Din ve devlet meselesi

29-07-2015
Dr. Hiwa Haci
A+ A-

Kürdistan Bölgesi Anayasa taslağında, din (İslam) ve devlet meselesi düşünsel ve toplumsal tartışmalarda ikinci cephe oldu. Şüphesiz ilk cephe, siyasi partiler arasında yaşanan başkanlık – parlamento sistemi tartışması. İkinci cephede anlaşmazlık yaşanan temel sorun, Kürdistan Bölgesi halkının gündelik yaşamında en iyi şekilde kendiliğinden yürüyordur belki de. Bu, belli bir dereceye kadar siyasi sistem sorunu olarak değil siyasi partilerin kendi sorunu olarak görünüyor ki ülkenin sıradan vatandaşları bile önem veriyor.

 

Din-devlet ilişkisi konusunda konuşmaya değer temel şeyler vardır: Halka dinin ne ölçüde devlet kimliği ve yasaların kaynağı haline gelmesinin sorulması bunlardan biridir. Genelleme yapmak yanlıştır. Yanlışın sebepleri de çoktur: Bu genel bir sorun olduğundan, kimin hangi dine mensup olduğu belli değildir. Mesela hangi anlayışa göre din? vs.

 

Tüm dinlerde, İslam dahil, çok farklı anlayışlar ortaya konmuştur. Din ve devlet işlerinin iç içe olması gerektiğini söyleyenlerin kastettiği anlayış hangi din için ve ne derecedir? Din ve devlet işlerinin iç içe olması gerektiğini savunanlar, kendi içinde büyük anlaşmazlıklar yaşıyor olabilir. Hatta bu, din anlayışlarının farklı olduğunu açıklamalarında engel çıkarıyor olabilir.

 

Daha önemli bir konu da siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşamın dinle ilişkilerinin açığa kavuşturulması. Kürdistan Bölgesi halkı içinde –bildiğimiz kadarıyla– böyle bir anket yapılmadıysa ülkedeki Müslüman tebaa İslam’ı devlet kimliği olarak görüyor olabilir.

 

Yine burada konu, genel bir mevzu olarak halkın önüne konulması meselesidir. Din ve devlet işlerinin iç içe olması gerektiğini savunanlar, ayrıntıya inmiyor ki halk bu konunun topluma nasıl yansıyacağını bilsin. Örneğin kişisel özgürlüklere ne olacak bu durumda? Halk üzerinde genel bir örtü oluşturacak mı? Oruç tutmayan ya da namaz kılmayan biri cezalandırılacak mı? Müslüman olmayan halkın yaşam şekli nasıl olacak? Ülkede seyahat nasıl yapılacak? Hırszılık yapan biri nasıl cezalandırılacak? Bunun gibi yüzlerce sorun konuşulmayıp kamuoyuna yansıtılmıyor olabilir.

 

Soru dinin devlete işlerine karıştırılmasına taraftarlıkla ilgili değildir. Soru, dinin devlete karıştırılması durumunda yaşanacak değişikliklerdir. Bu konular halk için açığa kavuşturulmalıdır ki halk son kertede fikrini açıklayabilsin.

 

İkinci konu da din ve devlet işlerinin iç içe olması gerektiğini savunanların işaret ettikleri bir modelin olmaması. Tarihte uygulanmış ve uygun gördükleri bir İslam iktidar modelini henüz örnek gösteremiyorlar.

 

Örneğin İran modelini mi, Afganistan’da El Kaide’nin uyguladığı modeli mi ya da IŞİD’in Irak ve Suriye’de uyguladığı modeli mi istiyorlar? Bu modellerden hiçbirini desteklemediklerini de söyleyebilirler. Burada sorulması gereken şu: Daha kendileri bile model netleştirememişken, kafalarındaki modelin ne olduğu nasıl bilinecek?

 

Bu gibi temel sorunlardan dolayı, Kürdistan Bölgesi’nde İslam ve devlet konusunun genel bir sözleşme çerçevesinde ele alınması gerekiyor. Ayrıntıların daha fazla işlenmesi lazım. Din ve devlet işlerinin iç içe olması gerektiğini savunanların, halka toplumsal yaşamlarında nelerin değişeceğini açıklaması, halkın da buna göre karar vermesi elzemdir.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli