NEXT - Dikey tarım nedir ve Kürdistan’da tarım sektörünü nasıl güçlendirebilir?

02-01-2024
Foto: Rûdaw
Foto: Rûdaw
Etiketler NEXT Programı Namo Abdullah Dikey Tarım ABD Kürdistan Bölgesi AppHarvest
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Bugün dünyada topraksız tarım modelleri, dünyanın dört bir yanında uygulanıyor ve her geçen gün daha fazla kişi tarafından deneniyor. Rûdaw TV’de yayınlanan NEXT Programı u defa da ekinlerin besin ihtiyacının topraktan değil de su veya hava aracılığıyla karşılanmasına dayanan bu sistemi araştırdı. “Kürdistan Bölgesi ABD’nin bu konudaki deneyiminden nasıl yararlanabilir?” sorusunun yanıtını aradı.

Namo Abdullah’ın sunduğu NEXT programının son bölümü, çiftçilerin neredeyse hiç toprak kullanmadan daha az su kullanarak tarım üretimlerini artırmasına olanak tanıyan ve bu alanda önemli tarımsal yeniliklere vesile olan dikey tarımı araştırdı.

Kürdistan Bölgesi’nde de çiftçiler bu teknolojiyi kullanarak tarımdaki üretimi artırabilir, dışa bağımlılığı azaltabilir, böylece gıda üretiminde geleceğe hazır hale gelebilirler.

ABD, teknoloji meraklısı yeni nesil çiftçiler yetiştiriyor. Louisville, Kentucky'de lise öğrencileri yarının tarımı için gerekli bütün bilgi ve donanımla eğitiliyor.

İklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan tehditlerle karşı karşıyayız. Aklımıza şöyle bir soru geliyor: Gıda güvenliğini garanti altına almak için dikey tarıma geçmemiz bir zorunluluk mu?

Gıda güvenliği için çabalayan gelişmekte olan ülkeler için dikey tarım teknolojisi vazgeçilmez ve hayat kurtaran bir uygulama olabilir mi?

Çiftçiliğin ana vatanı olan Kürdistan Bölgesi ve Irak’ta hala klasik tarım yapılıyor

Açık alan tarımı olarak da bilinen geleneksel toprağa dayalı çiftçiliğin gelişmekte olan ülkelerde hala nasıl önemli bir rol oynadığını unutmamak gerekiyor. Kürdistanı Bölgesi’ndeki çftçiler hala geleneksel tarım metotlarını kullanıyorlar.  Bir çok zorlukla karşılaşıyorlar, bu tür çiftçilik yalnızca mevsimlik üretimine izin verdiği  için, yılın yalnızca belirli zamanlarında domates yetiştirebiliyorlar.

Çiftçiliğin ana vatanı olan ve tarımın bulunduğu yer olarak kabul edilen Irak, bugün ihtiyaçlarının çoğunu komşu ülkelerden temin ediyor. Irak'ın iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilenen ülkeler arasında yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda, ülkeyi daha büyük zorlukların beklediği bir gerçek. Ülkenin bazı kısımları geleneksel tarım için çok zorlu hale gelecek. Uzmanlar, bu zorlu koşullarda dikey tarımın Irak'ın gıda arzını güvence altına almasına yardımcı olabileceğini öngörüyor.

Sonbaharın gelmesiyle Kürdistan Bölgesi’ndeki bu arazide artık domates yetiştirilmiyor. Ancak domatesin yetişmesi esas olarak mevsimsel olduğu için, Irak gibi gelişmekte olan ülkelerin aksine, gelişmiş olan ülkeler yıl boyunca domates ve diğer mahsulleri üretmek için gelişmiş sera alanları ve dikey tarım teknolojilerini kullanıyor.

ABD’li şirket dikey tarıma öncülük ediyor

ABD'de Appalachia'daki AppHarvest şirketi, dikey tarım devrimine öncülük eden sürdürülebilir bir gıda şirketi. Dünyanın en büyük yüksek teknolojili kapalı çiftliklerinden bazılarını işletiyorlar. AppHarvest domates, salatalık, sebze ve meyveler yetiştiriyor. Yakın zamanda AppHarvest'in Richmond, Kentucky'deki en büyük çiftliklerinden birini ziyaret ettim. Burada mahsulleri optimize etmek ve israfı azaltmak için robotik ve yapay zekayı araçlarından nasıl faydalandılarına şahit oldum.

AppHarvest CEO’su Tony Martin, “Jonathan Webb ve Jonathan adında bir kişiyle oluşturduğu ekip tarafından 2017 yılında kuruldu; Appalachia'nın ülkede ekonomik yatırım gerektiren bir bölge olduğunu anladı ve kontrollü çevre tarımını bir fırsat olarak gördü. Bölgede hem iyi bir maaş ile istihdam fırsatı yaratmak hem de fayda sağlayarak son derece sürdürülebilir bir şekilde pazarın ihtiyaç duyduğu meyve ve sebzeleri üretmeyi hedeflediler. Sonuç itibariyle AppHarvest'i geliştirip kurdular” diyor.

Bu çiftliğin üretim kapasitesini geleneksel yöntemle işlenen bir çiftlikle kıyaslarsak

Tony Martin’in bu kıyaslamayı şöyle yapıyor:

“Şöyle düşünebilir, tarımda özellikle domates üretimini düşünürseniz, gördüğünüz gibi, çok güzel bir domates mahsulümüz var.

Domatesler tipik olarak yatay olarak gelişir ve büyürler. Bunu yapabilmek için çok büyük bir alan kaplıyor. Burası bir sera olduğu için, mahsulleri dikey olarak yetiştirebiliyoruz, mahsulü çok küçük bir alanda yoğunlaştırabiliyoruz ve üretimi artırabiliyoruz.”

Sera tarım alanındaki bir dönüm arazide üretilen tarım ürünleri sıradan tarım arazisine oranla yaklaşık 30 katıdır. Sonuç olarak, dönüm başına, bitki başına daha az kaynak düşüyor bu nedenle o dönümün üretimini artırabilir ve çok daha üretken hale getirebilirsiniz. ”

Her mevsim sınırlaması olmadan üretim yapılabiliyor mu?

Tony Martin, "Evet yetiştirebilirsiniz. Evet, bu doğru. Bazılarında, sera tarafından kontrol edilen bazı çevre konumlarında, serpiştirme yapıyorlar, büyüdükleri yerde, bu yıl boyunca sürekli bir ürün oluyor, hem yeni bir ürüne hem de mevsimlik bir ürüne sahip oluyorlar. Mahsullerini fayda sağlayacak veya ihtiyacı karşılayacak şekilde zamanlayabiliyorlar. Yılın en kritik zamanlarında pazara sunulur ve yıl boyunca gelişimleri de mümkündür. Domates ve taze sebze gibi mahsullerimiz yılın en çok talep gördükleri döneminde pazarlanıyor, biz de bu tarz bir metodu tercih ediyoruz. Arzın çok uzaklardan gelmesi gerekiyor” diyor.

AppHarvest'in buna benzer kaç tane daha kapalı çiftliği var?

Tony Martin’in yanıtı şöyle:

“Şu anda dört çiftliğimiz var; iki çiftliğimizden biri Moorhead'de, diğer de Richmond'da olmak üzere iki adet 60 dönümlük çiftliğimiz var. Bunların 90 dönümlük kısmını şu anda üretimde tutuyoruz. Ek 30 dönümlük alan bu yılın ağustos ayında devreye girecek.

Çiftliklerimizde dört farklı domates çeşidi yetiştiriyoruz. Berea ve Somerset'teki diğer lokasyonlarımızda da marul yetiştiriyoruz. Hem geleneksel hem de yakında organik olacak. Somerset'te de çilek ve salatalık yetiştiriyoruz. Her yıl on milyonlarca dolar değerinde ürün üretiyoruz.

Bu yöntemle sulamada geleneksel tarlaya göre yaklaşık yüzde 90 daha az su kullanıyoruz. New York Times'a göre, bazı kapalı tarım şirketleri, özellikle de yapraklı mahsullerin üretimi ile  uğraşanlar, eski açık alan çiftliklerinden 390 kat daha fazla yiyecek yetiştirebileceklerini iddia ediyor.”

Dikey tarım tam olarak nedir?

Dikey tarım tam olarak nedir? Peki onu bu kadar verimli kılan şey nedir? Yapay ve bazen de doğal ışık ve su ile kapalı alanda bitki yetiştiriliyor. AppHarvest her ikisini de birleştiriyor. Dikey tarımda toprağa ihtiyacınız yoktur. Bunun yerine, besin açısından zengin suda yetişen taşyünü, Hindistan cevizi lifi veya hidroponik gibi malzemeleri kullanılıyorlar.

Dikey çiftlikler, bitkileri katmanlar veya kuleler halinde istifleyerek alanı maksimuma çıkarmayı hedefliyorr. Daha hızlı ve sağlıklı büyüme için sıcaklığı, nemi ve ışığı kontrol ederler. Dikey tarım, kirliliği ve israfı azaltırken su, toprak ve enerji tasarrufu sağlar. Çiftçiliğin geleceği olarak görülüyor. Dikey tarım, şehirlerde yüksek katlı apartmanlar inşa etmekle hemen hemen aynı.

Şehirlerde artan nüfusu kontrol altına almak için çok katlı binalar inşa etmek bir çözüm yolu olarak denenmiştir. Dikey tarım da apartmanlardaki insanların beslenmesi için bir çözüm olarak görülüyor. Guardian'a göre, dünya nüfusunun 2050 yılına kadar yaklaşık 10 milyara ulaşması beklenirken, bunların çoğu şehirlerde yaşayacak. Uzmanlar, bunun için küresel gıda üretiminin mevcut seviyelerine göre yüzde 70'lik bir artışa ihtiyaç duyulacağını öngörüyor. Tıpkı yüksek binaların kentsel alanlarda yerden tasarruf sağlaması gibi, dikey tarım da sınırlı bir alanda gıda üretimini maksimuma çıkarıyor. Kuraklık, orman yangınları veya iklim değişikliği konusunda endişelenmeden tüm yıl boyunca domates, salatalık, sebze ve meyve yetiştirdiğinizi hayal edin.

AppHarvest şirketinin, robot teknolojisi ve yapay zeka ile dünyanın en gelişmiş kapalı çiftliklerinden bazılarını inşa ettiği Richmond, Kentucky'de yaptığı da budur. Dünyanın her yerindeki üniversitelerden veya araştırma merkezlerinden gelen ekipler adına uzay istasyonuna gönderilen muhteşem deneyler var.

Dikey tarım, çiftçiliğin aynı zamanda profilini de değiştiriyor, orta yaşlı bireylerden teknoloji meraklısı gençlere doğru evrildi. AppHarvest gibi şirketler, Carter G. Woodson Academy gibi okullarla birlikte çalışarak gelecek nesillere dikey tarımı öğreten kurslar veriyor ve bu değişimde etkili oluyorlar

Klasik çiftçilik geçerliliğini yitirmedi hala

Tarım İcra Direktörü Daniel Armstrong şöyle anlatıyor:

“Farming Now Vakfı aracılığıyla, öğrencilere kontrollü çevre tarımı konusunda temel bilgi veren altı ünitelik bir müfredat sunuyoruz. Kontrollü çevre tarımının tarihinden, Babil'e ve daha modern zamanlara kadar uzanan her şey. Burada bitki biliminin temellerinde gördüğünüz farklı kontrollü çevre tarımı türlerine, suyun rolüne, yapay aydınlatmanın rolüne odaklanıyoruz ve sonra konuyu bir şekilde toparlamak için, gerçekten kontrollü çevre tarımının ekonomisine odaklanıyoruz , ürününüzü nasıl pazarlayacağınızı, kontrollü çevre tarımı için nasıl girişimci olunacağınızı öğretiyoruz. Öğrenciler kontrollü çevreyle ilgili yarım asırlık temel bilgilere bir dönem boyunca aldıkları eğitimle ulaşabiliyorlar.

Klasik çiftçilik geçerliliğini yitirmedi hala. İstatistiklerin bize 2050 yılına kadar yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylediğini biliyorum ve bunu daha az enerji, daha az su ve daha az alan kullanarak yapmalıyız. Yani dikey çiftçiliğin çözümün bir parçası olduğunu düşünüyorum, ancak öğrencilerimizin burada, kontrollü çevre tarım sisteminde öğrendikleri tekniklerin çoğu, açık tarla çiftçiliğine de doğrudan uygulanabilir.

Dikey tarım, açık tarla tarımını geçersiz kılmıyor. Örneğin dikey tarım, buğday veya patates gibi ürünler için uygun değildir.

Geleneksel açık tarla çiftçiliğinden asla vazgeçemeyeceğiz. Bu şekilde yetiştirilmeye uygun olan yalnızca belirli mahsuller var. Bakın, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir çiftçinin ortalama yaşı 62 civarındadır. Yani öğrencilerimiz tarımı mutlaka bir kariyer yolu olarak görmüyorlar.

Bu kontrollü ortamda tarım eğitim programında yapmayı umduğumuz şey onlara tarımda iş ve kariyer olduğunu göstermektir. Bazıları dikey tarımın artan iklim değişikliği zorlukları karşısında geleceğe hazır gıda üretimine yardımcı olabileceğini savunuyor. Şunu da unutmamak gerekiyor dünya çapında tatlı suyun yüzde 70'i zaten tarıma ayrılmış durumda.”

“Bu yöntem gelecekte bir dalga gibi yaygınlaşacak”

AppHarvest İletişim Başkanı Travis Parman da şöyle özetliyor:

“Çok daha az kaynakla çok daha fazla mahsul yetiştirmeye başlamadığımız sürece, büyüyen küresel nüfusu beslemek için ihtiyaç duyduğumuz üretimi artırma şansımız olmayacak. Örneğin marul iç mekanda yetiştirildiğinde gerçekten çok fazla su tasarrufu sağlayabilirsiniz. Açık tarla ortamındaki bir marul tek bir demet için 500 galon kadar su kullanabilirken, kontrollü çevre tarımında yetiştirdiğinizde yaklaşık bir galon kadar su tüketimi yapıyorsunuz. Güneş ışığıyla başlıyoruz ve mümkün olduğu kadar güneş ışığından yararlanıyoruz. Ve yıl boyunca büyüdüğü için bazen bunu tamamlamamız gerekir ve bunu geleneksel yetiştirme ışıkları ve LED ışıklardan oluşan hibrit bir diziliş şekliyle yapıyoruz.

Ve LED ışıklar yüzde 40 daha verimli. Bu yüzden enerji ayak izini en aza indirmek için çalışıyoruz. Ayrıca şebekeye daha fazla yenilenebilir enerji sağlanması için lobi faaliyetleri yürütüyoruz. Dolayısıyla, kontrollü çevre tarımının, yurt içi gıda güvenliğini geliştirmek için sürdürülebilir altyapının üçüncü dalgası olması gerektiğine gerçekten inanıyoruz.

Teknik ekibimiz, bu özel çiftliğe 60 dönümlük bir robot çiftliği adını vermeyi seviyor çünkü nem, sıcaklık ve aydınlatma programı açısından son derece otomatikleştirilmiş durumda. Güç arıları dediğimiz gibi bize yardımcı olacak ek şeylerimiz de var ve bunlar, boş kutuları hasat edip doldurabilmeleri için mahsul bakımı uzmanlarına taşıyan otonom arabalar.

Sonra şu otonom arabalarla paketlenmiş ürünleri ve kutuları işleme merkezimize sevk edilebilmek için çalışıyorlar. En büyük dikey tarım tesisi Avrupa'da ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde değil. Dubai’deki Bustanica’da. Bu geniş tesis 10 bin metrekarelik bir alana yayılıyor ve her yıl bir milyon kilogramdan fazla sebze üretiyor.

Manhattan gibi büyük şehirlerde dikey tarım yapılıyor. Bu sadece mahsullerin daha hızlı teslimatını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kırsal alanlardan yüzlerce kilometre uzağa gitmek zorunda kalan kamyonların yol açtığı kirliliği de ciddi derecede azaltıyor. Bu metod yiyeceklerimizi almanın daha yeşil ve daha çevre dostu bir yolu. Dikey tarım teknolojisinin dünya çapında yaygınlaşması gereken bir tarım yöntemi olacağını düşünüyorum.

Verimli tarım bölgelerine sahip olsalar bile, daha fazla ülkenin bu yöntemden faydalanacağına inanıyorum. Tarlada kolaylıkla yetişmeyen bitkilerden, kontrollü çevre tarımına, izin verilen veya yaratılan bir verimlilik ve kalite standardına kadar bu yöntem gelecekte bir dalga gibi yaygınlaşacağına inanıyorum.”

Dikey tarım, gıda güvenliği konusundaki etkileyici bir çözüm

Dikey tarım, gıda güvenliği konusundaki kritik zorluklara karşı gerçekten etkileyici bir çözüm olarak gözüküyor. İleri teknoloji, sürdürülebilir uygulamalar ve artan üretim kapasitesinin birleşimi modern tarımı yeniden tanımlıyor. Arabistan çöllerinde bir milyon kilogram yeşil yapraklı sebze üreten Bustanica örneği, çevresel etkiyi en aza indirirken küresel gıda ihtiyaçlarını karşılama potansiyelini vurguluyor.

İklim değişikliğiyle ve artan nüfusla karşı karşıya olan bir dünyada dikey tarım, gıda talebi ile çevresel sorumluluk arasındaki boşluğu doldurarak bizlere bir umut sunuyor.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli