Kürdistan'dan Hollanda'ya giden Dr. Aram bağımlıları tedavi ediyor
Dusseldorf (Rûdaw) – Kürt doktor Aram Mahmoud Hollanda’da uyuşturucu mücadele merkezinde aktif olarak çalışıyor.
Kürdistan'da cerrah olan Dr. Aram Mahmoud Hollanda’da uyuşturucu ve alkol bağımlılarını tedavi eden bir rehabilitasyon merkezinde görev yapıyor.
Uyuşturucu madde sorunu Batılı ülkelerde ciddi bir sorun olarak öne çıkarken Kürdistan Bölgesi’nde de her geçen gün bu konuda haberler çıkıyor.
Dr. Aram Mahmoud, Hollanda'da büyük bir klinikte çalışıyor ve harika bir deneyime sahip. Ona göre Kürdistan'da gelen alkol ve uyuşturucu, Hollanda'da kullanılanlardan çok daha tehlikeli.
Dr. Aram Mahmoud, Kürdistan'da uyuşturucu bulmanın Avrupa'ya göre daha kolay olduğunu ancak bağımlılıktan ise daha hızlı kurtulabildiklerini söylüyor.
Bağımlılıktan kurtulmanın ilacı var mı?
“Bağımlılıktan kurtulmanın ilacı var mı?” sorusuna Dr. Aram Mahmoud şu yanıtı verdi:
“Bağımlılık sosyal, sağlık ve hukuki bir sorundur. Bu da bir hastalıktır ama tedavisi uzun vadelidir. Hastalanan bir kişi doktora gider ve ilaç aldıktan sonra bir gün, bir hafta veya bir ay içinde iyileşir. Ancak uyuşturucu bağımlılığı tedavisi bir yıl veya daha uzun sürebilir. Kullanıcılarla birlikte aileler, toplum ve yetkililer de uzun yıllar bu sorunla uğraşıyor."
"Kürdistan'daki kötü durum nedeniyle gurbete yöneldim"
Dr. Aram Mahmoud kendisi hakkında şunları söyledi:
“Ben Aram Mahmoud Tofiq. 27 yıldır Hollanda’da yaşamaktayım. Süleymaniye’de dünyaya geldim. 1985’te tıp fakültesinden mezun oldum. Çok fazla yokluk, zorluk çektim. Askerlik yaptım. 1991’deki ayaklanma sonrası genel cerrah olarak çalışmaya başladım.
1997’de bazı bireysel nedenler, ayrıca Kürdistan’daki kötü durumdan ötürü gurbete yöneldim. Hollanda'ya gelip ikametgah başvurusu sürecini başlattım. Uzun uğraş ardından ikamet hakkını aldıktan sonra eşimi ve çocuklarımı da getirdim. Ardından burada öğrenimi sürdürdüm. Irak’taki diplomamı denkleştirdikten sonra 2007 sonunda bağımlıkla mücadele merkezinde göreve başladım. 2009 yılında yüksek öğrenime başladım ve 2011 yılında yüksek lisans derecemi aldım.
Bağımlılıkla mücadele alanında büyük ve yetenekli bir kuruluş olan Taktos Organizasyon'da hem işime devam ettim hem de doktor olarak çalıştım, aynı zamanda bağımlılık alanında yüksek lisans yapan öğrencilere nezaret ediyorum.
“Kumar oynuyorsunuz”
Taktos Organizasyon'dan kendileri ile çalışmam yönünde bir davet aldım. Görüşmeye gittiğimde 2 uzman beni test etti. Bazen kendi aralarında konuşuyorlardı. Onlara ‘Kumar onuyorsunuz’ dedim. Onlar da ‘Nasıl yani’ dediler. Dedim ki ‘Siz uzman bir doktor arıyorsunuz. Bir yandan benim bilgeliğim var ve uzmanım, diğer yandan Kürt olduğuma ve Irak'tan geldiğime bakıyor dilimin yeterli olmaya bileceğine inanıyorsunuz. Bu iki çelişkili durum arasında hangisini seçeceğinizi bilmiyorsunuz. Kumardan kastım buydu.’ Onlara bana yeteneklerimi göstermem için bana bir şans vermelerini istedim. Bu talebim üzerine bana 2 günlük deneme süresi verdiler. O merkezde çalışan Hollandalı bir doktorun da yardımı ile görevimde başarılı oldum ve o doktordan çok şey öğrendim. 3 haftada bana o kadar çok şey öğretti ki orayı tek başıma yönetebilecek ve işimi en iyi şekilde yapacak bir düzeye ulaştım.”
Hayat hikayesinin yanı sıra hastaları nasıl tespit ettiklerini anlatan Dr. Aram, şunları söyledi:
"Hasta solüsyonu aldıktan sonra bu laboratuvarda idrarını doktorun önündeki bir kutuya koyarak test için teslim etmelidir. Çünkü başkasının idrarını getirebilir veya içerisine su koyabilir. Hasta kişinin ismini açıklamadan idrarına rakam vererek hastane bölümüne gönderiyoruz ve ardından hastanın tamamen iyileşip iyileşmediği veya ilaç kullanıp kullanmadığı konusunda bilgi alıyoruz. Burada herkesin bir aile doktoru var. Aile üyelerinden birinin uyuşturucu kullandığı ve kontrolden çıktığı öğrenildiğinde aile doktoruna giderek bir bağımlılık tedavi kuruluşuna yönlendirilmeleri isteniyor.
Hasta bize geldiğinde biz iki doktor onunla 2-2 buçuk saat konuşuyoruz. Uyuşturucu kullanmaya ne zaman başladığını, ne kadar kullandığını, hangi maddeyi kullandığını bilmemiz gerekiyor.
Daha önce kullanıp sonra bıraktınız mı yoksa bu ilk seferiniz mi? Sosyal ya da ruhsal sorunları var mı, bekar mı, eşi var mı ve ne tür bir iş yapıyor? Borçları var mı, polisle sorunu var mıydı? Ve benzeri diğer bazı sorular yöneltiyoruz. Hastanın tüm yanıtları bir rapor haline getirilir. Daha sonra her salı uzman doktorlar buluşarak raporu değerlendiriyoruz.
Artık nihai çözümü bulana kadar tedavinin aşamaları konusunda hastayı bilgilendiriyoruz. Ve hastaya bunu kabul edip etmediğini soruyoruz. Hastanın tedaviyi kabul ettiğine dair belgelere imza atması gerekiyor ve daha sonra ihtiyaç halinde iletişime geçeceğimiz bir kişiyi belirliyor. Çünkü hasta olan kişinin bilgilerini belirlenen kişi dışında kimseye vermiyoruz. Bilgiler bizde gizlilik içerisinde korunuyor."
"Kürdistan'da tedavi daha kolay"
Dr. Aram, Kürdistan'da tedavinin Avrupa'ya göre daha kolay olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Kürdistan'da uyuşturucu bağımlıların tedavisi buraya göre çok daha kolay olur. Çünkü Avrupa toplumu bireyselliği önde olan bir toplum olduğundan insanlar 4 duvar arasında tek başına yaşadığında sıkılır. Stres, yorgunluk, utanç o kişiyi bunaltan şeylerden kaçmak için alkol ve uyuşturucuya başvurur. Aynı şekilde tedavi sürecinde yine yalnız ve biz ona aile desteği sağlamaya çalışıyoruz ama bu zor, Kürdistan'da tam tersi durum var.
Bizim toplum sosyaldir, yakınındakilerden ya da arkadaşlarından dolayı bağımlı oluyorlar. Tedavi sürecinde güçlü bir aile desteği alıyor. Annesi, babası, kardeşleri ve çevresindeki herkes yardım ettiği için tedavisi kolay ve başarı oranı yüksek, maddeye dönüşü ise çok daha az oluyor.
"Kürdistan buradan çok daha tehlikeli"
Kürdistan'da uyuşturucu tüketiminin çok daha korkutucu olduğunu belirten Kürt doktor, şunları söyledi:
“Kürdistan'da bağımlılık buradan çok daha tehlikeli çünkü Kürdistan'da tüketilen alkollü maddelerin nasıl yapıldığını, içinde hangi maddenin bulunduğunu bilmiyor. Bazıları doğrudan kör edicidir. Tüccarlar daha fazla kar elde etme derdinde olduğu için içinde ne olduğu umursamıyor, bu yüzden bu korkutucu."
Dr. Aram, yıllardır bu alanda çalıştığını, onlarca bağımlı gördüğünü ve bu kişilerin neden bu maddelere yöneldiğini bildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mağdur ailesini kaybetmiş, evini kaybetmiş, işini kaybetmiş, borç içinde, eşi ve çocukları kendisinden uzakta, fiziksel ve ruhsal olarak istismara uğruyor ve polisle birçok sorunu var. İnsan bunu görünce bu maddelere asla yaklaşmaması, asla kullanmaması gerektiğini anlar çünkü bunlar ateştir ve onlara yakın olmak bile insanı yakar."