Kosova’da BM ofisinin karşısında ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’in dev bir heykeli dikilmiş. Bill Clinton yönetiminde ABD Dışişleri Bakanlığı yapan Madeleine Albright, o dönem yürüttüğü diplomasi ile Kosova halkını soykırımdan kurtarmış. Kosovalılar Albright’a sevgilerini göstermek için büyük bir heykelini dikmiş.
Albright’in heykelinin biraz ötesinde Priştine Uluslararası Stadyumu’nun duvarında savaş döneminde silahlı mücadelenin öncülerinden Adem Yaşari’nin fotoğrafı asılı bulunuyor. Kosovalılar Yaşari’yi bir kahraman olarak görüyor. Stadyum sadece bazen Yugoslavya’daki yerel maçlar için kullanılıyor. Geçmiş dönemlerde İngiltere ve Kosova takımları maç yapmış. 12 yıl önce Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını kazanan Kosova halen Birleşmiş Milletler’e (BM) üye olamamış. Kürtlerin Kosova’nın tecrübelerinden öğreneceği çok şey var.
BM’de yüzden fazla ülkenin bağımsızlığına onay verdiği Kosova, Rusya, Sırbistan, Çin, İspanya ve bir kaç devletin daha onay vermemesi nedeniyle BM’ye üye olamıyor. Kosova’nın farklı şehirlerindeki caddelerde dört ülkenin bayrağı dalgalanıyor: Amerika, Avrupa Birliği, Arnavutluk ve Kosova bayrakları. Her bir Kosovalı kendini Amerika’ya borçlu hissediyor. Priştine’nin en güzel yerindeki camdan yapılmış büyük görkemli bina ABD Büyükelçiliği binası. ABD’nin Kosova’daki Büyükelçiliği diğer ülkelerdeki sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı yüksek duvarların arkasındaki ABD büyükelçiliklerinin aksine bir şekilde yapılmış. Priştine’de sadece Madeleine Albright’in değil aynı zamanda büyük bir ABD bayrağının gölgesinde Bil Clinton’un heykeli de bulunuyor. Kosovalı bir tüccar Clinton’a olan sevginin sınırlarını aşarak bayan giyiminin satıldığı “Hillary” adında bir konfeksiyon mağazası açmış. Hillary Clinton ABD Dışişleri Bakanı olduğu dönemde mağazayı ziyaret ederek alışveriş yapmış.
Avrupalı Müslümanlar
Kosovalıların çoğunluğu Müsülman olduğu için bütün şehir ve köylerinde cami bulunuyor. Ama Kosovalı Müslümanlar diğer bölgelerdeki Müslümanlara benzemiyor ve yaşantıları ile tamamıyla bir Avrupa kenti olduğunu hissettiriyor. Kosova Osmanlı döneminde özerk bir ülkeymiş. Kosovalıların Osmanlıları ülkelerinden çıkarmasıyla ülke uzun yıllar Sırbistan Hristiyanlarının kontrolünde kalmış daha sonra da Yugoslavya’nın bir parçası olmuş. Ancak federal Yugoslavya Cumhuriyeti’nde hiçbir zaman federal bir bölge olarak yasalar uygulanmamış. Sadece sınırlı bir otonomi verilerek ikinci sınıf muamelesi görmüş. Kosovalılar da sivil ve askeri mücadelenin ardından bağımsızlıklarına kavuşmuş. Buna rağmen Kosovalılar kendilerini sıkı Avrupalılar olarak görüyor. Giyimlerinden, evdeki yaşamları ve çarşılarına kadar Avrupa kültürü hakim. Kosovalıların hayatında din ve siyaset birbirinden ayrılmış durumda. Parlamentoda hiçbir islami parti yok. Kosova’dan IŞİD’e katılanlar olmuş ancak Kosova’da bu tür yapıların izine rastlayamazsınız. Konuştuğumuz kimseler bir Kosovalının Suriye ya da Irak’a giderek IŞİD için ölmesine gülerek dalga geçiyor.
Yolsuzluk Kürdistan’dan daha az
Kosova Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmak için ciddi bir çaba gösteriyor. Kosovalı gençler en az Almanca ya da İngilizce bir yabancı dil biliyor. Ancak AB Kosova ile ilgili raporlarında yolsuzluğun ortadan kaldırılamadığı belirtiliyor. Bağımsızlık mücadelesi döneminde dağlarda savaşanlar bağımsızlığın kazanılmasından sonra yolsuzluk yaparak yakınlarına ayrımcılık tanımaya başlamış. Ancak biz Kürtlerin alıştığı yolsuzluktan daha az yolsuzluk var Kosova’da. NATO, AB ve AB’ye bağlı kuruluşlar Kosova’daki gelişmeleri yakından izlediği için yolsuzluk yapanların çok dikkatli olması ve göze çarpmayacak şekilde hareket etmesi gerekiyor.
Yolsuzlukla ilgili Kosova’da konuşulanların başında Kosovalı yetkililer ile Türkiyeli üst düzey yetkililerin çocuklarının karıştığı ticari ilişkiler geliyor. Kosova’daki elektrik üretim santralleri, havalimanları, yol ve köprüler gibi bir çok altyapı hizmeti Türkiyeli firmalar tarafından yapılıyor. En son seçimlerde adı yolsuzluklara karışan siyasiler muhalefet karşısında yenilgiye uğramış. Kosova’daki partilerin özel silahlı gücü bulunmuyor ve bağımsızlık mücadelesi tek bir ordu tarafından yürütülmüş. Ordu bağımsız olduğu için hiçbir parti silah gücü ile demokrasiyi tehdit edemiyor.
Kosova’da tartışmalı bölgeler
Kosovalıların çoğunluğu Arnavut olmasına rağmen ülkenin kuzeyinde Arnavut ve Sırplar bir arada yaşıyor. Arnavutların yaşadığı şehirler de büyük özgürlük devriminden 20 yıl sonra yapılaşma başlamış ve yüksek bina, alışveriş merkezleri ile cadde ve yollar yapılmış. Kosova’nın kuzeyine gittiğiniz zaman Sırpların yaşadığı şehirlerde çok faklı bir durumla karşılaştım. Savaş ve karışıklığın sürdüğü ihmal edilmiş bir bölge ve NATO’ya bağlı bir askeri güç barışı korumak için bölgede konuşlanmış. Metrovica kentinde Sırp ve Arnavutlar arasında bir köprü sınır görevi görüyor. Bu köprüde bir çok savaş yaşanmış. Köprüden Sırpların yaşadığı tarafa geçmek istediğimizde NATO güçleri basın kartlarımızı alarak fotoğraflarını çekti ve dikkatli olmamızı istediler.
Arnavutlar tarafında büyük bir Arnavut komutanın heykeli Arnavut bayrağı ile birlikte dikilmiş. Karşı tarafta ise Arnavutların heykelinin karşısında büyük bir Hristiyan’ın heykeli ile Sırpların Arnavutlar tarafından öldürüldüğü iddia ettikleri kişilerin isimlerinin olduğu bir liste asılmış.
Heykelin yanından yaşlı bir Sırp, “Hiçbir zaman ortak bir geleceğimiz olmayacak” diyor. Tercümanımız Sırbistan hükümetinin şimdi de bölgedeki Sırpların Kosova Devleti’nin boyunduruğunda kalmaması için maaşlarını gönderdiğini anlatıyor. Bunu Sırpların kendilerini Sırbistan’ın bir parçası olarak görmeleri için yapıyormuş. Metrovica kenti bu sürede yıkık ve yoksul bir kent haline dönüşmüş.
Teresa annenin kenti
Priştine rahibe Teresa annenin kenti olarak biliniyor. Arnavutlar din etkisinin bölünmelerine neden olmamasıyla gurur duyuyor. Bazı Müslüman ve Hristiyan Arnavut aileler arasında evlilikler de yaşanıyor. Müslüman ve Hristiyan Arnavutlar birlikte Arnavutların yaşadığı Arnavut Cumhuriyeti, Kosova Cumhuriyeti ile Kuzey Makedonya’nın bir kısmı ve Balkanların diğer bölgelerinden oluşan büyük Arnavutluk hayalini kuruyor. Silahlı mücadele döneminde bile Kosova özgürlük ordusunda bir çok Hristiyan gerilla ve komutan mücadele etmiş. Sırplar Ortodoks Klisesi’nin aracılığıyla Hristiyan Arnavutları bağımsızlık mücadelesinden vazgeçmesi için ikna etmeye çalışmış ancak Ortodoks Arnavutlar bunu reddetmiş. Sırp Kliselerinin Kosova’daki mülkleri de halen Kosova ile Sırbistan arasından çözülmemiş bir sorun olarak duruyor
Gençlere önem veriliyor
Priştine’de çok modern ve eğlenceli bir yaşam var. Ancak ülkedeki gençlerin çoğunun cebinde harçlığı yok. Kosova’nın petrol gibi bir doğal kaynağı yok ama toprağı telefon ve otomobil sanayisinde kullanılan doğal kaynaklarla dolu. Modern sanayide kullanılan doğal zenginliklerin yanı sıra büyük şarap ve yemek işletmeleri var. Diaspora’daki Kosovalılar bağımsızlığına yeni kavuşmuş ülkelerine büyük yardımlarda bulunarak yatırımlar yapıyor. Devlet de yatırımları çekmek için kolaylaştırıcı ve teşvik edici adımlar atıyor. Kosovalı gençler özellikle müzik alanında olmak üzere bir çok sektörde dünyada nam salmış. Kosovalı gençler bununla da sınırlı kalmayarak ülkelerinin hizmet ve bilim alanında da dünyaya büyük katkı sağlamasını istiyorlar. Dünyanın bir çok firması merkezlerini Kosova’ya taşıyor. Priştine’de merkezlerini ziyaret ettiğim firmalar bilim alanında yaptıkları çalışmaları uluslararası kuruluşlarda Kosova adına kayıt altına alıyorlar.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın