Kürt ‘keskin nişancı’ 250 IŞİD'liyi nasıl öldürdüğünü anlattı

Erbil (Rûdaw) – Azad Cudi isimli Rojhılatlı Kürt keskin nişancı, “Uzaktan Atış – IŞİD’e Karşı Savaşan Keskin Nişancıların Hayatı” adlı kitapta, Kobani’de IŞİD’e karşı giriştikleri savaşın ayrıntılarını anlatıyor.

 

2014 yılı yazında IŞİD 10 bin mensubu ve Suriye ile Irak ordusundan elde ettiği ağır silahları ile birlikte Rojava’nın Kobani kentini çembere aldı. Buna karşı kentte bulunan 2 bin 500 YPG üyesi ve gönüllü, ellerindeki ferdi ve eski silahlarla bu saldırıyı karşıladı.  

 

Rojhılatlı Azad Cudi adlı gönüllü Kürt suikastçı, “Uzaktan Atış – IŞİD’e Karşı Savaşan Keskin Nişancıların Hayatı” adlı kitapta 17 YPG’li keskin nişancının IŞİD’e karşı ölüm kalım mücadelesini yazdı. Azad, bu büyük saldırıya karşı koymanın tek yolunun “düşman” unsurlarını tek tek düşürmek olduğunu söylüyor.

 

Kobani savaşından 10 yıl önce Azad Cudi daha 19 yaşındayken İran ordusuna zorunlu askerlik yapıyormuş. Gün gelir halkına karşı silah kullanması istenir diye ordudan kaçmaya karar vermiş ve Rojhılat Kürdistanı’nı terk edrek İngiltere’ye ulaşıyor. Cudi, Suriye krizinin patlak vermesinden sonra 2013 yılında Rojava’ya geçerek Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) katılıyor.

 

Azad Cudi, Avrupa’ya döndükten sonra, “Uzaktan Atış – IŞİD’e Karşı Savaşan Keskin Nişancıların Hayatı” adlı bir kitap yazıyor. Kobani’de IŞİD unsurlarını izlemek ve onları suikastle düşürmek için evleri deldiklerini anlatan Cudi, savaş boyunca 250 IŞİD mensubunu suikastle öldürdüğünü ileri sürüyor.

 

Kitap hakkında The Wall Street Journal’de bir yazı kaleme alan Graeme Wood, “Azad’ın behsettiği bu rakam çok yüksek ancak doğru olma ihtimali var. çünkü Deniz Kuvvetleri Özel Operasyonlar Dairesi üyesi ABD’li Ceris Kill’in de bu savaşta 160 IŞİD’liyi öldürdüğü ıspatlanmıştır” diyor.

 

Wood, kitabın sade ve akıcı bir dille yazıldığını, yazarın elinden geldiğince metafor kullanmadığını belirtiyor.

 

Azad Cudi kitabında, bir saatlik bir eğitimden sonra suikastçı olmaya başladığını ve savaş içerisinde gittikçe uzmanlaştığını anlatıyor. Keskin nişancıların kullandığı M82 suikast silahının özelliklerini ayrıntılarıyla anlatan Cudi, 50 kalibrelik yani havuc büyüklüğündeki mermilerinin bir insanın bacağını rahatça parçalayabileceğini söylüyor.  Cudi, “Bir süre sonra işaret parmağından bir savaşçının suikastçi olup olmadığını anlayabiliyorsun” diyor.

 

Azad Cudi, bir süre sonra öldürme ve ölüm sahnelerinin gözünde normale döndüğünü anlatıyor. Yazarın anıları tek tek düşüp ölenleri anlatan sayfalarla dolu.

 

Graeme Wood, “Anılar o kadar gerçekçi ki teröristlerin öldürülmesi sahneleri de trajik bir film gibi gözünüzün önünde canlanıyor” diyor.  

 

Cudi, suikast silahı üzerindeki güçlü dürbün sayesinde öldürdüğü düşmanlarının yüzlerini, vücutlarından fışkıran kanları bile çok rahatça görebiliyormuş. Çatışmaların birinde karşısında duran IŞİD’liye iki mermi sıktığını, mermilerinin her birinin kurbanın göğsüne saplandığını ve o an kurbanla gözgöze geldiğini anlatıyor. Düşmanının yüzünde korku görmediğini ifade eden Cudi, “Orada düşmanımın amacı uğruna korkuyu yendiğini gördüm. Ardından son mermiyi alnına vurdum” diyor.

 

Rojhılatlı Kürt keskin nişancı, ilk başta gönüllü olarak Rojava’ya geçtiğini, ancak Kobani saldırısı ile birlikte savaşa katılmaya karar verdiğini belirtiyor.

 

Savaş esnasında yiyecek sıkıntısı çektiklerini anlatan Cudi, “Temel gıda malzemelerimiz yoktu. Terkedilmiş evlerde erzak arıyorduk. Birçoğumuzun elinde sadece kalaşnikoflar ve birkaç şarjör mermi vardı” diye belirtiyor.

 

Azad Cudi, bu kadar çok düşman eri öldürdüğü için övünmediğini ifade ederek, “Birçok defa bana, hiç düşman öldürdün mü diye soruyorlardı. Ama ben bu soruya hiç cevap vermiyordum. Çünkü sadce zayıf insanlar öldürdükleriyle övünür” diyor.

 

Wall Street Journal yazarı Graeme Wood, Azad’ın anılarında çok fazla “Öcalanist propaganda” yaptığını ve kitabın tek “zayıf” yanının bu olduğunu belirtiyor.