Taliban sonrası Afganistan; Belirsiz bir gelecek

Haber Merkezi – Bir yıl önce bugün, Taliban dağlarda ve ovalarda 20 yıl süren savaşın ardından başkent Kabil'i yeniden ele geçirerek Afganistan’da hakimiyetini ilan etti. İlk etapta asayişin görece iyileştiği ülke, ekonomik ve insani krizin girdabına kapıldı.

ABD ile 2020'nin başında Doha Anlaşması'nı imzaladıktan sonra ülke topraklarını ele geçirme süreci hızlanan Taliban, ilerleyişini beklenenden çok daha önce tamamlayarak 15 Ağustos 2021'de başkent Kabil'e de hakim oldu.

Uluslararası tanınırlığa sahip Eşref Gani hükümetini deviren Taliban'ın yönetimdeki ilk yılı bugün doldu.

İnsani durum ve açlık

Bir yıllık Taliban yönetimi altındaki Afganistan'da 1 milyondan fazla çocuk ciddi şekilde yetersiz besleniyor ve nüfusun yarısı da açlık tehdidi altında. Ülkede insani durum ise her zamankinden daha kötü durumda.

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü David Beasley, geçtiğimiz yılın sonunda Afganistan'da açlığın rekor seviyelere ulaştığını belirterek, acil uluslararası yardım çağrısında bulundu. Beasley Afganistan’daki durumu, “Yeryüzündeki Cehennem” sözleri ile tarif etti.

Taliban'ın iktidara gelmesinden bu yana ülkede silahlı çatışmalar, patlamalar azaldı ve güvenlik konusunda görece bir iyileşme oldu. Ancak Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu, “Taliban yönetimine dayatılan yaptırımları izleyen açlık ve sefaletin son 20 yılda bomba ve kurşundan daha fazla insan öldürebileceği” uyarısında bulunuyor.

Afganistan'daki krizi, ABD'nin geçen yıl 15 Ağustos’tan önce birliklerini hızla geri çekmesi ile başladı. Batı'nın uyguladığı yaptırımlarla daha da derinleşti.

Dünya Gıda Programı’na göre, Afganistan nüfusunun yarısı olan yaklaşık 20 milyon insan acil gıda yardımına ihtiyaç duyuyor. Ancak ajansın Afganistan bölge müdürü Mary Ellen, yeterli yiyecek satın almak için “para yok” diyor. Birleşmiş Milletler, Afgan ailelerinin yüzde 97'sinin yeterli gıdayı elde edemediğini söylüyor.

Uluslararası Yardım Konseyi'ne göre hastanelerde yeterli doktor ve hemşire yok, sağlık sektörü de çöküşün eşiğinde. Doktorlara altı aydır maaş ödenmiyor. Hastane odaları yetersiz beslenen çocuklarının önünde oturan annelerle dolu.

Safe the Children'ın son raporuna göre Afgan kızlarının yüzde 46'sı ve erkek çocuklarının yüzde 20'si okula gitmiyor. Afgan kızlarının yüzde 26'sı ve erkeklerin yüzde 16'sı depresyondan muzdarip.

Çözülmemiş krizler

Afganlar çok sayıda krizle karşı karşıya; Yirmi yıllık savaş ve yıkımın ardından; İklim değişikliği ülkenin büyük bir bölümünde üç yıl üst üste kuraklık yaşanmasına neden olurken, ülkenin diğer bölgelerinde sel baskınlarına ve Haziran ayında da nadiren görülen kar yağışına neden oldu.

Bu yıl ülkede bu yıl Haziran ayınca gerçekleşen ve son 20 yılın en büyüğü olan güçlü depremde 1.150 kişi öldü. Ancak Uluslararası Yardım Konseyi'ne göre en büyük zorluk, ülkenin parasının yabancı bankalarda bloke edilmesi.

Afgan rezervleri bloke edildi, ekonomik kriz ve açlık arttı

Batılı devletler, Taliban'ın, önceki Afganistan hükümetiyle barışçıl yollarla, müzakereler aracılığıyla iktidarın ortağı olmasını istiyordu ancak müzakerelerin sonuçsuz kalması ve Taliban'ın iktidarı şiddet kullanarak ele geçirmesi bir anlamda tüm Afganistan'ın cezalandırılmasıyla sonuçlandı.

Taliban öncesi Afgan yönetiminin bütçesinin üçte ikiden fazlasını fonlayan Batılılar, tüm yardımlarını kesti. Çoğu uluslararası kurum ve kuruluş, ülkeden ayrıldı.

Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve ABD Merkez Bankası da Afganistan'ın uluslararası fonlara erişimini keserken ABD, Taliban'ın Kabil'e girişinden iki gün sonra, 17 Ağustos'ta, daha sonra bir kısmı serbest bırakılacak olan Afganistan Merkez Bankası'nın yaklaşık 10 milyar dolarlık rezervini de dondurdu.

Bunlar ülke ekonomisini derin bir krize sürükledi. Bankacılık sistemi neredeyse çöktü. Binlerce iş yeri kapanmak zorunda kaldı. İşsizlik, fakirlik ve açlık alarm verici seviyelere ulaştı.

BM raporlarına göre, ülke nüfusunun yarısından fazlası yardımlara muhtaç durumda. Benzer şekilde, yetersiz beslenme, kızamık, çocuk felci gibi birçok hastalıkta artış meydana gelirken sağlık kuruluşları da imkansızlıklarla boğuşuyor.

Tüm bunlara paralel olarak, yine BM ve bağlı kuruluşlar, ülkede derinleşen insani krize dikkati çekerek Afganistan'a yardım için harekete geçilmesini istedi. Söz konusu çağrıların ardından Afganistan'a yönelik kısıtlamalar bir miktar hafifletilse de bunun, ülkedeki insani krize çare olacak ciddi bir etkisi olmadı.

Dünya çapında 71 uzman ve ekonomist, ABD ve diğer ülkeleri, Afgan Merkez Bankasından Taliban hükümetine para iade etmeye çağırıyor. Çağrı, aralarında Nobel ödüllü Joseph Stiglitz'in de bulunduğu 71 uzman ve ekonomist tarafından ABD Başkanı Joe Biden ve Hazine Bakanı Janet Yellen'a yazılan bir mektupta yapıldı.

Mektupta, "Kötü insani durum nedeniyle, Afganistan'ın ekonomik çöküşü önlemek için yabancı bankalarda dondurulan paraya ihtiyacı var" denildi.

Afganistan şu anda Haziran depreminin etkisi, sel ve kuraklık da dahil olmak üzere bir dizi krizle karşı karşıya.

Durum, Taliban'ı defalarca Afganistan'a önemli ölçüde yardımcı olabilecek donmuş fonların iade esilmesini talep etmeye mecbur bıraktı.

Göç krizi devam ediyor

Taliban'ın yönetime geldiği süreçte yaşanan çatışmalar ve yönetim değişikliği korkusuyla ilk etapta İran ve Türkiye'ye göç dalgası arttı. Bunların arasında eski yönetimin askerleri, gazeteciler, insan hakları ve sivil toplum aktivistleri gibi ülkenin elit kesimlerine mensup kişiler de vardı.

Taliban, halka ve eski elitlere mal ve can güvenliklerini koruma sözü vererek göçü yavaşlattı. Ülkeden kaçanlar için güvenli geriş dönüş ve yaşam güvencesi verdi. Ancak 2020'deki gibi olmasa da Afganistan'dan göç devam ediyor.

Taliban uyuşturucuyla mücadele için uluslararası destek bekliyor

Taliban, nisan ayında aldığı bir kararla ülke genelinde alkol, eroin, uyuşturucu hapları, esrar gibi sarhoş edici maddelerin kullanımını, bunların elde edildiği bitkilerin ekimini, ticareti ve her türlü uyuşturucu madde üreten fabrikaların yasaklandığını, bu kararı ihlal eden herkesin yargılanacağı ve cezalandırılacağını duyurdu.

Ancak, Taliban öncesi de yasak olup uygulanmayan söz konusu yasaklar halen uygulanmıyor.

Taliban yöneticileri uyuşturucu elde edilen haşhaş ve kenevir gibi bitkilerin ekiminin tamamen engellenmesi için çiftçilere alternatif gelir imkanları sunulması gerektiğini vurguluyor ve bunun için uluslararası toplumun desteğini istiyor.

Çiftçiler, yasal iş olanaklarının olmaması, kuraklık ve gıda temininde yaşanan sorunlar nedeniyle birçok kişinin haşhaş ve kenevir ektiğini ifade ediyor.

Sınır sorunları çözüm bekliyor

Taliban güçleri gerek Pakistan gerek İran sınırında, göçmenlerin geçişleri ve sınır anlaşmazlıkları nedeniyle zaman zaman küçük çaplı çatışmalar yaşıyor.

Önceki Afganistan hükümeti tarafından da tanınmayan, Afganistan'ı Pakistan'dan ayıran Duran Hattı, halihazırda Taliban yönetimi tarafından da tanınmıyor. Pakistan, Taliban sonrası söz konusu hatta tel örgüler çekme çalışmalarını hızlandırıp fiili sınırın Taliban tarafından tanınmasını beklese de umduğunu bulamadı.

Ayrıca Çin, Tacikistan ve Özbekistan da Afganistan'ın kuzeyinde, sınırlarına yakın noktalarda kendilerine tehlike olarak gördüğü silahlı yapıların faaliyetlerinin olduğunu öne sürerek Taliban'ı birçok kez uyardı ve zaman zaman Afganistan sınırında askeri tatbikatlar düzenledi. (Ek Kaynak: AA)