BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, uluslararası toplumu bölgesel savaşı karşı uyardı
Haber Merkezi - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, uluslararası toplumu olası bölgesel savaş konusunda uyardı.
Farhan Haq, Rûdaw New York muhabiri Sinan Tunçdemir'in sorularını yanıtladı.
Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin öldürülmesi sonrası Ortadoğu’da yükselen gerilimi değerlendiren Farhan Haq, “Genel Sekreter, son dönemde Tahran'da, Beyrut'ta ve Golan'da gerçekleşen bu saldırılardan büyük üzüntü duymaktadır. Bu saldırılar gerginliği derinleştiriyor ve artırıyor. Genel Sekreter Gazze'de ateşkes sağlanması, rehinelerin serbest bırakılması ve insani yardımın önünün açılması için çalışıyor. Bu taleplerin bölgedeki durumu istikrara kavuşturacağını düşünüyor ancak bunun yerine bu taleplere karşı yapılan eylemlerin durumu daha da kötüleştirdiğini görüyoruz. Genel Sekreter çatışmanın durmasını istiyor. Bölgedeki durumun daha istikrarlı hale gelmesi için ciddi çalışmalara ihtiyaç var” diye konuştu.
“Büyük yıkıma neden olur”
İsrail-Hamas-İran ve Hizbullah gerilimini giderecek adımların atılmaması halinde bölgeyi daha kötü senaryoların beklediğini belirten Farhan Haq, “Bir adım atmazsak en iyi senaryoya değil, daha kötü senaryoya doğru gideriz. Son günlerde yaşanan saldırılar bizi daha olumsuz bir yöne itti. Bölgedeki durumu istikrara kavuşturmak gerçekten gerekli. Sadece bölgenin liderleri değil, müttefik devletlerin, uluslararası alanda daha geniş ve daha iyi ilişkileri olan devletlerin birlikte çalışması gerekiyor. Bunu yapmazlarsa Ortadoğu'da çok fazla yıkım olacak ve sonucun ne kadar kötü olacağını şimdi hayal bile edemiyoruz” dedi.
Farhan Haq, “İran, İsrail'den intikam alacağını söylüyor. Bu tehdit hakkında ne söyleyebilirsiniz?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Şimdiye kadar birbirlerine karşı çok sayıda saldırıda bulunduklarını gördük. Yani biri saldırıyor, diğeri karşılık veriyor. Bu da durumu karmaşıklaştırıyor. Herkesi birbirine yakınlaştırmak için atılan adımları ve durumu sakinleştirecek adımları görmek istiyoruz. Aksi takdirde sonucun ne olacağını bilemeyiz.”