atıyordu. Bir çok erkek mülteci o gece çeşitli yerlerinden yaralandı” şeklinde konuştu.

Sınırı geçtiklerinde Türkiye polislerinin kendilerini karşıladığını dile getiren Hasan şunları söyledi:

 “Türkiye sınırına ulaştığımızda Türkiye polisleri bize yardımcı oldu. Bir süre sonra askeri araçlar erkekler için kıyafet getirdi. Yaralıları hastanelerde tedavi altına aldılar. Beni de ayağım için hastaneye yatırdılar. Çocuklarımı bir kampa götürdüler. ‘Daha sonra çocuklarınızı size vereceğiz’ dediler. Ama öyle olmadı. 9 gün sonra ben avukat aracılığı ile çocuklarımı geri alabildim.”  

Hasan, “Bu konuşmaları baskı altında hissederek mi yapıyorsunuz?” sorusuna, “Hiçbir baskı altında değilim. Hastaneden çıktığım gece polisler bizi almaya bile gelmedi” yanıtını verdi.

“Kaçakçılar polis ile işbirliği halinde”

Bêgerd Hasan’ın eşi Daban Osman ise  “Yunanistan bizi yakaladıktan sonra ailesi ve çocukları yanında olmayan, tek erkekleri kamplara, ailesi olanları ise Türkiye’ye geri gönderdiler. Yunan tarafında üzerimizdeki tüm paralar alındı. Hiç paramız kalmadı. Şu an bir restoranın bodrum katında yaşamaya çalışıyoruz. Avukatlara ve kaçakçılara borçlandık. Pasaportlarımıza el koydular.  ‘Paramızı vermezseniz pasaportlarınızı alamazsınız’ diyorlar” dedi.

Daban Osman sınırın her iki tarafındaki polisler ile kaçakçılar arasında işbirliği olduğunu belirterek, kaçakçıların insanları götürmesine göz yumulduğunu sınırın diğer tarafında ise polise ihbar edildiklerini belirtti.

Osman, “Geçtiğimiz yerler çok gizliydi. Ama varır varmaz polisler yanımızda bitiyordu. Bu normal bir durum değildi” dedi.

“Kürdistan’a dönemem”

Zor durumda olduğunu anlatan Osman, bir çocuğunun hastalandığını ve tanımadığı kişilerin yardımıyla tedavi ettirebildiğini anlattı.

Osman ailelerin yardımıyla yaşadığını söyleyerek, “Kürdistan Bölgesi’ne dönemiyorum. Çünkü Avrupa'ya geçebilmek için arabamı, evimi sattım. Hayatım orada kalmadı. Günlük çalışarak karnımızı doyuruyoruz. Pasaportumuzu aldılar paramız yok avukat tutamıyoruz” şeklinde konuştu.

Rûdaw bültenine katılan Avrupa’dan Dönen Mülteciler Derneği Başkanı Ebubekir Ali ise “Yunanistan mültecileri çıplak halde sınıra bıraktığı için kınadık. Yunan ve Türk polisleri mültecilere kötü muamele yapıyorlar. Ve kaçakçılarla ortak çalışıyorlar” şeklinde tepki gösterdi.

Ebubekir Ali, “Yunan polisi eğer erkekleri çıplak soyuyorsa Türk polisleri de zamanında kadın mültecileri soymuştu” dedi.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli