Toronto (Rûdaw) – Dr. Saren Azer, Kobani halkının harap olmuş kentlerine dönüşlerinin ne demek olduğunu çok iyi biliyor çünkü kendisi de eski bir mülteci...
26 Ocak’ta Kobani’nin IŞİD’den alınmasıyla sınırın öbür tarafında yaşayan Kobanililer yavaş yavaş evlerine dönmeye başladı.
Ancak Kanada’da yaşayan Dr. Azer, “İnsan cesetleri ve hayvan leşlerinin kalıntıları, su, ilaç ve sağlık çalışanı yokluğu Kobani’ye dönen kişilerin yaşamı için büyük tehdit oluşturuyor” dedi.
Kobani’de bulunan tek hastane de IŞİD saldırısında yerle bir oldu. Şimdilerde Saren Azer ve ekibi yeni bir hastane inşa etmek için çabalıyor.
25 yıl önce Irak ile İran arasında 8 yıl süren savaşta Irak’ta bir kampta mülteci hayatı süren Saren Azer, 1994’te Kanada’ya yerleşmiş. Edmonton Üniveristesi Tıp Fakültesi’ni bitirip dahiliye doktoru olmuş.
2007’de barış ve insan hakları için uluslararası bir sivil toplum kuruluşu kurmuş. O zamandan beri de Kürdistan Bölgesi ve Türkiye’deki mülteci kamplarına tıbbi malzeme gönderiyor.
Dr. Saren Azer, “Örgütümüz uluslararası diğer sağlık kuruluşlarıyla koordineli olarak çalışıyor. Piyasada fiyatı 6 bin dolar olan yardım paketlerini 575 dolardan temin edip gönderiyoruz. Bu paketlerden her biri 120 kişinin sağlığını koruyor” ifadelerini kullandı.
Dr. Azer, çoğu zaman gönüllü kişilerle beraber yardımların toplanması ve dağıtılması işini yürütüyor.
2007’de mültecilerin durumunun şimdikinden daha iyi olduğunu belirten Saren, kamplarda kimi zaman 90 bin kişinin kaldığını duyduğunu ifade etti.
Saren Azer, “Bu sayının doğru olup olmadığı önemli değil çünkü kamplardaki yaşam koşulları kötü. İnsanlar temiz su, yiyecek bulamıyor. Özellikle kolera gibi bulaşıcı hastalıklar kamplarda kol geziyor” dedi.
Yöneticiliğini yaptığı örgütün geçen yıl 20 bin dolar ve tıbbi malzemeyi Türkiye sınırındaki bir kampa gönderdiğini belirten Dr. Saren Azer, “Bazen herşey yapılmasına rağmen yetememek beni çok üzüyor” diye konuştu.
Dr. Saren 2011 yılında Kürdistan Bölgesi’nde, Kelar ilçesindeki kampta tanık olduğu bir olayı şu şekilde anlattı:
“Bir gün 8 yaşında bir çocuk gördüm, elinde 250 dinar vardı. Yanıma geldi ve göğsündeki bir rahatsızlıktan bahsetti. Muayene ettim, kalp rahatsızlığı varmış. Acil tedaviye ihtiyacı vardı. Ancak bizim seyyar revirde tedavisi için hiç ilaç yoktu.
Çocuğun hastaneye yatırılması için babasını ikna etmemiz uzun sürdü. Ameliyatı için uygun parayı bulamadık. Çocuk gözlerimizin önünde can verdi. 250 dinarı tutan ufacık eller hiç gözümün önünden gitmiyor.”
Hazırladıkları tıbbi yardım paketlerinin el çantası ebadında olduğunu söyleyen Dr. Saren, “Bu paket 600 çocuğun tedavisine yetiyor. Bu da bir Kanadalı’nın 50 sent vererek bir çocuğu ölümden kurtaracağı anlamına geliyor” dedi.
Daha fazla ayrıntı veya bağış için şu adresi ziyaret edebilirsiniz:
http://peaceandhumanrights.org/Site/donate.html
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın