Kürt parlamenter Türkiye ile İsveç arasındaki gerilimin merkezine nasıl yerleşti?
Haber Merkezi - Peşmerge savaşçısıyken İsveç parlamentosunda Kürt hakları için mücadele eden bir siyasi öncüye dönüşen İsveçli-Kürt parlamenter Amineh Kakabaveh, İsveç Türkiye’ye rağmen NATO'ya katılmaya çalışırken küresel güçler arasındaki diplomatik gerilimin odağı haline geldi.
Kendisini gururla “özgürlük savaşçısı, sosyalist, feminist ve Kürt davasının savunucusu” olarak nitelendiren Kakabaveh, Perşembe günü Rûdaw İngilizce ile son jeopolitik gelişmeler, kendisine yönelik tehditler hakkında telefonda konuştu.
İran'dan kaçtıktan sonra 1991'de İsveç'e giden Kakabaveh, İsveçli olmaktan da gurur duyuyor ve onu kabul eden ve ona güvenli bir sığınak veren ülkeye şükranlarını sunuyor.
İsveç’te 14 yıldan fazla bir süredir parlamento üyesi olan Kakabaveh, bu platformu halkı olan Kürtlerin haklarını savunmak için kullanıyor.
Bağımsız Milletvekili Kakabaveh, Salı günü gensoru önergesi oylamasında çekimser kalarak İsveç Başbakanı Magdalena Andersson'ın hükümetini kurtardıktan sonra uluslararası ilginin de odağı oldu. Buna karşılık Kakabaveh, hükümetin Rojava’da Kürtlere yardım etmeye devam edeceğine söz verdiğini söyledi.
Hükümeti ilk kurtarışı değil
“Bir anlaşmamız var” diyen Kakabaveh’in Andersson hükümetini ilk kurtarışı değildi bu. Ülkenin ilk kadın başbakanının istifaya zorlandığı Kasım ayında da onu kurtarmıştı.
Andersson o sırada İsveç'in, Demokratik Suriye Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı olan Demokratik Suriye Konseyi (DSC) ile yakın işbirliğinde bulunacağına dair söz verdi.
ABD ve Avrupa Birliği (AB) de PKK'yi “terör örgütü” ilan ettiğinde, Kakabaveh “Kürt ulusu için kötü, Kürt mücadelesi için kötü” diyerek kararı şiddetle kınadı. Ayrıca, bireylerin yalnızca Kürt davasını destekledikleri için “terörist” olarak etiketlenmesinden endişe duyduğunu söyledi.
Kürtlere, özellikle de Türkiye'nin Kürt bölgelerinde yaşayanlara açık desteği, onu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eleştiri hedefi haline de getirdi. Kakabaveh, Erdoğan'ın aslında İranlı bir Kürt olduğunu anlamadan önce İsveç'e kendisini Türkiye'ye iade etmesi için çağrıda bulunduğunu belirterek, güldü ve "Şaka sanmıştım" dedi kahkahalar arasında. “Bu, bizden (Kürtlerden) nefret ettiğini gösteriyor” dedi.
PKK'li olmadığını söylüyor
Geçen ay Türkiye'nin, Finlandiya ve İsveç'in Rojava'daki Kürt güçlerine verdikleri destek ve bu ülkelerde PKK sempatizanı ve destekçileri olduğu iddiasıyla NATO'ya katılmalarına itiraz etmesi üzerine gerginlik çıktı. Yeni ülkelerin katılması için tüm NATO üye devletlerinin onayı gerekiyor.
PKK, NATO'nun en büyük ikinci askeri gücüne sahip Türk devletine karşı 1970'lerden bu yana Kürt haklarının artırılması için silahlı mücadele yürütüyor. Son yıllarda Ankara, PKK’ye Kürdistan Bölgesi dağlarında askeri operasyonlar düzenliyor.
Kakabaveh, PKK'li olmadığını ve örgütün amaçlarına ulaşmak için kullandığı tüm yöntem ve eylemlere katılmadığını belirtiyor ancak PKK’nin Kürt mücadelesi yürüttüğünü ve Şengal'de IŞİD’e karşı insanları kurtardığını vurguladı.
“Kendimizi savunduğumuzda terörist mi oluyoruz?”
Kakabaveh, PKK'nin uluslararası toplum tarafından “terör örgütü” olarak sınıflandırılması hakkında ise “Bunu yaparak Erdoğan ile işbirliği yapıyorlar. Ukraynalılara kendilerini savunmaları için silah veriyorlar ama biz kendimizi savunduğumuzda terörist mi oluyoruz?" diye sordu. Rojava'daki Halk Savunma Birlikleri (YPG) de dahil olmak üzere Kürt gruplara yönelik çifte standartlı bir yaklaşım olduğunu sözlerine ekledi.
YPG, IŞİD'e karşı savaşan ve İsveç'in de içinde yer aldığı Uluslararası Koalisyonu’nun ana müttefiki olan DSG'nin omurgasını oluşturuyor.
Aminah Kakabaveh, “Sosyal Demokratların bir yandan Kürtlere yardım ederken diğer yandan onları terörist olarak etiketlemesi nasıl mümkün olabilir?” diye sordu ve yakında İsveç Sosyal Demokratlarına bu grupların “özgürlük savaşçısı mı yoksa terörist mi” olduğuna karar vermeleri için bir ültimatom vereceğini söyledi.
“Kürtleri istedikleri zaman kullanıyorlar”
“Kürtleri terörist olarak yaftalayanlar kim (ABD ve AB)? Kürtleri istedikleri zaman kullanıyorlar, IŞİD'e karşı kullanıyorlar” diyen Kakabaveh, Kürtlerin küresel güçler arasındaki müzakerelerde jeopolitik piyon olarak kullanıldığını söyledi. ABD ve Avrupa'nın, Türkiye'nin Rusya'ya yaklaşmasını engellemek için Türkiye’nin taleplerine boyun eğdiğini sözlerine ekledi.
İsveç hükümetini düşmekten kurtardıktan sonra ilgi odağı olmanın nasıl bir his olduğu sorulduğunda Kakabaveh, “Bu gerçekten iyi değil” dedi. Şu anda sahip olduğu platformu Kürt davasına uluslararası ilgiyi çekmek ve Kürtlerin “Türkiye ve İran”da karşılaştığı baskı ile mücadele etmek için kullanmak istediğini söylüyor.
Kakabaveh ayrıca Kürdistan Bölgesi'ndeki yetkilileri Suriye, Türkiye ve İran'daki Kürtlerin yanında durmaya çağırdı ve Kürt birliğinin dava için hayati olduğunu sözlerine ekledi.
Ortadoğu'daki hükümetler Kürtleri birbirine düşman görmek istiyor, düşman olmalarını istiyorlar" dedi. Kakabaveh, sadece Kürtlerin değil, her yerde mazlumların yanında olduğunu vurgulayarak, bir Peşmerge savaşçısı olarak savaşla ilgili deneyimlerinden söz etti ve “Kimyasal savaş deneyimim var” dedi.
“İran'da beni öldürmek istediler”
“Ben sadece Kürt değilim, aynı zamanda İsveçliyim. İran'da beni öldürmek istediler, İsveç'te milletvekiliyim" diyerek İsveç'i mültecilere, azınlıklara ve kadınlara yönelik muamelesinden dolayı alkışladı.
Öte yandan Türkiye, İsveç’ten PKK'yi desteklediklerini iddia ettiği Kürtlerin iadesini istedi, ancak Kakabaveh böyle bir risk olmadığına dair güvence aldığını söyledi.
Eylül ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacak
Kakabaveh, milletvekililiğine ara vereceğini ve Eylül ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağını belirterek, Kürt davasının savunucusu olmaya devam ederken başka projelere odaklanacağını sözlerine ekledi.
Türkiye'nin Rojava'da yenilenen askeri saldırı tehdidi
Amineh Kakabaveh, İsveç'in NATO'ya katılmak karşılığında Türkiye'nin operasyonlarını görmezden geleceğine inanıp inanmadığı sorulduğunda, bunun bir risk olduğunu, ancak İsveçli Sosyal Demokratların "Kürtlere yardım sözü verdiğini" söyledi ve “Uluslararası topluma güvenmiyorum, saf değilim” diye yakındı.
Kakabaveh, Erdoğan'ı Suriyeli mültecileri Batı'dan daha fazla taviz koparmak için kullanmakla suçladı ve "mültecilerin geri dönmeleri için yerleşimler kurduğunu" sözlerine ekledi, ancak planın, Kürt şehirlerindeki Kürtlerin yerine Suriyeli Arapları yerleştirmeyi amaçladığına inandığını kaydetti.