İslamı seçen ünlü Alman DJ ve Kick Boks şampiyonu Hanna’nın hikayesi
Köln (Rûdaw) - Dünya Kick Boks şampiyonu ve sanatçı Hanna Hansen, Müslüman olduktan sonra “Onlarca yıldır dünyanın her yerinde aradığımı bir kitapta (Kur’an- Kerim) buldum. Bu sadece sıradan bir kitap değil, aynı zamanda Allah’ın kelamıydı” dedi.
Almanya'nın en ünlü camisinin bulunduğu Köln'e gidiyorum. Orada Alman sanat ve spor dünyasının tanınan isimlerinden biri olan Hanna Hansen ile görüşüyorum. Hansen İslam'ı tercih etme hikayesini ve bunun hayatına nasıl anlam kattığını anlatıyor.
Hanna Hansen profesyonel bir boksör olan ve aynı zamanda eski kickboks dünya şampiyonu. O aynı zamanda hem model ve hem de DJ’lik yapmış bir isim.
Hanna Hansen 2019 yılında henüz 39 yaşındayken Almanya'nın en ünlü yetenek yarışmasında birinci oldu. Hansen ödül töreninde binlerce kişiye DJ'lik yaptı.
Bu güne kadar beş kez Almanya şampiyonu ve bir defa da dünya kickboks şampiyonu olan Hanna Hansen şimdi ise saçını kapatıyor, Kur’an-Kerim okuyor.
Rûdaw’a konuşan Hanna Hansen, İslamı tercih etme hikayesini şöyle anlattı:
“Yaklaşık üç yıl önce dinimi değiştirdim. Tevhid inancının ilk yıllarının kalbime yerleşmesi benim için çok ama çok önemliydi. İbadete layık tek İlah olan Cenab-ı Hakk'ın ve son elçisi Hazreti Muhammed'in (s.a.v.) güvenini kazanayım istedim. İslam'ı seviyorum, bu dini seviyorum ama çrtünmekten uzağım. Şimdi peçe takmayı düşnmüyorum. Zamanla şeyhim bana ‘Hanna her şey zamanında olsun’ dedi. Zorlama olsaydı örtünmez ve bu dini kabul edilmezdim. Burada da kültürün nerede başlayıp bittiğine, siyasetin nerede başlayıp bittiğine ve bunların daha iyi bir imaj yaratmak için birbirlerini nerede istismar ettiklerine bakmamız gerekiyor. Oldukça özgür bir dille anlattım ki bu önemli. Dediğim gibi dinde zorlamak yoktur ve bu zorlama yanlış olabilir.”
Hanna ve diğer birkaç öğrenci, Wuppertal'daki İslami İlimler Enstitüsü'nde Dr. Amir Zedan’ın yanında ders görüyor. Zeden bazen radikal bazen de İslami Kardeşler olarak anılan Alman bir dini şahsiyet.
İslami İlimler Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Amir Zedan, Hanna’nın hikayesi hakkında şu yorumu yaptı:
"Hanna Hansen’i bu yılın başından beri tanıyorum. Köln'de bir etkinlikteydik. Onu daha önce tanımıyordum ve ne kadın ne de erkeklerin boks müsabakalarıyla hiçbir ilgim yoktu. Onu gördüğümde İslam'ı bildiğini ve bazı kavramlar kullandığını fark ettim ama nasıl biri olduğunu bilmiyordum ve birbirimizi tanımıyorduk. Kim olduğunu da sormadım. Birkaç gün sonra sohbetimize dair bir mesaj ve video gördüm ve o zaman kiminle oturduğumu fark ettim. O zamandan beri yoğun bir ilişkimiz var. Enstitümüze öğrenci olarak kabul edilmek, okumak ve bilgi seviyesini artırmak istiyor.”
Hanna, daha önce İslam'la hiç ilgilenmediğini gizlemiyor ancak uzun zamandır hayatın anlamını aradığını ve bunu ibadette ve İslam yolunda bulduğunu belirtiyor:
"Çok ama çok uzun bir hikayem var. Uzun zamandır hayatın bilinen anlamını arıyordum ve tüm bunların nedenini merak ediyordum. Bir anlamı olmalı, her şeyin bir anlamı var. Gördüğümüz her şey anlamlıdır. Kalemin bir anlamı vardır, amaçsız değildir ama bir anlamı vardır ve biz insanoğlu olarak bir anlam vermek zorundayız yoksa her şey anlamsız olur. Dünyanın her yerinde bu anlamı aradım. 18 yaşına yeni girdiğimde yurt dışına gittim, Paris'te uluslararası tasarımcılar ve Escada, Max Mara ve Dior gibi büyük tasarımcılar için modellik yaptım. Parantez içerisinde gerçekten laik dünyanın neler yarattığını gördüm ve o dünya sahnesinde kendimi evimde gibi hissettim ama bütün gözler üzerimdeyken ve kazandığım şöhretten sonra baktığımda sadece boşluk ve karanlık gördüm.”
Hanna Hansen, etrafının kalabalıklarla çevrili olduğunu bir dönemde İslam ile tanıştığını anlattı:
"Kalbimde bir boşluk görüyordum. Dinlere baktım, Hinduizm'e baktım, İncil'i inceledim, Hristiyanlığı inceledim. Hıristiyanlıkta vaftiz ritüeli yaşadım. Annemle babam pek inançlı değillerdi ama benim için bunu yaptılar. Daha sonra bilinçli olarak dinler konusunda araştırma yapmak bir tutku haline geldi ama burada da bir ikilemle karşılaştım. Hinduizm'de elbette güzel şeyler vardı ama aynı zamanda her şeyin farklı bir tanrısının olduğu bana anlamsız gelen birçok şey de vardı, Allah beni affetsin. İstediğim bu değildi. Bunu tam olarak açıklayamadım ama içimde kötü bir his vardı, bir şeyler. Bugün bunun ne olduğunu biliyorum ama bu bir içgüdüydü. Hristiyanlığımda da aynıydım, sadece ikilemler görüyordum. Sonra Almanya'daki Amazon'dan bir Kuran sipariş edene kadar aramaya devam ettim. Fatiha ve Bakara'yı okudum. Farkında olmadan ayetlerde bir sıcaklık ve tatlılık hissettim. Allah'a şükür hedefime ulaştım. Onlarca yıldır dünyanın her yerinde aradığımı bir kitapta buldum. Bu sadece sıradan bir kitap değil, aynı zamanda Allah’ın kelamıydı.”
Hanna şimdilerde artık sosyal medya hesabından yayınladığı kısa videolarda Kuran, hadisler ve İslami hikayeleri anlatıyor.
Hanna'ya şunu sordum: "Müzikte iyi bir örnek olabilir, gençlere sporda büyük rol model olabilirsin. Aradığın hayatın anlamı da bu değil mi?"
Bana şu yanıtı verdi:
“Ben kamuoyuna mal olmuş bir insanım ve bu toplumda İslam'a şüpheyle bakıldığını biliyorum ama bu din için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Bu fırsatlardan yararlanmak ve bu dinin ne kadar güzel olduğunu gösteren bir örnek olmak istiyorum. Bu konuyu kamuoyuna taşımaya karar verdiğim zaman geldi. İçine daldığım dünyaların her birinde, modellik, müzisyenler, sporculuk dışarıdan göründükleri kadar güzel değiller. Bunu anlamıyorsunuz çünkü onlar bir tarafa bakıyorlar. Ben de en güzelinin bu olduğunu düşünüyorum, cennet olabilir diye ama geriye dönüp baktım ve benim için iyi olanın bu olmadığını ve orada olmak istemediğimi söyledim. Daha sonra benim için neyin iyi olduğunu, yani takvayı, benimle Allah arasında ne olduğunu öğendim ve bu bana yeter. Ayrıca Allah ile aramdakini bana yeter. Bunun yanında diğer tüm maddi şeylerin hiçbir anlam ifade etmediğini de öğrendim.”
Hanna Hansen, Müslüman olduktan sonra Afrika'daki hayır projelerini destekliyor ve İslam'ı Alman toplumunda doğru bir şekilde yaymak istediğini belirtiyor.