20. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Kürd Dili Üzerine Çalışmalar-7

Halil Hayali’nin Rojî Kurd, Hetawî Kurd dergileri yazarlığı ve Kürdçe lügat çalışması

1912’de kurulan Kürd Hêvî Talebe Cemiyeti’nde Halil Hayalî’nin büyük emeği var. 6 Heziran 1329’da (19 Haziran 1913) bu cemiyete bağlı olarak Rojî Kurd dergisi yayına başlar. Halil Hayalî, cemiyetin yayın organı olan Rojî Kurd’de yazdığı yazılarda, Kürdler ve Kürd dili üzerine yapılacak çalışmalara dair programatik bir perspektif ortaya koyar ve şu önerilerde bulunur: “Hızlı bir şekilde okuma ve yazmayı sağlayacak harfleri belirlemek, yeni tarzda bir alfabe hazırlamak, Kürd dilinin tamamını kapsayacak bir kamus (sözlük) hazırlamak, bir ilm-i hâl hazırlamak, Kürd dili için bir sarf ve nahv (gramer) hazırlamak,  Kürd edebiyatı ve şairlerin antolojisini hazırlamak.”[1] Dönemin siyasi iktidarı tarafından Rojî Kurd’ün yayını durdurulmasından sonra, onun yerine yayınlanan Hetawî Kurd dergisinde de yazıları yayınlanmış. Halil Hayalî’ni Rojî Kurd ve Hetawî Kurd dergilerinde yayımlanmış yazıları:

- “Pîroznawe”[2]

- Ziman û Nezanîya Kurdan[3]

- Ji Rojnaweyî Sebîlûrreşad Wergerî Bûye[4]

- Tefsîrê Şerîf-Tercûma Wî[5]

- Ziman[6]

- Bextreşî û Mehrûmîya Kurdan-1[7]

- Ji Mezinê “Kurdan” ra[8]

- Gilî û Gazin[9]

- Bextreşî û Mehrûmîya Kurdan-2[10]

-Ji Mezinê Kurdan ra ye[11]

- Fe’tebirû ya Uli’l Esbar (Ey Basiret Sahipleri İbret Alınız!)[12]

- Derdê Kurdan[13]

- Ji Qesîdeyê Hecî Rehmetî Têne Zanîn ku[14]

- Bêtalimîya Kurdan[15]

- Erbab-ı Hamiyet ve Himmete[16]

- Nehcûl Enam el-Kurdî [17]

Hetawî Kurd dergisinin dördüncü sayısında Babê Naco M. X. adıyla yayımlanan “Erbab-ı Hamiyet ve Himmete” başlıklı yazısında, Kürd diline dair Şerefname’de “beş şube” olarak tasnif edilen Kürd dilinin her bir diyalektinin konuşulduğu alanları belirleyerek adeta bir Kürd dil haritasını belirlemiştir. Sözkonusu makalede bununla birlikte, şehir ve kasabalarda ikamet eden servet ve saman sahibi Kürdlerin milletlerini ihmal etmelerini, Kürd ulema zümresi, meşayihlerin ve münevverlerin, Arapça ve Farsça yazan Kürd ediplerini milletlerine karşı gerekli olan mesuliyetlerini yerine getirmemelerini sert bir dille eleştirmektedir. Avrupalıların bu fedakar, cesur ve bedbaht Kürd kavmi hakkında birçok malûmat edinmelerine rağmen, Kürdlerin kendileri bu konuda malûmat elde edilmesi için gerekli girişim ve çalışmalarda bulunmamışlar. Kürdlerin ananat-ı milliyelerinden ve ahval-ı kavmiyelerinden bu derece bihaber kalmaları yürekler parçalayacak derecede suzişlidir (acıklıdır).[18]

Mehmed Mihri’nin Kurdistan dergisinde “Kürdçe Lugat” başlığı altında Haziran 1919’un sonlarında yazdığı makalesinde, Halil Hayalî’nin henüz basılmamış lügat çalışmasından bahsederek kendi çalışmasında bu eserden çok faydalandığını belirtmektedir. Bu eser Kürd milletinin yegâne edip, hamiyet sahibi ve dilbilimcisi olan fazıl, muhterem Halil Hayalî Bey tarafından yazılmış menşei ve dayanağı merhum Paşa’nın kitabıdır.”[19] Halil Hayali ve diğer arkadaşlarının çalışmaları 1922’lere kadar aktif bir şekilde devam ettiğini biliyoruz. Ancak 1922’lerin sonlarına doğru İstanbul Ankara Hükümeti’nin denetimine girince, birçok Kürd siyasetçisi ve aydını İstanbul’u terk etmek mecburiyetinde kalmışlar ve orada kalanlar da kendini kamufle etmeye ve gözlerden uzak kalmaya çalışmışlar.

Ekrem Cemil Paşa Hatırat’ında, 1928’de Kastamonu hapishanesinde çıktıktan sonra, İstanbul’da birçok defalar onun ziyaretine gittiğini yazar ve 1929’daki son ziyaretinde hasta yatağında olduğunu belirtir. Musa Anter “Hatıralarım” kitabında, “Halil Hayali Bey, ölümüne yakın kendisindeki çalışma notlarını bana verdi. Bunların içinde paha biçilmez vesikalar vardı. Hacî Qadirê Koyî’nin kendi el yazması ile divanı, Ziya Gökalp’in kendi eliyle yazdığı Kürdçe grameri ve kendisinin Kürd dili üzerine araştırmaları vardı.”[20]

Kendisini gördüğümde bugünkü Orman Fakültesi baş muhasipliğinden emekliydi. Oldukça kültürlü ve o ölçüde güzel kalemi olan Halil Hayali Bey’in gözlerinden adeta vatan aşkı parlıyordu. “Benim bütün emelim, sağlığımda, bu zalim milletlerin ayakları altında çiğnenen ve bu zillete layık olmayan Kürd milletinin kurtuluşunu görmektir.” derdi.[21]

Burada fazla ayrıntıya girmeden ileriki yazılarda Halil Hayalî’nin Kürd diline dair çalışmalarından daha ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz.

Halil Hayalî yaşamının son dönemlerinde kızı Naciye Hanım’ın evinde kalıyordu ve o da işi gereğince Ankara’da ikamet ediyordu. Anter’in adı geçen eserinde aktardığına göre, kızı Naciye Hanım[22], babası Halil Hayali için, “O, namuslu bir Kürd milliyetçisidir.” derdi.

Halil Hayalî, 14.06.1946’da Ankara’da kızı Naciye Modan’ın evinde 82 yaşında vefat etmiş, orada defin edilmiştir ve mezar taşının üzerinde “Halil Hayali Modan” yazılıdır.

 

[1] M. X., Ziman, Rojî Kurd, Sayı: 3, 1 Ağustos sene 1329 (14 Ağustos 1913), Bak. Seîd Veroj, Cemîyeta Hêvî ya Talebeyê Kurd (Kürd Talabe Hêvî Cemiyeti) û Rojî Kurd (1913), Dara Yayınları, İkinci Baskı, Diyarbakır, 2020, s. 133

[2] Modanî X., Rojî Kurd, sayı: 2, 14 Şaban 1331 (19 Temmuz 1913), İctihad Matbaası, sayfa: 25, 26, 27, 28

[3] Modanî X., Rojî Kurd, sayı: 2, sayfa: 29, 30

[4] Modanî X., Rojî Kurd, sayı: 2, sayfa: 32

[5] M.X., Rojî Kurd, sayı: 3, 11 Ramazan 1331 (14 Ağustos 1913), Mahmud Beg Matbaası, sayfa: 18, 19, 20

[6] M.X., Rojî Kurd, sayı: 3, sayfa: 20, 21, 22

[7] M.X., Rojî Kurd, sayı: 3, sayfa: 29, 30, 31

[8] M. X., Rojî Kurd, sayı: 4, 10 Şevval 1331 (12 Eylül 1913), Resimli Kitap Matbaası, sayfa: 22, 23, 24

[9] M. X., Rojî Kurd, sayı: 4, sayfa: 25

[10] M. X., Rojî Kurd, sayı: 4, 10 Şevval 1331 (12 Eylül 1913), Resimli Kitap Matbaası, sayfa: 26, 27

[11] M.X., Hetawî Kurd,  sayı: 1, 23 Zilkade 1331 (24 Ekim 1913), Resimli Kitap Matbaası, sayfa: 19, 20,21,22

[12] Babê Naco, Hetawî Kurd,  sayı: 2, 21 Teşrin-i Sani 1329 (4 Aralık 1913), Resimli Kitap Matbaası, sayfa: 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10

[13] M. X., Hetawî Kurd, sayı: 2, sayfa:  25, 26, 27, 28, 29, 30

[14] M. X., Hetawî Kurd, sayı: 3, 29 Kanun-i Evvel 1329 (11 Ocak 1914), Necmi İstikbal Matbaası, sayfa: 21, 22

[15] M. X., Hetawî Kurd, sayı: 3, sayfa: 20, 21, 22

[16] Babê Naco M.X., Hetawî Kurd, sayı: 4, 19 Mart 1330 (1 Nisan 1914), sayfa: 3, 4, 5, 6,7

[17] Babê Naco M. X., Hetawî Kurd, sayı: 10, 20 Haziran 1330 (3 Temmuz 1914), Necmi İstikbal Matbaası, sayfa: 10, 11, 12, 13, 14, 15

[18] Ahmet Alan, Hetawî Kurd (1913-1914), Avesta Yayınları, İstanbul, 2017, s.224, 225

[19] M. M., İrfan: Kürdçe Lugat, Kurdistan, Sayı: 10, Necm-i İstikbal Matbaası, s. 125

[20] Musa Anter, Hatıralarım, Aram Yayınları 2. Baskı, İstanbul, 2011, s. 62

[21] Musa Anter, Hatıralarım, a.g.e., s. 62

[22] Musa Anter ‘in “Hatıralarım” kitabında,  “Nazmiye” olarak geçmektedir.