İSVEÇ- 2’nci resmi dil Arapça
Stocholm (Rûdaw) – Finlandiya ve İsveç’e çok sayıda Arap’ın göç etmesiyle beraber, Arapça’nın söz konusu ülkelerde resmi dilden sonra ikinci dil olma endişesini doğurdu.
İsveç basınında 2016’nın sonu resmi verilerilerine dayandırılan bir haberde, Arapça’nın Finlandiya’nın resmi dili Fince’yle rekabete girdiği belirtildi. Haberde İsveççe’den sonra ülkenin ikinci yabancı dili bile olacağı belirtildi.
Arap göçmenlerin İsveç’e sığınmacı olarak kabul edilmesiyle, bu dilin ülkenin geneline yayılmasına neden olduğu gibi, Araplar’ın İsveç toplumunda ikinci büyük oluşum olmasına neden oldu.
Bu durum ise İsveç, Finlandiya ve Kürt mültecilerin çoğunun endişelenmesine neden oldu.
İsveç’te uzun süredir yaşayan Araplar ise bu durumdan oldukça memnun.
Arapça’ya rağbet
Rûdaw’a konuşan Arapça öğretmeni Ebu Munim Hemid Sameray, Arapça’nın İsveç toplumunda karizmatik bulunarak ilgi çektiğini öne sürdü.
Ebu Munim Hemid Sameray,“Şu anda bar ve gece eğlencelerinin bir çoğunda Arapça şarkılar çalınıyor. Ne yazık ki çoğu kişi, bu durumdan rahatsız”dedi.
Kürt ve Süryaniler sosyal medyada yaşanan bu durumdan endişelerini dile getirerek, gelecekte kendileri ve İsveçliler için tehlikeli bir durum olduğuna dikkat çekiyor.
Lehib Simantos adlı Aşuri, “Arapça’nın yaygınlaşması demek, beraberin siyasi İslamı getirecektir. Bununda arkasında körfez ülkelerinin mali desteği bulunmaktadır”diye konuştu.
Azad Cebar adlı Kürt ise, “Plansız ve programsız bir şekilde çok sayıda Arap İsveç’e geldi. Kısa bir sürede oldukça fazla bir sayıya ulaştılar. Kürt ve İsveçli bir çift tek çocuk sahip olurken, Arap bir çift 4 çocuk sahibi. Fazla değil, 10 yıl sonra Araplar İsveçlilerle rekabet edecek duruma gelecek. İsveç gözle görünür bir tehdit altındadır”ifadelerini kullandı.
Şiddete eğilim
Araplar’ın şiddet yönelik faaliyet yürüttüğünü iddia eden Kürt dernekleri kuruluş uzmanı Azad Cebar, “Şiddet kültürü ve sindirme politikaları üzerine çalışıyorlar. Arap ülkeleri bunları destekliyor. Yapılan kültür ve siyasi faaliyetlerin arkasında onlar var” dedi.
Bu denli Arap’ın Avrupa’ya belli bir program dahilinde geldiğini dile getiren Azad Cebar, “Araplar’ın şiddet esaslı bir ulus olduğunu söyemek istemiyorum. Ancak Araplar’ın Avrupa’ya göndermelerinin arkasında bir niyet var. Başlnagıçta da İsveç’e etkisi görülmüştür” diye konuştu.
Geçtiğimiz haftalarda Stocholm’ün kuzeyinde çoğunluğu Araplar’ın yaşadığı bölgede Kürtler’in çoğunlukta yaşadığı bir semtte bazı market ve araçlar kundaklanmıştı. Bölge sakinleri yaşananlara ilişkin çok sert tepki gösterdi.
İsveç Radyosu’na konuşan bir Kürt söz konusu bölgenin güvenliği tamamiyle göz ardı edildiğini ve yaşanmayacak hale geldiğini söyledi.
Rûdaw’a konuşan ve Araplar’a yakınlığıyla bilinen An Swedirman adlı İsveçli gazeteci ise, İsveç istihbaratının güçlü olduğunu belirterek, “AVM’lerin Araplar’a satılması sebepsiz değil” ifadesini kullandı.
Demokrat Parti üyesi Hans Ulvia ise,“Arapların sayısının yüksek ve Arapça’nın yaygın olması tüm yabancılar için tehdittir. Bizler başından beri göçmenlerin misafir olarak karşılanması gerektiğini, ancak ev sahibi olamayacaklarını açıkladık” diye konuştu.
Feyli Kürtler tereddütlü
Sadece Stocholm ve çevresinde yaklaşık 15 bin Feyli yaşamaktadır. Söz konusu Feyliler’in çoğunlu ise sadece Arapça konuşarak yaşamını sürdürüyor. Bağdat doğumlu Nizam Feyli 20 yıldır İsveç’te yaşıyor. Nizam sadece Arapça konuşmasını biliyor.
Nizam şunları söyledi:
“Gerçeği söylemek gerekirse konuştuğum bu dili (Arapçayı) İsveç’in ikinci dili olmasına sevineyim mi, yoksa bir tehdit olarak göreyim bilemiyorum. Kürtçe bilmiyoruz. Kendimizi Arapça’nın ehli olarakda görmüyoruz.”