Nobel Komitesi üyesi Mossaed İran'daki gösterileri yazdı

21-12-2022
Etiketler Yılbaşı Kürdistan Bölgesi Tatil Jila Mossaed İran Rojhılat Jina Emini
A+ A-

Haber Merkezi – İsveç Akademisi Nobel Komitesi üyesi Jila Mossaed kaleme aldığı bir makalede İran hükümetinin gösterilerde gözaltına aldığı gençleri “intihar süsü” vererek astığını, bazılarını da zehirlediğini ileri sürdü.

İsveç’in tanınmış gazetelerinden Dagens Nyheter’de İran’daki son protestolara ilişkin bir yazı kaleme alan Tahran doğumlu İsveç Akademisi Nobel Komitesi üyesi Jila Mossaed “İran'da yaşananlar bir korku filmini andırıyor. Ayrıntılı olarak tarif etmek imkânsız, ancak gelecek her şeyi ortaya çıkaracak” diyor.

İran’ın göstericilere karşı hak ihlallinde bulunduğunu belirten Jila Mossaed  “Rejim gençleri yüksek binalardan aşağı atıyor, bazıları odalarında asılıyor ve iddiaya göre bunlar 'intihar' ediyor.

Cezaevlerinden salıverilenlerin çoğu birkaç gün sonra ölüyor. Sebep? Serbest bırakılmadan önce zehirleniyorlar.

Şimdi cesur bir nesil ülkeyi geri almak istiyor. Yurtdışında yaşayan dokuz milyon iyi eğitimli İranlı geri dönüp anavatanlarını demokrasi ve barış içinde yeniden inşa etmek için can atıyor” ifadelerini kullanıyor.

Jila Mossaed Batı ve ABD’ye de Humeyni yönetimini İran’a hakim kılmakla suçlaraka “1979'da İran'a bir paket gönderdiniz. Paketin içinde ne olduğunu bilmiyorduk. Saf, hazırlıksız ve değişim için umut doluyduk. Pakette Humeyni vardı” diyerek “Şimdi paketi geri çağırmanız gerekiyor” çağrısında bulundu.  

Jila Mossaed’in yazısı şöyle:

“Batı, 1979'da İran'a bir paket gönderdi. Paketin içinde katiller, hırsızlar ve 1400 yıllık kanun ve kaideler vardı. Paketin adı ise Humeyni idi. Artık bu paketi geri çekmenin zamanı geldi, çünkü onu istemediğimizi gösterdik.  İran'da yaşananlar bir korku filmini andırıyor. Ayrıntılı olarak tarif etmek imkânsız, ancak gelecek her şeyi ortaya çıkaracak.

Bir baba ve oğul, Tanrı'nın tahtına oturtulup ölüm üretildi.

İki yüz bin askerin beyni yıkanıyor. Onlara para, silah ve sahte bir cennet vaadi verilir ve ardından kendi insanlarını öldürmeye hazır hale gelirler. Vahşi hayvanlar gibi tecavüz, işkence etme ve öldürmeye yemin ediyorlar. Rejim sıradan insanları boş vaatlerle katillere çeviriyor. Minarelerden, günde birçok defa, 'Allah rahmet eylesin' sesleri duyuluyor.

Ters giden neydi, İran halkına ne oldu?

1979'da İslam Devrimi liderlerinin emriyle kurulan paramiliter Besic milislerin üyeleri komşularını öldürmek için sokaklara gönderilir.  

Herodot bir keresinde Perslerin yetenekli şövalyeler olduğunu ve yalan söylemekten nasıl kaçınılacağını bildiklerini yazmıştı. Bu karakter, söz konusu dini zorla, tehdit ve şiddet altında kabul ettiğimizde değişti.

Bin 400 yılı aşkın bir süredir, dini güce karşı büyük isyanlar meydana geldi ve insanlar orijinal dinlerini ve eski geleneklerini sürdürmek için çok mücadele ettiler, defalarca kan döküldü ve çıkan isyanlar bastırıldı.

Kültürümüzün içi boşaltıldı/

Tehdit altında, boyunlarımızda kılıçlarla Müslüman olduk. Bazı şehirlerde halkın dini otoriteye boyun eğmesi ve Müslüman olması yüz yıldan fazla zaman aldı.

Geride kalan ve yok olmayan dilimizdi, onu kurtarmıştık. Farsça konuşmak ve yazmak uzun süre yasak olmasına rağmen, büyük şairler safi Farsça şiirler yazmaya çalıştılar.

Şimdi genç nesil neşe ve umutla dolu, yaşlı nesil yorgun ve acıya son vermek istiyor.

Rejim artık korkuyor. Ayetullah Hamaney son konuşmasında, "Biz Mollalar ve Şiiler, bin yıl önce gücü kaybettik ve şimdi ona sahip olduğumuza göre, kolay kolay pes etmemeliyiz" dedi.

İnsanların artık onları istememesine neden olacak ne yaptılar?

Yoksul daha da yoksullaştı. Çoğu dindar, vicdansız şirket seçkinlerine ait olan geniş bir yeni zenginler grubu ortaya çıktı. Ülkedeki insanların yüzde 17'si evsiz. Devrim Muhafızları neredeyse her şeyin sahibi.

İran: Fas, Irak, Lübnan, Afganistan ve Yemen'deki yasadışı dini grupları destekliyor. Rejim kendi ülkesinde 7 bin 200 yeni cami inşa ederken, yoksul bölgelerdeki çocuklar sözde okullarda çatısız, duvarsız soğuk zeminde oturuyor. Birçok yerde temiz su yok.

Ormanlar, göletler, göller yok edildi. Enflasyon yüzde 50'nin üzerinde. Ayetullahların yüzlerce çocuğu ve torunu yurt dışına taşındı ve konfor içinde yaşıyorlar. Porsche arbalar kullanıyorlar, peçe ya da başörtüsü takmayan kızları ve eşleri var.

5 binden fazla doktor ülkeyi terk etti. Cezaevleri öğrenciler, öğretmenler, işçiler, sanatçılar, sinemacılar, şairler, yazarlar ve hukukçularla dolu. Şu anda 36 gazeteci tutuklu.

Rejim gençleri yüksek binalardan aşağı atıyor, bazıları odalarında asılıyor ve iddiaya göre bunlar 'intihar' ediyor.

Cezaevlerinden salıverilenlerin çoğu birkaç gün sonra ölüyor. Sebep? Serbest bırakılmadan önce zehirleniyorlar.

Şimdi cesur bir nesil ülkeyi geri almak istiyor. Yurtdışında yaşayan dokuz milyon iyi eğitimli İranlı geri dönüp anavatanlarını demokrasi ve barış içinde yeniden inşa etmek için can atıyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Batı'daki diğer ülkelerde iktidara bir çağrım var:

1979'da İran'a bir paket gönderdiniz. Paketin içinde ne olduğunu bilmiyorduk. Saf, hazırlıksız ve değişim için umut doluyduk. Pakette Humeyni vardı.

Paketin içinde 1400 yıllık kanun ve yönetmelikler vardı.

Sürüde katiller, hırsızlar, vicdansızlar ve yalancılar vardı.

43 yıldır binlerce masum insan katledildi.

Şimdi paketi geri çağırmanız gerekiyor.

Artık istemediğimizi gösterdik.

Paketin tamamını geri alın ve bırakın demokrasi diye haykıran milyonlar kendi ülkelerine sahip çıksın.

1979'daki istenmeyen paket hakkında daha önce de, 1997'deki "Ay ve Ebedi İnek" isimli şiir derlemede yer alan "Devrim" şiirinde yazmıştım.

Bu bir çığlık değildi

merdiven yoktu

bir haykırmaydı

ona tırmandık

dopdulu dileklerimizle

ama sonunda gördük ki,

bu başsız ceset

bizim çocuğumuz değildi.”

(*) Dagens Nyheter’den aslına bağlı kalınarak çevrilmiştir

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli