Sudan’da 30 yıllık Beşir dönemi sona erdi

Haber Merkezi - Sudan'da 1989'da darbeyle Cumhurbaşkanlığına gelen Ömer el-Beşir, 30 yıl sonra askeri müdahaleyle devrildi.

 

Sudan halkının, ülkede büyüyen ekonomik kriz nedeniyle yaklaşık 4 ay önce başlattığı gösteriler, ülkedeki 30 yıllık Ömer el-Beşir yönetimine son verdi.

 

Sudan Savunma Bakanı Avad bin Avf, bugün yaptığı açıklamada, Sudan Yüksek Askeri Konseyinin yönetime el koyduğunu ve Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in tutuklandığını duyurdu.

 

Anayasanın askıya alındığını, Başbakanlık, Meclis ve eyalet yönetimlerinin de feshedildiğini belirten Avf, 2 yıllık bir geçiş döneminin başladığını kaydetti.

 

Avf, ülkede 3 aylık olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini de bildirdi.

 

Bağımsızlığını kazandığı 1956'dan bu yana hareketli bir siyasi arenaya sahne olan Sudan’da, ağır ekonomik krizin ardından Haziran 1989’da askeri darbeyle iş başına gelen Ömer el-Beşir, yine ekonomi nedeniyle sokaklara dökülen Sudan halkının protestoları sonrası ordunun müdahalesiyle koltuğundan ayrıldı.

 

Yaklaşık 40 milyonluk nüfusuyla çeşitli Afrika topluluklarının ve Arap kültürünün iç içe geçtiği ülke, bu son darbeyle son 60 yıla 5 askeri darbe ve 2 de iç savaş sığdırmış oldu.

 

Mareşal Ömer el-Beşir

 

Eski Sudan Cumhurbaşkanı, Mareşal Ömer Hasan Ahmed el-Beşir, 1 Ocak 1944’te başkent Hartum’un kuzeyindeki Nil Nehri eyaletine bağlı Şendi kentinde doğdu.

 

İlkokul eğitimini burada alan Beşir, daha sonra ailesiyle Hartum’a taşınarak ortaokul eğitimini burada tamamladı. Ailesi bedevi olan el-Bedairya el-Dahmashya kabilesinden Beşir, ilk evliliğini de kuzeni Fatma Halid ile yaptı.

 

Sudan ordusuna 1960 yılında katılan Beşir, Mısır, Malezya ve Pakistan’da askeri eğitimler aldı. Beşir 1973te, Mısır'ın Suriye ile İsrail'e saldırdığı savaşta Mısır ordusunda görev yaptı. Birleşik Arap Emirlikleri'nde 1975’te ataşelik yapan Beşir, 1981’de Sudan’a dönerek askeri görevlerini sürdürdü.

 

Ülkede 1989'da Beşir'in tuğgeneral rütbesiyle görev yaptığı Sudan ordusu kansız darbeyle hükümeti devirdi.

 

Geçiş dönemi için kurulan yürütme ve yasama organı Ulusal Kurtuluş Devrimi Komutanlığı Konseyinin başkanı olan Beşir, 16 Ekim 1993’te kendini cumhurbaşkanı olarak atadı.

 

Beşir, 1996, 2001, 2010 ve 2015’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle ayrıldı.

 

Bağımsızlıktan 1989 yılına

 

1899'dan 1956'ya kadar İngiliz-Mısır Müşterek İdaresi (Condominium) tarafından yönetilen Sudan, o dönem İngiliz yönetiminin son bulmasını ve Mısır ile birleşilmesini savunan İsmail el-Ezheri'nin önderliğinde bağımsızlığını ilan etti.

 

Ülkedeki Ezheri önderliğinde kurulan koalisyon hükümeti, 1958'de ülke tarihindeki ilk darbeyle karşılaştı ve Sudan, 1964'teki halk ayaklanmasına kadar General İbrahim Abbud tarafından yönetildi.

 

Ümmet Partisi ve Milli Birlik Partisi koalisyon kurarak 1965'te sivil yönetimi başlattı ancak siyasi rekabetin şiddetlenmesi sonrası 1969'da Albay Cafer en-Numeyri solcu askeri darbe yaptı ve ülkede Sudan Sosyalist Birliğinin tek parti rejimi başladı.

 

Ülkenin güneyinde Araplaştırma politikalarının artırılması ve misyonerlere karşı atılan adımlar buradaki halkın tepkilerine yol açtı ve çıkan iç savaş 1972'ye kadar sürdü.

 

Numeyri, 1977'de İslamcılarla ittifak arayışına girdi ve İhvan-ı Müslimin liderlerinden Hasan el-Turabi'yi Adalet Bakanlığına getirdi.

 

Ülkede 1983'te şeriat ilan edilmesi, Müslüman olmayan grupların tepkisine yol açarken 1985'te kurulan Sudan Halk Kurtuluş Ordusu Hareketi (SPLM/A) bütün Güney Sudan'ı iç savaşa sürükledi.

 

1985'te Numeyri'nin ABD ziyareti sırasında Savunma Bakanı General Abdurrahman Swar el-Dahab kansız darbe yaptı ve devlet başkanlığı koltuğuna oturdu.

 

Ülkede 1986'da parlamenter rejime tekrar geçildi ve Milli Selamet Cephesi (NIF), Ümmet Partisi ve Demokratik Birlik Partisi koalisyonu kuruldu. Başbakanlığa Ümmet Partisi lideri Sadık el-Mehdi getirildi.

 

Mehdi yönetiminin attığı en kritik adımlardan biri 1988'de hükümetin Güney Sudanlı ayrılıkçılar ile ateşkes sağlaması ve şeriat uygulamasını askıya alması oldu.

 

Tüm bu adımlara rağmen devam eden iç savaş ve ekonomik krizle boğuşan ülkede Haziran 1989'da General Ömer el-Beşir tarafından yönetime el koyuldu.

 

İhvan'la ortaklık

 

Ömer el-Beşir yönetimi devraldıktan sonra ülkedeki İhvan-ı Müslimin hareketi ile ortak çalışmaya başladı ve İhvan'ın siyasi kanadı Milli Selamet Cephesiyle iş birliği başlattı.

 

Hükümet, ülkenin kuzey bölgelerinde 1990'dan itibaren şeriat uygulamasını yeniden başlattı.

 

Milli Selamet Cephesi lideri ve aynı zamanda Meclis Başkanı olan Hasan el-Turabi'nin 1999'da devlet başkanının görevine meclis tarafından son verilebilmesini öngören yasa teklifi hazırlaması Beşir kanadının tepkisine yol açtı.

 

Dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e 1995'te Etiyopya'da düzenlenen suikast girişiminden Sudan İhvanı'nın sorumlu tutulması ve terör örgütü El Kaide lideri Usame bin Ladin'in Sudan'da yaşamaya başlaması 1990'lı yıllarda Sudan'ın dünyadaki imajını değiştiren ana olaylar oldu.

 

Beşir’e UCM’den tutuklama kararı

 

Ülkenin Darfur bölgesinde 2003'te patlak veren ve hala süren çatışmalar ise insani krizin yanı sıra Sudan yönetiminin soykırımla suçlanmasına neden oldu.

 

Hükümet güçleri ve destekledikleri milis güçler Cancavidler ile bölgedeki kabileler arasındaki çatışmalarda şimdiye kadar 10 binlerce kişi hayatını kaybetti, 2 milyondan fazla kişi yerinden oldu.

 

Darfur sorunu nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hakkında soykırım gerekçesiyle tutuklama kararı verdi.

 

Kriz, hem Hartum yönetiminin hem de Beşir'in imajını önemli ölçüde zedeledi.

 

Güney Sudan’ın ayrılması ekonomiyi vurdu

 

Hartum hükümetinin Güney Sudanlı isyancı gruplarla yaptığı barış görüşmeleri sonrasında 2005'te Kapsamlı Barış Anlaşması imzalandı ve 2011'de ülkenin güneyinde referandum kararı alındı.

 

Referandumda bağımsızlık kararının çıkmasının ardından petrol gelirlerini büyük ölçüde kaybeden Sudan, dış ticarette verdiği açık yüzünden hızlı ekonomik gerileme yaşadı.

 

Petrol rezervlerinin yüzde 75'ini kaybeden Sudan, yüksek enflasyon ve döviz kıtlığı gibi ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldı.