Alabali-Radovan: Ezidi Soykırımı’nın tanınması tarihi bir karar
Almanya Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan, Almanya Federal Meclisi’nin Ezidi Soykırımı’nı tanımasının tarihi bir adım olacağını belirtti.
Almanya’nın Ezidiler için çeşitli plan ve programları olduğunu aktaran Alabali-Radovan, “Bu karar Ezidilerin acısını hafifletemez fakat Almanya Federal Hükümeti birçok şey yapıyor. Örneğin, yerlerinden olan Ezidiler için Irak ve bölgede bir program var. Almanya, yıkıma uğrayan bölgenin inşası için maddi yardım sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Alabali-Radovan, Almaya’nın IŞİD’den kurtarılan Ezidilere yönelik yardımlarına ilişkin olarak ise “IŞİD’den kurtulup hâlen orada olan kadınların yaşadıkları travmalarla baş edebilmeleri için, Almanya Federal Hükümeti’nin kendisi psikososyal yardımı finanse edip destek sağlıyor” diye belirtti.
Almanya Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan, Rûdaw muhabiri Ala Şalî’nin sorularını yanıtladı:
Rûdaw: Ezidi Soykırımı’nın tanınmasının sembolik bir yönü olacaktır. Ezidi Kürtler, bu sürecin ikinci adımı olarak topraklarına dönebilmek için Şengal’in yeniden inşasını talep ediyor. Almaya Hükümeti bu konuda nasıl bir destekte bulunacak?
Reem Alabali-Radovan: Elbette Ezidilerin Irak’ta maruz kaldığı soykırımı tanımak büyük bir role sahip olacak. Bu, tarihi bir adım olacak ve bu adım, tarihi adaletin tecelli etmesi alanında ilerleme kaydediyor. Tabii ki bu karar Ezidilerin acısını hafifletmeyecek ama Almanya’nın soykırımı tanıma yolunda olmasını önemli bir işaret olarak değerlendiriyorum. Federal Hükümet birçok şey yapıyor. Örneğin, yerlerinden olan Ezidiler için Irak ve bölgede bir program var. Almanya, yıkıma uğrayan bölgenin inşası için maddi yardım sağlıyor.
Rûdaw: Almanya, başta IŞİD’in elinden kurtulan kadınlar olmak üzere Ezidilere nasıl yardım edecek? Almanya’nın uzun vadeli bir planı mevcut mu?
Reem Alabali-Radovan: Bunun için atılan bazı adımlar var. Almanya Federal Hükümeti’nin, IŞİD’den kurtulup hâlen orada olan kadınların yaşadıkları travmalarla baş edebilmeleri için, sunulan psikososyal yardımı finanse edip destek sağlamasını çok değerli görüyorum. Aynı şekilde, 2015’te birçok federal eyaletin Ezidi kadınları Almanya’ya getirmeye karar verip onları desteklemesi de beni mutlu ediyor. Bunu, entegrasyon kapsamında yapıyoruz. Bu kadınlar, her şeyden önce IŞİD suçlularının yargılanmasında önemli bir faktör. Ezidi kadınlar, bunda başat bir role sahip. Ayrıca, entegrasyonun nasıl süreceği ve kadınların en çok nelere ihtiyacı olduğu gibi konularda Almanya’daki Ezidi toplumuyla sürekli iletişim hâlindeyim.
Rûdaw: Ezidiler neden Almanya’yı tercih ediyor? Almanya’nın mültecilere yönelik politikaları onlara kolaylık mı sağlıyor?
Reem Alabali-Radovan: Evet, zaten IŞİD’in 2014’te gerçekleştirdiklerinden sonra federal meclisler mültecilerin alımına ilişkin programlar başlattı. Bu bir adım. Bundan dolayı şu anda dünyadaki en büyük Ezidi diasporası Almanya’da yaşıyor. Almanya’da 200 binden fazla Ezidi yaşıyor. Elbette Federal Hükümet’in kendisi de adımlar atıyor. Bölgede, yani Irak’ta, bir yaşamın kurulması için bir umut olacak olan yeniden inşa çalışmalarının yapılması benim açımdan çok önemli.
Rûdaw: Şimdi de size ofisinizin uluslararası bir önemde olduğu bu dönemde bir devlet bakanı pozisyonunuzdaki işinizle ilgili bazı sorular sormak istiyorum. Mültecilerle ilgili farklı sorunlara bakacak olursak sizin temel planınız ne, neyi değiştirmek istiyorsunuz?
Reem Alabali-Radovan: Entegrasyon görevlisi olarak Almanya’daki entegrasyonun başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için çalışmak benim temel işim. Elbette sadece mültecilerin değil, Almanya’ya gelen diğer kişilerin -örneğin öğrenciler ve çalışanlar- entegrasyonu da var. Devlet, insanların iyice entegre olabilmesi için tüm altyapıyı sağlıyor ve doğrusu, şimdi de yapılması gereken çok şey var. Mevcut mülteci göç dalgalarının yanında, Ukrayna’daki savaş da büyük bir mülteci göçüne yol açtı.
Rûdaw: Iraklı olmanız mülteci sorununa duygusal yaklaşmanızı etkiliyor diyebilir miyiz? Bu faktör, göçmen ve mültecilerin durumunu anlamanızda ne derecede etkili oluyor?
Reem Alabali-Radovan: Evet, elbette ben de mülteci geçmişimle beraberimde bir perspektif getiriyorum. Buraya ulaşan bir insanın nasıl bir durumda olup ne hissettiğini anlayabiliyorum. Bu alanda daha önce de çok çalışmış olmam günlük çalışmalarımda ve buraya gelenlerin gerçekte nasıl bir hâlde olduklarını, uzun vadeli gereksinimlerinin neler olduğunu anlamamda bana yardımcı oluyor ve bunların daima işimin bir parçası yapıyorum.
Rûdaw: İslam ülkelerinden birçok göçmen ve mülteci geliyor. Bunlar ve Almanya toplumu arasında özel bir entegrasyonu nasıl sağlıyorsunuz?
Reem Alabali-Radovan: Mevcut entegrasyon programlarımız, örneğin entegrasyon kursları, mültecilerin hangi ülkeden geldiğine bakılmaksızın herkes için düzenleniyor ki bu da önemli bir şey fakat ben cami cemaatleri ve Ezidi toplumu gibi dini gruplarla yakından çalışıyorum. Ayrıca, dini bir topluluk olarak neye gereksinim duyduklarını ve hangi alanlarda sorunlarla karşılaştıklarını anlamak için son zamanlarda Arami toplumuyla da görüştüm ve bu topluluk için de özel programlarımız var.
Rûdaw: Suriye’deki savaştan sonra Suriye’den birçok Kürt ve Arap Almanya’ya geldi. Milletlere göre farklı planlarınız var mı?
Reem Alabali-Radovan: Federal Hükümet nezdinde millete veya göçmenlerin geldiği ülkeye göre değişen bir konsept yok. Bu, herkes için geçerli ve bana göre doğru olan bu. Zaten buradaki amaç kendini genel bir şekilde topluma entegre etmektir. Almanya, birçok farklı kültürün damga vurduğu bir göç ülkesidir.
Rûdaw: Almanya, Irak Başbakanı’ndan Almanya’da oturum izni olmayan Iraklıların geri alınmasını talep etti. Acaba Iraklıların geri gönderilmesi meşru mu ya da bu talep gerçekleştirilebilir mi?
Reem Alabali-Radovan: Amacımız mülteci meselesinin küresel ölçekte ele alınıp düşünülmesi. Bu konuda başka ülkelerle anlaşmalar var. Örneğin, oturum izni almayanların da bu anlaşmaların kapsamına alınması çok önemli. Burada oturum izni alamayıp ülkelerine dönmesi gerekenleri kastediyorum. Ayrıca, bu anlaşmalar kapsamında uzman işçilerin ve çalışanların gelişi için kapılar da açabiliriz. Şu anda Irak’la bu alanda herhangi bir anlaşma yok.
Rûdaw: Almanya’nın daha çok çalışmaya ihtiyaç duyduğunu belirttiniz. Almanya’nın ne tür bir çalışmaya gereksinimi var? Kürdistan Bölgesi’nden Almanya’ya okumaya veya çalışmaya gelen çok sayıda kişi var. Vize alımı için en iyi yol hangisi?
Reem Alabali-Radovan: Mevcut durumda, Federal Hükümet adına uzman işçiler stratejisi ve uzman işçileri kapsayan Göç Kanunu üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Bunun, birkaç ay zarfında kabinede onaylanacağını öngörüyorum. Sonrasında da yüksek öğrenim ve çalışmak için gelmek isteyenlerin ne şekilde gelebileceğine dair özel bilgilendirmeler olacak.
Rûdaw: İnternet sitenizde Almaya’ya alımları kolaylaştırmak istediğinizden söz etmişsiniz. Pasaport alımı birçok kişi için hâlen de belirsiz bir süreç. Bu konuyu açıklığa kavuşturabilir misiniz?
Reem Alabali-Radovan: Henüz daha da kolaylaşmış değil, üzerinde çalışıyoruz. Daha fazla kişiyi kabul etmek istiyoruz. Yeni bir vatandaşlık kanunu talebimiz var. Yani, vatandaşlık hakkı elde etmek için geçmesi gereken 8 yıllık oturum süresini 5 yıla indirmeliyiz. Ayrıca, birçok ülkede mümkün olmaya çifte vatandaşlığa da kapı açmak istiyoruz. ve bu da reformun bir parçası."