Kürdistan topraklarında Neandertallerin yaşam izleri

07-05-2024
Rûdaw
Foto: Rûdaw
Foto: Rûdaw
Etiketler Erbil Erbil Valisi Dr. Emma Pomeroy Neandertal Şanedar Şanedar Mağarası Shanidar Z
A+ A-

Erbil’in Barzan bölgesindeki Şanedar Mağarasında bulunan dünyada en iyi korunmuş Neandertal iskeleti, dünyada gündem oldu.

2018 yılında mağarada yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan “Shanidar Z” Netflix’te belgesel olmasıyla bütün gözler Kürdistan Bölgesi’nin Şanedar bölgesine kilitlendi.

Araştırmalar hakkında merak edilen bütün ayrıntılarını Cambridge Üniversitesi'nden Paleoantropolog Dr. Emma Pomeroy’a sorduk.

Paleoantropolog Dr. Emma Pomeroy, “Kafatasının keşfi, bu bölgedeki Neandertal yaşamı hakkında bilgi edinmek için birçok fırsat yaratıyor. Bu kadın da 1950'lerde mağarada bulunan diğer 10 Neandertal arasına katılıyor. O zamanlar mevcut olmayan ve bugün bu kadını daha iyi anlamak için kullanabileceğimiz tüm bilimsel tekniklere sahip olduğumuz için çok şanslıyız” dedi.

Neandertal insanlarının yaşamına ışık tutan kafatasının mağarada bulunmasının “orada yaşam sürdüklerinin bir göstergesi olduğunu ifade eden Dr. Emma Pomeroy, “Ölülerini gömdükleri yerlere çok yakın alanlarda yaşıyorlardı. Şömineler, yemek artıkları, hayvan kemikleri ve yanmış bitki yemi parçaları gibi şeylere dair pek çok iyi kanıt var. Bu nedenle ateşin yanında oturuyor olabilirler ve iskeletlere ulaşıp onlara dokunabilmiş olabilirler. Bu, yaşayanlarla ölüler arasındaki ilişkiye dair ilginç bir soruyu gündeme getiriyor” diye ekledi.

Araştırmayı zenginleştirecek kanıtlar bulduklarını belirten Dr. Emma Pomeroy, “Bugün dünyada yaşayan çoğu insan %8 Neandertal DNA'sına sahip. Bu çok büyük bir yüzde değil. Kişiden kişiye değişir ve %1 ile %3 arasında olabilir, bazı kişilerde ise biraz daha yüksek olabilir. Bu tamamen kişiden kişiye değişiyor. Yani bu oldukça küçük bir sayı, söylediğim gibi %1 ila %3, ama ilginç ve bunun sağlığımızla ve bazı fiziksel özelliklerimizle ilgili olduğuna dair bazı kanıtlarımız var” şeklinde konuştu.

Cambridge Üniversitesi'nden Paleoantropolog Dr. Emma Pomeroy, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Cambridge Üniversitesi'nden bir ekip tarafından 2018 yılında Şanedar Mağarasında bulunan bir Neandertal kadın kafatası, dünyaya Neandertal yaşamına dair yeni bir bakış kazandırdı ve Netflix belgeseline konu oldu.

Bugün Cambridge Üniversitesi’nden arkeoloji profesörü Emma Pomeroy ile bu keşif hakkında konuşacağız. Bizimle olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Projenin zamanlaması ve keşifle ilgili bir soruyla başlamak istiyorum çünkü bu bizim için çok tarihi bir keşif.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti, Cambridge Üniversitesi arkeoloji ekibine Kürdistan'a gelmeleri için ne zaman davetiye gönderdi?

Dr. Emma Pomeroy: Sanırım 2011 yılıydı, Kürdistan Bölgesi Hükümeti şu anda da kazı ekibi başkanı olan profesör Graeme Barker ile Liverpool'daki John Moores Üniversitesi ve Londra'daki Birkbeck Üniversitesinden bir kaç meslektaşımla temasa geçti.

Rûdaw: Cambridge arkeoloji ekibi Kürdistan'a ne zaman geldi ve kazılara ne zaman başladı?

Dr. Emma Pomeroy: Kazılar 2014 yılında başladı. Projenin başlanabilmesi için bir miktar finansman sağlanması birkaç yıl sürdü.

Rûdaw: Dr. Emma, kafatası kemikleri 75 bin yıldan fazla süredir orada. Burada bazı insanlar şunu soruyor: Arkeologların onu bulması neden bu kadar uzun sürdü? Tam olarak 2018'de hangi ay ve hangi günde buldunuz? Şanedar Mağarasındaki kafatasını (Shanidar Z) ne zaman bulunduğunu bilmek istiyoruz?

Dr. Emma Pomeroy: Kemiklerin bulanmasının bu kadar uzun sürmesinin ilk nedeni Şanedar Mağarasının çok büyük olmasından kaynaklanıyor. Biz hala sadece küçük bir alanda kaza çalışmaları yürütüyoruz. Arkadaşlarımız 1950’li yıllarda Ralph Solecki başkanlığında mağarada kazılar yaptı fakat kazı seviyesi oldukça azdı. Buna rağmen mağarada yedi buçuk metre derinlikte kalıntılara rastlandı. Bu çok karmaşık, bu kadar derine inerek kazı yaptığınızı hayal edin. Dolayısıyla bu uzun zaman alıyor. Sonuçta mağaranın bir kısmında Neandertal kalıntılarının bulunduğunu öğrendik. 2016 yılı civarında kazı duvarlarında bunları görebiliyorduk ama genelde yaptığımız zeminde yeniden kazıya başlamak olduğu için güvenli hale getirmek biraz zaman aldı. Çukurlarda yapılan çalışma da oldukça karmaşık. Bu yüzden kazılar 2018’de başladı. Sanırım kafatasını ilk kez 11 Eylül 2018'de bulduk ama 2016’da bulunan kaburga kemikleri gibi iskeletin diğer parçalarının da orada olduğunu biliyorduk.

Rûdaw: Neandertal kadının kafasının tüm parçalarını bir araya getirmek ne kadar sürdü?

Dr. Emma Pomeroy: Gerçekten çok zor bir işti ve 9 aydan fazla sürdü. İşin çoğunu Lucia Lopez-Polin ile birlikte çalıştığımız ekip arkadaşımla yaptık. O 9 ay boyunca üzerinde çalıştı, tüm parçaları temizleyip tekrar bir araya getirdi. Ben de bu sürecin bir kısmına yardımcı oldum ama hâlâ yapılması gereken çok iş var. Bu üzerinde çalışmaların sürdüğü bir proje.

Rûdaw: Sizce kafatası kalıcı olarak nerede tutulacak? İngiltere'de mi kalacak yoksa Kürdistan'a mı getirilecek?

Dr. Emma Pomeroy: Kürdistan'a geri getirilecek. Şu an koruma ve yeniden birleştirme süreci İngiltere'de bize emanet. Bu Kürdistan Arkeoloji Müdürlüğü'nün büyük bir nezaketidir. Evet, şüphesiz bu Irak Kürdistanı'ndan geldi ve oraya geri dönecektir.

Rûdaw: Shanidar Z’nin keşfinin Kürdistan'daki Neandertal yaşamını anlamamıza dair nasıl bir bilimsel katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?

Dr. Emma Pomeroy: Doğrusu kafatasının keşfi, bu bölgedeki Neandertal yaşamı hakkında bilgi edinmek için birçok fırsat yaratıyor. Bu kadın da 1950'lerde mağarada bulunan diğer 10 Neandertal arasına katılıyor. O zamanlar mevcut olmayan ve bugün bu kadını daha iyi anlamak için kullanabileceğimiz tüm bilimsel tekniklere sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Ne tür yiyecekler yediğini, mağarada mı doğduğunu yoksa başka bir yerden mi geldiğini ve günlük olarak ne tür aktiviteler yaptığını öğrenmeyi umuyoruz. Ayrıca öldüğünde kaç yaşında olduğunu da öğrenmek üzereyiz. Yine sağlığıyla ilgili bilgiler, örneğin dişlerinin nasıl olduğu, çünkü bazı dişleri ölmeden önce düşmüştü. Boyun eklemlerinde iltihap olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla onun hakkında bilebileceğimiz pek çok bilgi var.

Rûdaw: Ekibiniz tarafından Shanidar Z’nin keşfi ve Ralph Solecki'nin Şanedar’daki önceki keşifleri dışında, mağarada daha fazla araştırılıp keşfedilebilecek başka ilginç yerler var mı?

Dr. Emma Pomeroy: Kuşkusuz. Şanedar Mağarası çok zengin ve önemli bir arkeolojik sit alanıdır. 100 bin yıldan daha eskiye dayanan kalıntılar barındırıyor. O dönemden günümüze kadarki süreçte Neandertal kalıntılarıyla ilgili bulduğumuz en önemli kalıntılarından biridir şeylerdi, ayrıca çok eski tarihlere dayanan çiftçi kalıntılarını da bulduk. Dediğim gibi, bir dizi arkeolojik alan bulduk bu da bize zamanın değişimiyle ilgili önemli bulgular veriyor, geçtiğimiz süreçte bize zamanla iklim değişikliğini ve bunun mağarayı kullanan insanlar üzerindeki etkisini anlamamız için önemli fırsatlar sunuyor. Ayrıca Neandertal insanlarından günümüz çağdaş insanların ortaya çıkışına kadar bu geçiş süreçlerini daha iyi anlayabiliyoruz. En önemli arkeolojik soru şudur: Bu geçiş nasıl oldu? Çağdaş insanlar Neandertallerin yerini mi aldılar yoksa mağarayı kullanırken aralarında bir tür davranış ve iletişim var mıydı? Dolayısıyla Şanedar Mağarası'nda bilmemiz gereken çok şey var ve burası çok önemli bir arkeolojik alan.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi hükümetinin Şanedar Mağarası’yla ilgili daha fazla yeni arkeolojik çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Dr. Emma Pomeroy: aslında benim de şu anda dâhil olduğum proje halen devam ediyor. Projeyi birkaç yıl daha sürdürmek için başka bir ruhsatımız var ve kazılarımıza devam etmek için Kürdistan Bölge Arkeoloji Müdürlüğü ve Soran İdaresi Arkeoloji Müdürlüğü ile çok yakın çalışıyoruz.

Rûdaw: Bulgularınıza göre Neandertallerin Kürdistan'da ne kadar süre yaşadığını düşünüyorsunuz?

Dr. Emma Pomeroy: Neandertallerin Kürdistan'ın bu bölgesinde tam olarak ne zaman yaşamayı bıraktığı üzerinde hâlâ çalışıyoruz, ancak görünen o ki 45 bin yıl öncesine kadar orada yaşamış olabilirler. O dönemde sonra Neandertallerin yerini modern insanlar almış olabilir.

Rûdaw: Neandertallerin Kürdistan'da mı yoksa Hırvatistan'da mı daha uzun yaşadığını düşünüyorsunuz?

Dr. Emma Pomeroy: Bunu söylemek gerçekten zor. Karşılaştığımız zorluklardan biri de bulduğumuz bazı bulguların kaç yaşında olduğunu tespit edemeyişimizdir. Bulgunun hangi döneme ait olduğunu belirlemekte net bir şey söylenemiyor. Neandertallerin Kürdistan'ın bu bölgesinde ve Hırvatistan'da hemen hemen aynı zamanlarda ortadan kaybolduğunu biliyoruz. Çok benzer olması muhtemeldir. Ancak bu durum bize tarihlendirmenin teknik sınırlamaları, tam olarak ne kadar uzun yaşadıklarını söylemeyi çok zorlaştırıyor.

Rûdaw: İzlediğimiz Netflix belgeselinde ekibiniz Şanedar Mağarası'nın Neandertal mezarlığı olabileceği varsayımında bulunuyor. Sizce burayı mezarlık olarak mı kullandılar yoksa orada yaşayıp yaşamları için başka uğraşlarla mı ilgilendiler?

Dr. Emma Pomeroy: Aslında elimizdeki arkeolojik kanıtlara dayanarak burada yaşayanlar her ikisini de yaptığını gösteriyor. Shanidar Z’de bir kişinin gömüldüğünün kalıntıları bulundu, ayrıca kesinlikle orada yaşam sürdüklerini de görebiliyoruz. Ölülerini gömdükleri yerlere çok yakın alanlarda yaşıyorlardı. Şömineler, yemek artıkları, hayvan kemikleri ve yanmış bitki yemi parçaları gibi şeylere dair pek çok iyi kanıtımız var. Taş aletlerin bir kısmını, nerede yapılıp onarıldığını görebiliyoruz. İskeletlerin hemen yanı başında gündelik yaşam alanlarını ve o delilleri görebiliyoruz. Bu nedenle ateşin yanında oturuyor olabilirler ve iskeletlere ulaşıp onlara dokunabilmiş olabilirler. Bu, yaşayanlarla ölüler arasındaki ilişkiye dair ilginç bir soruyu gündeme getiriyor. Yani bakarsanız, ölüye çok yakın olmaktan korkmuyorlar. Şanedar Mağarası'nda hem yaşam hem de ölüme dair kanıtlarımız var, bu da onu çok ilginç kılıyor.

Rûdaw: Sizce Neandertallerin Kürdistan ve Şanedar'da ortadan kaybolmasının sebebi nedir? Bu onlarla akıllı insanlar arasında bir savaş mıydı, yoksa hava şartlarından mı kaynaklanıyordu?

Dr. Emma Pomeroy: Bu konu şu anda akademide tartıştığımız en sıcak konulardan biri diyebilirim. Şunu artık önemli derecede biliyoruz, Neandertallerin Kürdistan'da yok olmaları dünyada da yok olmalarıyla aynı sürece ve zamana denk geliyor. Peki, bunun nedeni nedir? Emin değiliz ama görünen o ki zamanla Atlantik kıyısından Rusya'ya kadar uzanan sınırlarında Neandertallerin nesli tükendi. Bir dereceye kadar küçük gruplar halinde yaşadılar. Çocukları vardı ama çok yakın akrabaları yoktu. insanları daha sağlıklı yapan genetik çeşitliliğe sahip değillerdi. Bu nedenle sayıları azalmış olabilir. Ayrıca küçül gruplar haline gelmiş ve herhangi bir değişime karşı daha az dirençli hale gelmiş olabilirler. Bu açıdan bakıldığında bunun nedeni, ileride göreceğimiz gibi büyük bir iklim değişikliği olabilir. Ancak modern insan türümüzün gelişiyle onların karşı koyamayışı ve zayıf koymamaları yok olmalarına neden olmuş olabilir.

Rûdaw: Bu soru sizlerin de aklına gelmiştir eminim, malum biz sizler kadar bilimsel düşünemiyoruz, ama yine de sormak istiyorum: Sizce modern insanlarda ne kadar Neandertal DNA'sı var?

Dr. Emma Pomeroy: Elimizdeki kanıtlar çok iyi. Bugün dünyada yaşayan çoğu insan %8 Neandertal DNA'sına sahip. Bu çok büyük bir yüzde değil. Kişiden kişiye değişir ve %1 ile %3 arasında olabilir, bazı kişilerde ise biraz daha yüksek olabilir. Bu tamamen kişiden kişiye değişiyor. Yani bu oldukça küçük bir sayı, söylediğim gibi %1 ila %3, ama ilginç ve bunun sağlığımızla ve bazı fiziksel özelliklerimizle ilgili olduğuna dair bazı kanıtlarımız var.

Rûdaw: Cambridge Üniversitesi Profesörü Dr. Emma Pomeroy, bize zaman ayırdığınız ve bizimle olduğunuz için teşekkür ederiz.

Emma Pomeroy: Misafirperverliğiniz için ben de çok teşekkür ederim.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Foto: Rûdaw

SURİYE’DE YENİ SÜREÇ- Rojava’daki Kürtler arasında yumuşama var

Defacto Platformu Koordinatörü Şerwan Yusif, Kürtler arası diyalogda bir iyimserlik olduğunu ifade ederek, Suriye’deki tüm Kürt taraflarının Rojava’nın Kürtler tarafından yönetilmesi ve korunması konusunda hem fikir olduğunu söyledi.