Berlin (Rûdaw) – Almanya, yaklaşan erken seçimlere doğru hızla ilerlerken, ülke genelinde göçmen politikaları seçim gündeminin merkezine oturdu. Sokaklar ve caddeler, parti afişleri ve aday posterleriyle donatılırken, özellikle yasa dışı göç ve sığınmacı konusu tartışmaların odağı haline geldi.
Son dönemde artan göçmen karşıtı söylemler, Aschaffenburg kentinde bir Afgan sığınmacının gerçekleştirdiği bıçaklı saldırının ardından daha da yoğunlaştı. Saldırıda bir çocuk ve bir erkek hayatını kaybederken, birçok kişi yaralandı. Bu olay, göçmen politikasını seçim atmosferinin en hararetli gündem maddesi haline getirdi.
AFD'nin sert tutumu ve diğer partilerin yaklaşımları
Aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD), göçmen politikasında daha sert önlemler talep ediyor. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) de göçmen politikalarında değişiklikler önerse de parlamentodaki girişimleri sonuçsuz kaldı.
AfD, göçmen karşıtı söylemlerini seçim kampanyasının merkezine yerleştirirken, kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 21 oy oranına ulaşarak gücünü artırıyor.
AfD’nin iç politika sözcüsü Martin Hess, "Biz yasa dışı toplu göçü kesinlikle reddediyoruz. Bu göç Almanya için yıkıcı sonuçlar doğuruyor. Almanya'ya gelen milyonlar arasında radikaller ve suç işleme eğiliminde olanlar var" diyerek göçmen karşıtı tutumlarını sert bir dille ifade etti.
AFD, yasa dışı göçmenlerin sınırdan içeri alınmaması, suç işleyenlerin derhal sınır dışı edilmesi ve Esad rejiminden kaçan Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesini talep ediyor.
Göçmen sayısı rekor kırdı
Almanya’da yaşayan göçmen sayısı 3,48 milyona ulaşarak rekor kırdı. Göçmenlerin büyük bir kısmını Ukraynalılar (1 milyon 18 bin kişi) oluştururken, Suriyeli ve Afgan göçmenler de önemli bir yer tutuyor. Bu durum, Almanya'nın 1950’den bu yana karşılaştığı en yüksek göçmen yoğunluğu oldu.
Yerel yönetimler, sosyal hizmetler, okullar ve konut sektöründe artan baskıya dikkat çekerken, bazı partiler mevcut göçmen akışının sürdürülebilir olmadığını savunuyor. Göçmen karşıtı politikalarıyla bilinen partiler, özellikle yasa dışı göçün sınırlandırılması için daha katı önlemler alınmasını talep ediyor.
Sınır kontrolleri ve parti talepleri
CDU, FDP ve AfD gibi sağ eğilimli partiler, Almanya sınırlarında kalıcı kontrol mekanizmalarının uygulanmasını isterken, şu anda uygulanan geçici sınır kontrollerinin yetersiz olduğunu ifade ediyor.
Sosyal Demokratlar (SPD) ise Avrupa’daki serbest dolaşımı savunarak kapsamlı sınır duvarlarına karşı çıkıyor. SPD, göçmenlerin Almanya'ya girişine izin verilmesi gerektiğini ve sığınma başvuruları sonuçlanana kadar ülkede kalabilmelerini destekliyor.
Toplumda kutuplaşma endişesi
Almanya’da göçmen karşıtı politikalar toplumda kutuplaşmayı artırıyor. Uzmanlar, özellikle AFD’nin söylemlerinin toplumsal huzuru tehlikeye atabileceğini belirtiyor.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Herfried Münkler, AfD'nin sert söylemlerinin toplumsal birlikteliği zayıflattığını belirterek, "Bu tür söylemler Almanya’da sosyal dokuyu zedeliyor ve uzun vadede toplumsal istikrarı tehdit ediyor" dedi.
Almanya’da yaklaşık yüzde 30 oranında göçmen kökenli nüfusun bulunması, seçimlerde göçmen politikalarının önemini artırıyor. Sol partiler ise kültürel çeşitliliği savunan bir politika izliyor.
Seçimlerde göçmen politikaları belirleyici olacak
Yaklaşan seçimlerde göçmen politikalarının seçmen tercihlerinde önemli rol oynaması bekleniyor. Aşırı sağcı partilerin yükselişi ve göçmen karşıtı tutumlar, Almanya’da siyasi dengeleri değiştirebilir.
Hükümetin mevcut göçmen politikalarında değişikliğe gidip gitmeyeceği ve seçimin ardından daha sert uygulamaların yürürlüğe girip girmeyeceği ise kamuoyunun en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın