KYB ile PKK’nin ucuz siyaseti

Şengal’in kurtarılması, Mesud Barzani’nin Suudi Arabistan ve Türkiye ziyaretlerinin kapısını araladı. Böylece, İsrail ile Türkiye arasındaki buzlar da erimeye başladı.

 

Aslında Tel Aviv - Ankara ilişkilerinin düzelmesi, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Türkiye’deki yeni hükümete ilettiği şartlardan biriydi.

 

Bununla birlikte Beşar Esad ve müttefiklerinin tabutuna çivi çakılmış oldu.

 

Bölgedeki güçlü aktörler arasında konuşulanlar, IŞİD’le mücadele değil, bölgenin silbaştan şekillenmesidir.

 

Kürdistan Bölgesi açısından ise, Mesud Barzani bağımsız Kürdistan’dan ısrarını devam ettiriyor, bundan başka alternatif kabul etmiyor.

 

Bu siyasetten ötürü, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) bir yandan, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) diğer yandan Barzani’nin etrafını kuşatmaya çalışıyor.

 

Bu iki parti, 100 yıl once gözardı edilip peşkeş çekilen Kürtler’in, aynı devletlerle aynı çatı altında yaşamaya mahkum kılmasından yana.

 

Bunu neden istediklerine gelince, elde tutulabilir herhangi birşey yok, sadece siyasi bir tepki.

 

Bu neyin ısrarı, zaten Irak ve Suriye diye devletler kalmadı.

 

Tabiri caizse ucuz bir siyasetin peşindeler.

 

KYB Bağdat’a yaptığı son gezide, Kürdistan Bölgesi’nden gönderilen 1 milyon varil petrol için “Birkaç varil” ifadesini kullanır, PKK ise, daha bir gün öncesinde onlarca peşmergenin IŞİD’e karşı yürütülen mücadelede şehit olmasına rağmen, “Türkiye Barzani’nin desteğiyle IŞİD’e silah yardımı yapıyor” der.

 

Aslında iki parti de İran’ın bölgedeki konumunu belirginleştirme çabasında. Çünkü, Barzani’nin eliyle “Kürdistan Devleti” kurulduğunda bölgedeki şartlar değişerek, Tahran’ın çıkarlarına ket vuracaktır.

 

Tahran’ın siyaseti Barzani’yi kuşatma siyasetidir... Ayrıca Tahran, PKK ve KYB aracılığıyla Kürtler arasında bir iç savaşa yöneltme çabasındadır.

 

Eğer öyle olmasaydı, şimdi Rojava (Suriye Küristanı) ve Başur (Irak Kürdistan Bölgesi) arasında sınır diye birşey kalmamıştı ancak PKK’ye sormak gerekiyor: Neden Suriye Baas Partisi Rojava’da faaliyetlerini sürdürürken, PKK’den farklı düşünen bir Kürt partisi orada kongresini gerçekleştiremiyor?

 

1 değil 2 devlet

 

Sırf Barzani’nin emeklerini boşa çıkarmak için, PKK ve KYB’ye yakın medya, sıkça bu senaryoyu yayımlıyor: Sözde, ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye, Irak’ın  Duhok, Erbil, Musul, Enbar ve birkaç bölgesinden daha oluşan Sünni bir devlet kurmayı hedefliyor.

 

Burada PKK ve KYB’nin amacı, halka Barzani’nin milli bir devlet kurmaktan önce mezhepsel temelli devlet kurmak peşinde olduğu mesajını vermektir.

 

Öne sürülen bu tez kökten yanlış çünkü, bu kez yeni haritalar milletler, daha sonra mezhepler üzerinden çizilecek.

 

Nitekim ne Barzani ne de ailesi, kendi çoğrafyasının dışında hükmetmeyi düşünmedi. Böyle olsaydı bir defalığına da olsa Barzani “Irak” adındaki devletin başbakanı olmayı düşünürdü!

 

LGBT Flaması

 

1990’da, Hafız Esad döneminde Suriye’yi ziyaret eden Mesud Barzani’yi binlerce Rojavalı Kamışlo’dan itibaren Kürdistan bayrağı ile karşılamıştı.

 

Bundan dolayı hiç kimse gözaltına alınmadı, hiç kimse tutuklanmadı ve oluşan kalabalıklar itfaiye araçlarının püskürttüğü tazyikli suyla dağıtılmadı.

 

Türkiye’de yapılan gösterilerde ise, HDP ve PKK’nin demokrasi anlayışını göstermek için, dünyaca bilinen homoseksüellerin flamalarını görmek mümkündür.

 

Keşke PKK, LGBT flamasına gösterdiği hassasiyeti, uğruna binlerce Kürt yavrusunun canını verdiği Kürdistan Bayrağı’na karşı da gösterebilseydi.

 

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)