Trump'ın dönüşü ve Kürtlere yaklaşım: Neden Amerika’da bir Kürt lobisi yok?
Diaspora (Rûdaw) – ABD’de yaşayan deneyimli Kürt siyasetçiler, iş insanları ve akademisyenler, ülkedeki Kürt diasporası, ABD politikasına olan etkileri, başkanlık seçimlerinin ardından önümüzdeki dört yılda Washington’ın politikalarının Kürtler üzerindeki etkisi ele alındı.
Rûdaw TV’de Hemin Abdullah’ın sunduğu “Diaspora” programında ABD’de Kürt diasporasının siyasi etkinliği ve gelecekte Amerikan siyaseti üzerindeki etkileri tartışıldı.
Kürtlerin seçimlere katılım oranı ve siyasi lobi faaliyetlerinin önemi masaya yatırılırken, Trump dönemi politikalarının hem Kürtlere hem de ABD'nin geneline etkileri ele alındı.
Programa, araştırmacı Kani Xulam, Fevziye Aziz, iş insanı Sami Salayi, genç siyasetçi Huner Zebari, Kürt Enstitüsü'nden Yusuf Azad ve Amerikan-Kürt Enstitüsünden Diler Reşid konuk olarak katıldı.
Fevziye Aziz: Trump’ın Kürtler için vaatleri belirsiz kaldı
1977'den beri ABD’de yaşayan ve tecrübeli bir gözlemci olan Fevziye Aziz, önceki dönem Trump dönemine dair gözlemlerinden bahsetti.
Trump'ın önümüzdeki dört yıldaki politikaları konusunda hem iyimser hem de kötümser olduğunu vurgulayan Aziz, "Trump, Amerikan ekonomisini canlandırma konusunda ciddi adımlar attı. Bu, Amerikalılar için en önemli taleplerden biri. Ancak Trump'ın göçmen politikaları ve Kürtlere yaklaşımı konusundaki vaatleri belirsiz kaldı” dedi.
Aziz ayrıca, "Birçok Kürt ailesi ekonomik krizden ciddi şekilde etkilendi; bazıları altı ay boyunca et ürünleri satın alamadı" diyerek ekonomik sıkıntılara dikkat çekti.
Sami Salayi: Kürtler birleşmeli
ABD’de yaşayan ve Kürt iş dünyasında önemli bir isim olan Sami Salayi, Kürtlerin ülkedeki mevcut dağınık yapısının siyasi etkilerini azalttığını belirtti.
Salayi, bu yüzden Kürtlerin seçimlerde birlikte ortak bir programla gidip adaylara kendilerini anlatamadıklarını söyledi.
"Amerikan siyaseti güçlü lobilere dayanır. Kürtler ise henüz bunu başarabilmiş değil. Daha fazla örgütlenmeye ve sesimizi duyuracak bir platform oluşturmaya ihtiyacımız var" diyen Salayi, diaspora içinde birliğin şart olduğuna vurgu yaptı.
Donald Trump'ın ABD başkanı olarak deneyimini gördüklerini belirten Salayi, olumlu ve olumsuz yönleri olduğunu söyledi.
Salayi, “Olumlu tarafı ABD ekonomisinin iyileşmesiydi, ancak zayıf tarafı bir şirket sahibi gibi davranması ve bazen üst düzey bir yöneticiyi bir tweet ile evine göndermesiydi” dedi.
Kani Xulam: Kürt diasporası siyasette etkisiz
Araştırmacı Kani Xulam da Kürtlerin ABD’deki siyasal süreçlere etkisinin yetersiz olduğunu söyledi.
Xulam, "Kürtler, Yahudi ya da Yunan lobisi kadar etkili bir yapıya sahip değil. Bu, hem diasporadaki dağınıklık hem de genç neslin siyasete ilgisizliğinden kaynaklanıyor" dedi.
Araştırmacı Kani Xulam, Kürt gençlerinin siyasete daha fazla katılım göstermesi gerektiğini belirtti.
Xulam Kürt gençlerine siyasete girmeleri, yüksek mevkilere gelmeleri ve ABD'nin iç ve dış politikasını etkilemeleri yönünde çağrıda bulunarak, “Böylece Kürt diasporasına ve Kürt davasına fayda sağlayabilirler” dedi.
ABD'deki eski nesil Kürtlerin daha çok Cumhuriyetçilere yönelirken, genç neslin Demokratları desteklediğini belirten Xulam, “Bu durum, Kürtlerin ABD'deki siyasi katılımını ve çıkarlarını etkiliyor. Diasporadaki Kürtlerin birleşerek, kolektif bir güç haline gelmeleri gerekiyor” dedi.
Kani Xulam, “Donald Trump'ın seçilmesi, istifa etmek istemeyen veya bundan korkan ve sonrasında tekrar iktidara gelemeyecek olan Ortadoğu liderlerine bir mesajdır. Trump bunun güzel bir örneğidir” diye konuştu.
Yusuf Azad: Politik etkiler yaratma konusunda yetersiz kalındı
Amerika Kürt Enstitüsü üyesi Yusuf Azad, ülkedeki Kürt diasporasının potansiyeline rağmen henüz siyasi alanda üst düzey bir etkinlik oluşturamadığını belirtti.
Azad, "Amerika’daki Kürt diasporası zeki ve yetenekli bireylerden oluşuyor, ancak üst düzey pozisyonlara ulaşmak ve politik etkiler yaratmak konusunda henüz başarılı olamadılar" dedi.
Yusuf Azad, Kürt siyasi partilerin politikalarının Amerika’da yaşayan Kürt toplumu üzerinde etkili olduğunu ifade etti. Bu durumun, Kürt diasporasının birleşik bir siyasi duruş sergilemesini engellediğini belirtti.
Azad Amerika’daki Kürtlerin seçimlerde oy tercihlerini bazı bölgesel çıkarlar doğrultusunda değiştirdiklerini söyledi. Azad, “Örneğin, Doğu Kürdistan kökenli Kürtler İran’a karşı daha sert politikalar izlemesi nedeniyle Trump’ı desteklerken, bazı diğer Kürt grupları Kamala Harris’e yöneldi” dedi.
Yusuf Azad, Washington D.C. ve Virginia gibi bölgelerde, Amerika’da etkili olabilecek yeni bir nesil Kürt liderlerinin ortaya çıkabileceğine inandığını ifade etti. Bu genç neslin siyasi alanda daha güçlü bir şekilde yer alması gerektiğini vurguladı.
Kürdistan Merkezi önerisi
Yusuf Azad, Kürtlerin gücünü artırmak için Amerika’da bir Kürdistan Merkezi kurulmasını önerdi.
Bu merkezin, tüm Kürt siyasi partilerini ve Amerika’daki Kürt şahsiyetlerini bir araya getirmesi gerektiğini söyleyen Azad, bu yapılanmanın parti çıkarlarının ötesine geçerek tamamen Kürt ulusal çıkarlarına odaklanması gerektiğine dikkati çekti.
Azad, bu tür bir lobi organizasyonunun Kürt diasporasının Amerikan siyaseti üzerindeki etkisini artıracağını ifade etti.
Trump’ın Kürt politikasına eleştiriler
Donald Trump’ın 2016-2020 yılları arasında Kürtlere yönelik politikalarını eleştiren Azad, bu dönemde “Kürt meselesinin 50 yıl geriye götürüldüğünü” savundu.
Azad, “16 Ekim 2017’de Güney Kürdistan’da Kürdistan topraklarının yarısının kaybedilmesi, Türkiye’nin Efrin’i işgal etmesi ve 2019’da ABD askerlerinin Rojava’dan çekilmesini gösterebiliriz. Trump bu süreçte Kürtlere yönelik herhangi bir olumlu adım atmadı” dedi.
Azad, Amerikan güçlerinin çekilmesinin ardından Rusların bu bölgeleri hızla doldurduğunu anımsattı.
Huner Zebari: Kürt gençleri bir olmalı
Genç bir siyasi analist ve yetenekli bir gözlemci olan Huner Zebari de ABD'deki yeni nesil Kürt diasporasının mevcut durumunu değerlendirdi.
Zebari, Kürt gençlerinin ABD'de siyasi etkilerini artırmak için bir merkez veya örgütlenmeye sahip olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirtti.
“Ne yazık ki ABD’deki Kürt gençleri arasında bir koordinasyon yok” diyen Zebari, “Bir grup ya da örgüt olmadan Amerikan siyasetinde etkili olma şansımız düşük” yorumunu yaptı.
2017 referandumunda binlerce Kürt gencinin ABD’nin dört bir yanından Beyaz Saray önünde toplanarak Kürdistan’ın bağımsızlığını desteklemek için gösteri yapmasını örnek gösteren Huner Zebari, "Bu, Kürt gençlerinin hala derin bir ulusal duyguya sahip olduğunu gösteriyor” diye ekledi.
Huner Zebari Salim, İsrail'in 1964 yılında Amerika’da kurduğu lobi örgütlerinin başarısını örnek göstererek Kürt diasporasının bundan ilham alması gerektiğini vurguladı.
Zebari, “Bu lobi grupları, yalnızca son seçimlerde İsrail yanlısı senatörleri desteklemek için 100 milyon dolardan fazla harcadı ve İsrail karşıtı politikacılara karşı etkili bir muhalefet oluşturdu. Buna karşılık, Kürtlerin ABD’de 2024 yılı itibariyle böyle bir lobi grubu ya da merkezi bulunmuyor. Bu büyük bir eksiklik” şeklinde konuştu.
Huner Zebari, Kürtlerin bir araya gelip organize olması durumunda Amerikan siyasetinde daha fazla söz sahibi olabileceklerini ve çıkarlarını daha iyi savunabileceklerini ifade etti.
Diler Reşid: Birlik ve Kürt kimliği ön planda olmalı
Diler Reşid, yıllardır ABD'de yaşayan, çeşitli başkanlar ve yönetimlerle görüşme fırsatı bulmuş bir isim olarak Kürtlerin Amerika’daki etkisizliğini iki temel nedene bağladı.
Bunları, Kürt nüfusunun azlığı ve Kürtlerin Amerikan siyasetinde yer almak için çaba göstermemesi şeklinde sıralayan Reşid, çoğunluğun kendi iş ve geçim derdinde olduğunu belirtti.
Reşid, bugüne kadar hiçbir Kürdün büyük bir iş insanı olarak Amerikan siyasetine etki edecek bir konuma gelemediğine dikkat çekti.
Kürt diasporasının ABD’de etkili olması için en önemli çözümün birlik ve dayanışma olduğunu vurgulayan Reşid, “Kürtlerin bir araya gelip, parti çıkarlarını bir kenara bırakıp, Kürt kimliğini ön planda tutacak bir örgütlenme kurması gerekiyor. Ayrıca Kürt dili ve kültürüne yönelik çalışmalar artmalı” dedi.
"Kürt gençlerinin her türlü organizasyonda aktif olarak yer alması, hem Kürtlerin gücünü artırır hem de başkalarının bizi dikkate almasını sağlar” diyen Reşid, bu yolla Kürt davası için etkili bir lobi oluşturulabileceğini belirtti.
Reşid, Kürtler arasında birlik sağlanmadıkça siyasi bir etkinin mümkün olamayacağını dile getirdi.
ABD’deki Kürt nüfusuna dair resmi bir veri olmadığını belirten Reşid, genellikle 70 bin kişiden bahsedildiğini ancak bu sayının Irak, İran, Suriye veya Türkiye kökenli Kürtleri kapsadığını söyledi.
Kürt lobisi oluşturmak için ciddi mali destek gerektiğini ifade eden Reşid, bunun Kürt hükümetleri veya siyasi partiler aracılığıyla sağlanabileceğini ifade etti ancak Kürt toplumunun güçlü bir şekilde örgütlenmesi gerektiğinin altını çizdi.