Haber Merkezi - Karadeniz’e kıyısı bulunan 3 NATO ülkesi Türkiye, Romanya ve Bulgaristan, Ukrayna savaşının yarattığı mayın tehlikesine karşı ortak hareket etmek için anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre 3 ülkenin deniz kuvvetleri 6 ayda bir ortak harekât yürütecek. 3 ülke ayrıca kuracakları komite ile Karadeniz’deki seyir güvenliğini kontrol edecek. Ankara’nın isteği üzerine, Karadeniz’e kıyısı olmayan NATO müttefikleri anlaşmaya savaş bitmeden dâhil olamayacak.
Ukrayna savaşının başlamasından hemen sonra Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uygulamaya başlayan Ankara daha önce İngiltere’nin Ukrayna’ya gönderdiği iki mayın avlama gemisinin geçişine onay vermediğini açıklamıştı.
Rusya'nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlamasıyla patlak veren savaşın en önemli sonuçlarından biri, tarafların kullandığı deniz mayınlarının Karadeniz’de sürüklenmeleri ve deniz seyir güvenliğini tehdit etmeleri oldu.
Savaşın başlamasının ardından özellikle Türkiye, Bulgaristan ve Romanya karasularında görülen mayınların ticari gemiler ve sivil deniz araçlarını tehdit etmesi tarafların ortak harekete geçmesini sağladı.
Ağustos ayından itibaren 3 ülke savunma bakanlıkları arasında başlatılan siyasi ve teknik görüşmeler sonunda bugün İstanbul’da yapılan bir törenle “Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı” imzalandı.
Anlaşmaya Türkiye adına Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Romanya adına Savunma Bakanı Angel Tilvar ve Bulgaristan adına Savunma Bakan Yardımcısı Atanas Zapryanov imza attı.
Törende bir konuşma yapan Güler, “Bugün imzaladığımız Mutabakat Muhtırasıyla birlikte ortaya konulacak işbirliğinin, Karadeniz’deki seyrüsefer güvenliğine büyük katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum” diye konuştu.
Mutabakata göre, görev grubu her 3 ülkeden birer anti-mayın gemisi ve bir komuta kontrol gemisinden oluşacak ve 6 ayda en az 2 kez 15’er günlük periyodlarla harekat gerçekleştirecek. Aynı şekilde 3 ülke deniz kuvvetleri komutanları da yılda en az iki kere toplanacak bir komite oluşturacak.
Montrö hassasiyeti
Milli Savunma Bakanı Güler, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin savaşın başlangıcından bu yana bölgesel istikrar ve barış için çaba gösterdiğini kaydederek, “Türkiye olarak, bölgesel sahiplik ilkesi doğrultusunda Karadeniz’deki dengeyi sağlayan ve bölgenin güvenliği konusunda büyük önem arz eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguladık, uygulamaya da devam edeceğiz" dedi ve ekledi:
"Bugüne kadar Montrö Sözleşmesi kurallarına riayet eden tüm devletlere teşekkür ediyor, bundan sonra da tüm devletlerden aynı hassasiyeti beklediğimizi de ifade etmek istiyorum.”
Türkiye, savaşın başlamasından sadece günler sonra 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19. maddesini aktive ettiğini açıklamış ve savaşın tarafı olan ülkelerin savaş gemilerine boğazlardan geçiş izni vermeyeceğini açıklamıştı.
Türkiye, aynı zamanda, Rusya’yı provoke etmemek ve savaşın yayılmasını engellemek amacıyla NATO müttefiklerinden Karadeniz’e gemi gönderme başvurusunda bulunmamaları çağrısında bulunmuştu.
Türkiye’nin çağrısı son haftalara kadar sorunsuz uygulandı. Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’ni uygulama yöntemini tartışmaya açan gelişme, İngiltere’nin Ukrayna’ya bağışladığı iki adet mayın avlama gemisinin boğazlardan geçişi konusu oldu.
Uluslararası basında çıkan haberlerde, söz konusu gemilerin tamamen savunma amaçlı oldukları, dolayısıyla Türkiye’nin bu gemilerin geçişine onay vermemesinin doğru olmadığı yorumlarına yer verildi.
Bir dönem NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı olarak görev emekli Amerikalı Oramiral James Stavridis de konuyla ilgili yaptığı yorumlarda, Türkiye’nin bu gemilere izin vermeyerek Montrö Sözleşmesi'ni kötüye kullandığı iddia etmişti.
Ankara ise Montrö Sözleşmesi'ni askeri nitelikteki gemileri "savunma" ya da "saldırı" olarak sınıflandırmadığını anımsatıyor ve bu gemilerin Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş bitene dek Boğazlardan geçişinin mümkün olmayacağını kaydediyor.
Basına bilgi veren Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da bu noktanın altını çizerken, “İngiltere'nin Ukrayna’ya sattığı mayın avlama gemileri, savaş bitmeden Karadeniz’e giremez. İngiltere’ye bu durum daha önce bildirildi ve kendilerinin de bu konuda şu an için bir talebi yoktur” bilgisini verdi.
Üçlü görev grubu diğer NATO ülkelerine kapalı
Türkiye, Romanya ve Bulgaristan arasında sağlanan mutabakatın bir başka önemli unsuru ise bu girişimin diğer NATO ülkelerinin katılımına kapalı olması.
Rusya ile ilişkileri savaşın başlamasının ardından daha da bozulan Romanya ve Bulgaristan, Karadeniz’de daha fazla NATO varlığının olmasını istiyor. İki ülke, başta ABD ve İngiltere'nin de dahil olduğu inisiyatifler geliştirme arayışında.
Türkiye ise geleneksel olarak Karadeniz’de kıyıdaş ülkeler dışında üçüncü tarafların askeri varlığının bulunmasına karşı. Bu hassasiyeti savaşın başlamasının ardından da devam ettiren Ankara, Romanya ve Bulgaristan ile oluşturulan bu mekanizmanın genişlemesini istemiyor.
Milli Savunma Bakanı Güler bu konuyla ilgili olarak “Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta, bu inisiyatifin esasen burada bulunan üç kıyıdaş müttefik tarafından oluşturulmasıdır. Devam eden savaşın sona ermesini müteakip az önce de ifade ettiğim gibi şartlar oluştuğunda kıyıdaş ortak ülkelerin katılımı yine bu komitenin onayıyla mümkün olabilecektir" dedi.
Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer kıyıdaş olmayan müttefiklerimizin bu inisiyatife muhtemel katkı beklentilerini değerli buluyoruz. Bu inisiyatif sadece üç kıyıdaş müttefik ülke gemilerine açık olacaktır; diğerlerinin mutabık kalınan ve belli alanlardaki katkıları zaman içinde şartlar oluştuğunda mümkün olabilecektir.”
Bakan Güler, hangi ülkelerin bu mekanizmaya katılmak istedikleri konusunda ayrıntı vermedi, uygulamayla ilgili kararların 3 ülke tarafından oy birliğiyle alınacağını kaydetti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın