Kormor gaz tesisine saldırılar ne anlama geliyor?

29-06-2022
Zıryan Rojhılati
Etiketler Kor Mor Ziryan Rojhılati
A+ A-

Daha çok Erbil ve çevresini hedef alan önceki füze ve İHA saldırıları bu kez, Süleymaniye tarafında, Çemçemal’deki Kormor gaz tesisini hedef aldı; tesise bir haftada 3 füze saldırısı yapıldı.

Saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı ancak bu, bazı Şii silahlı grupların Kürdistan Bölgesi'ne yönelik saldırılarında yeni bir aşama ve bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bu kez hedef, İran ve Şii gruplarla sıkı ilişkileri olan Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) daha etkili olduğu bir bölge; ama neden?

Saldırıyı kim yaptı?

Kerkük’ün güney bölgeleri -Hemrin Dağı ile Diyala vilayetinin kuzeyindeki üçgen- hala IŞİD'in kalesi olmasına ve oradan, zaman zaman Peşmerge'ye yönelik saldırı yapmalarına rağmen, en azından 2020'den sonra bu tür füze saldırıları için gerekli donanıma sahip olmadığı için, IŞİD militanlarının işine benzemiyor.

Yetkililere göre, füzeler Katyuşa tipiydi ve Tuzhurmatu tarafından ateşlenmişler. Kerkük’ün güneyinde, Hemrin ve Diyala üçgenindeki bölgelerde, Heşdi Şabi'ye bağlı farklı grupların ve Irak ordusuna bağlı silahlı güçlerin varlığı belli. Ancak tartışmalı bölgelerde derinliği bazen 20-30 km'ye varan boş arazi ve köylerin olması ve bu bölgelerin güvenliğini sağlayabilecek sorumlu bir güç olmaması, yasadışı Şii milisler için Kürdistan Bölgesi'ne rahatlıkla saldırı yapma imkânı sağlamıştır. İlginç bir biçimde, Erbil tarafından füze saldırılarının arkasında olan örgüt olarak işaretlenen İran yanlısı Hizbullah milisleri, bu sefer "Tuzhurmatu'da bulunan Türkiye ajanlarının" Kormor saldırılarını yaptıklarını iddia etti. Saldırılar nedeniyle şimdilik ABD destekli Kormor gaz kuyularının genişleme projesi durduruldu ve en az 2023'e kadar Türkiye yoluyla bu gazı pazara sürme isteği varken bunun Hizbullah'ın işaret ettiği gibi “Türkiye ajanları”na bir çıkar sağlamayacağı besbelli, dolayısıyla saldırıyı yapanları farklı bir yerde aramak lazım. 2020'den sonra, Şii milisler Kürdistan Bölgesi'ne yaptıkları 15 saldırıdan sadece 3'ünü üstlenmişler ve bunları farklı ve yeni duyulmuş isimlerle yapmışlar. Bağdat hükümeti tarafından yürütülen tüm soruşturmalar sonuçsuz kalmış veya en azından kamuoyuna duyurulmamıştır. Öte yandan, yasadışı Şii grupların bu saldırının arkasında olabileceğini destekleyen bir çok neden mevcuttur.

 Saldırılar neden yapıldı?

Kormor'a yönelik saldırılar, uzun süren çalkantılı ve soğuk bir dönemin ardından, Neçirvan Barzani-Plasschaert’in girişimleriyle KDP ve KYB ilişkilerinde yeni  bir açılımın sağlandığı bir döneme denk geliyor olması nedeniyle önemli. Irak’ta Sadr grubunun parlamentodan çekilmesi ile başlayan yeni süreçte, iki parti arasında daha fazla uzlaşma imkanını sağlamış durumda ve kuşkusuz gaz meselesi de bu uzlaşma konuları arasında. Daha önce Erbil, Türkiye yoluyla doğal gaz ihraç etmesine izin vermeyeceğini açıklayan KYB son günlerde daha sesiz ve bu arada Kürdistan hükümeti yeni iki petrol ve doğal gaz şirketini kuracağını  açıklamıştı. Bunun dışında Kormor'da gaz kuyularını genişletme projeleri devam ediyordu. Bunların KYB rızası olmadan yapılması imkansız olduğuna göre, bu saldırıları KYB’ye bir baskı şeklinde yorumlamak doğru olabilir. Saldırıların olduğu günlerde, Bafıl Talabani'nin rakibi olan Lahur Şeyh Cengi Bağdat'ta Şii liderleri tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Aynı Şii liderler, daha önce Şeyh Cengi’nin görevden uzaklaştırılma olaylarında sessiz kalmayı tercih etmişlerdi ve bu yeni karşılama Şii liderlerinin KYB içerisindeki dengeleri etkileme çabası olarak görülebilir.

Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, füze saldırıları ve siyasi baskı, doğal gaz konusunda KDP ile KYB arasında olası bir anlaşmayı engellemek için yapılmış olabileceğini gösteriyor.

Tabii bir yerde saldırıların Kürdistan Bölgesi'ndeki enerji sektöründe çalışan yabancı şirketlerin kararını etkileyebileceğini de not etmek lazım. Saldırılar, Irak hükumetinin, Kürdistan Bölgesi hükümeti ile çalışan yabancı şirketlere gönderdiği ikinci uyarı mektubuyla aynı döneme denk geliyor! 2022'de Kürdistan Bölgesi'ne yapılan 8 önemli füze ve İHA saldırılarından birisi İran, doğal gaz ihracatı projesiyle daha çok gündeme gelen Kar grubu sahibinin evine yaptı. 6 saldırı Kürdistan Bölgesi'nin enerji sektörünü hedef alan sadırlar!

Şii Koordinasyon Çerçevesinin bileşenleri arasındaki farklılıklar göz önüne alındığında, bu rahatsızlıkların en azından kısa zamanda çoğalabileceğini öngörmek mümkün. Geçtiğimiz günlerde Hadi Amiri, Şii Yüksek Dini Mercii olan Ayetullah Sistani'ye “siyasi sürecini kurtarması için” çağrıda bulundu. Bu da dolaylı olarak, başbakanlık için adı geçen Maliki’nin ismi üzerine kırmızı bir çizgi çekmek istediği anlamına geliyor. Çünkü Sistani daha önce “denenmiş olanların bir kez daha denenmemesi gerektiğini" söylemişti! Amiri'nin başını çektiği Fetih Koalisyonu, Sadr sonrası parlamentoda milletvekili sayısını 17'den 29'a yükseltti ve bu şeklide Maliki karşısında daha fazla güçlendi.

Kulislere göre Nuri Maliki, Koordinasyon Çerçevesinden bir an önce başbakan adayı hakkında karar vermesini istiyor. Esaibi Ehl-i Hak grubu lideri Kays al-Hazali, eskisi gibi bir hükümeti kurarsak  felaket olacağını ve ekonomik sorunları çözebilecek yeni bir başbakan seçilmesi gerektiğini söyledi. Bu yapılmayacaksa seçimlerin yenilenmesini istedi. Bu da başından beri Maliki tarafından reddedilmiş bir düşünce! Sadr'ın çekilmesinin ardından mecliste yaklaşık altı sandalye alacağı tahmin edilen Hizbullah Tugayı da, "Biz önceki hükümetlerin bir parçası değildik ve mevcut durumun bir parçası da olmayacağız” şeklinde açıklama yaptı. Bütün bu görüş ayrılıkları arkasında başbakanlık ve yeni kurulacak hükümette pay rekabetleri vardır. Burada dikkate alınması gereken bir faktör şu; Sadr'ın parlamentodan çekilmesinden sonra, Hadi Amiri ve Maliki gibi liderler, kurmak istedikleri yeni hükümette meşruiyet sorunu çıkmaması için, KDP ve Takaddum (Halbusi) ile uzlaşmaları gerektiğinin farkında. Bunu yaptıklarında ise, silahlı grupların Kürdistan Bölgesi ve Anbar vilayetine (Halbusi) yönelik baskısına karşı farklı bir tavır almak zorunda kalabilecekler. Buna ek olarak, bu grupların bazı taleplerini de görmezden gelmek zorunda kalabilirler. Bu da Hizbullah gibi bazı küçük Şii gruplarını rahatsız edebilir.

Ortadoğu NATO'su tartışmaları, Biden'ın bölgeye yapacağı ziyareti, ABD, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail arasında dörtlü görüşmeler arifesinde, Kürdistan Bölgesi'ndeki BAE menşeli bir şirkete yapılan saldırı, bölgesel bir güç rekabeti ile de ilgili olabilir.

Sonuç

Kormor'a yönelik saldırılar, silahlı grupların Kürdistan Bölgesi'ne yönelik saldırılarında bir dönüm noktasıdır. Ana hedef, özellikle enerji konusunda KDP ile KYB arasındaki yakınlaşmayı önlemek olabilir. Bu aynı zamanda  yabancı şirketlerini Kürdistan Bölgesel Hükumeti ile çalışmamayı zorlamak için yapılmış olabilir.

Kimin başbakan olacağı konusunda Koordinasyon Çerçevesi içerisinde bir tartışma yaşanıyor ama sonunda anlaşacakları muhtemel. Mustafa Kazımi'nin de  görevde kalmaya istekli oluğu belli. Bu bağlamda, her ne sebeple olursa olsun, Tahran'a yaptığı ziyaret, "Anlaşamayan tarafların adayı olabilirim ve kalabilirim" demek isteği anlaşılıyor. Ancak ister Kazımi ister bir başkası başbakan olsun, füze saldırıları ve bunları önlemek için teknik ve askeri tedbirler konusu, KDP ile KYB’nin hükümet kurma müzakerelerinde ortak konusu olmalı!

Ziryan Rojhılati – Rudaw Araştırmalar Merkezi Direktörü

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rudaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli