2014’te Musul’un DAİŞ militanları tarafından ele geçirilmesi Ortadoğu'da tüm dengeleri değiştirmişti.
10 yıl önce hiç kimsenin düşünemeyeceği bir senaryo gerçek olmuş, tüm dünyanın terörist gördüğü bir örgüt, Irak’ın ikinci büyük şehrini ele geçiriyor ve adını da İslam Devleti (İS) olarak değiştiriyor.
Dünyanın savaştığı bu örgüt, önemli bazı mevzileri kaybetmesine rağmen kendisi için stratejik olan Musul, Rakka, Havice ve El Bab gibi yerleri hala elinde tutmayı başarıyor.
Tüm veriler 2016’nın sonuna kadar Musul’u kurtarma operasyonun başlayacağı yönünde. Bu operasyon nasıl ki Musul işgal edildiğinde büyük değişikliklere vesile olduysa, bu sefer de bölgede büyük altüst oluşları da beraberinde getirecektir.
Bu operasyonun olası sonuçlarını kısaca şöyle değerlendirebiliriz:
Askeri sonuçlar
Menbiç’i kurtarmak için 1 Haziran’da harekete geçen YPG, bir hafta içinde burayı almayı düşünüyordu. Ama Menbiç çok ağır kayıplarla ancak 75 günde temizlenebildi.
DAİŞ Şengal ve Gıre Spi’yi (Telabyad) kaybettikten sonra yeni bir savunma stratejisi geliştirdi.
Şehirde sadece evlerin içinde savaşmanın mümkün olmadığını gördü. Buna karşılık yüzlerce metre, bazen bir kilometre uzunluğunda yerin 5-6 metre derinliğinde tüneller kazıp patlayıcı tuzaklarla yeni bir savunma pozisyonuna girdi. Sivillerin bu şehirlerde yaşaması, operasyonların kolay olmayacağının göstergesi.
Eğer DAİŞ Musul’da da Menbiç’de direndiği gibi bir direniş sergilerse -ki tüm veriler direneceğini gösteriyor- bu operasyonun bir yıldan fazla süreceği kesin. Çünkü sadece Musul’un çevresinde Menbiç büyüklüğündeki Hamdaniye, Başika, Hamam Ali, Tılkeyf, Telafer gibi onlarca kasaba da DAİŞ’in elinde.
Irak Ordusu ve peşmergenin bu tip saldırlar için iyi organize olduğunu söylemek halen mümkün değildir.
Diğer yandan Heşdi Şabi gibi Şii milislerin bu operasyona katılması, operasyonunun daha karmaşık ve kanlı geçmesine neden olacaktır.
Heşdi Şabi milislerinin katıldığı böylesi bir operasyona peşmerge kesinlikle aynı mevzi ve cephelerde katılmamalıdır. Çünkü Heşdi Şabi’nin katıldığı tüm operasyonlarda savaş ve insanlık suçu işlediğine dair kuvvetli deliler mevcut.
Peşmerge, operasyon sonrası terketmeyeceği yerleri yani Musul'un kuzey ve batısındaki stratejik yerleri ele geçirecektir. Musul şehir merkezine sadece destek kuvveti olarak sınırlı bir güçle katılacaktır. Uzun süren bir askeri operasyon beraberinde başka sorunları getirecektir.
Operasyonun insani boyutu
Şu an Musul'da 1 milyona yakın insanın yaşadığı tahmin ediliyor. Böyle bir operasyonda ise yaklaşık 800 bin insan göçmen durumuna düşecektir.
Musul’a en yakın bölgeler, Peşmerge Güçleri’nin elindedir. Göçmenlerin çoğu Kürdistan’a kaçacaktır. Heşdi Şabi bu operasyona katılırsa bu sayı daha da yükselecektir.
İki sene DAİŞ yönetiminde yaşamış yarım milyonun üzerinde Sünni Arap göçmeni, doğru bir asayiş önlemi alınmazsa Kürdistan’ın güvenliği için büyük bir tehlikeye neden olacaktır. Muhtemelen kurulacak göçmen kamplarına yerleşecek bu mülteciler için kişi başına günlük sadece 5 dolar harcansa aylık 120 milyon dolar gerekecektir. Tüm dünyanın Kürdistan’a bu mülteciler için ayırdığı para bu güne kadar 260 milyon dolar civarındadır.
Kurulacak her kampa 100 bin kişinin yerleşeceği tahmin ediliyor. Kürdistan’ın 1,8 milyon göçmen ve ağır ekonomik kriz ile birlikte yeni 800 bin Arap mülteciyi kaldırması mümkün görünmüyor. Açlık, susuzluk, asayiş ve hastalık gibi faktörler yüzyılımız en büyük trajedisinin bir daha yaşanacağını gösteriyor.
Musul operasyonunun gecikmesinin bir nedeni de bu mülteci krizine karşı hazırlıkların yetersizliğidir.
Operasyonun siyasi boyutu
Musul operasyonu ve sonrasının birçok siyasi sonucu olacaktır. Ancak biz sadece Kürtleri ilgilendiren bölümünü değerlendireceğiz. DAİŞ’in Kürtlere saldırması ve Kürtlerin de DAİŞ’e karşı tüm insanlık adına bu savaşı yürütmesi Kürtlere büyük bir siyasi kazanım getirmiştir.
Şu anda Kürtlerin uluslararası ilişkilerinde en büyük sermayeleri DAİŞ’e karşı olan haklı savaşlarıdır. Musul operasyonu da bu dönemin sonu olacaktır.
Eğer Kürtler, özellikle Güney Kürdistan, DAİŞ’le savaşın sonuna kadar bağımsız devlet ilanında bulunmazlarsa, verilen bu savaşın hiçbir kalıcı yararı olmayacaktır.
Büyük ekonomik kriz ve yolsuzluğun yaşandığı Irak ve Kürdistan’da iç siyasi rekabetin çatışmalara dönüşme olasılığı yükselecek, Kürdistan’da yaşanan fiili bölünme resmileşecektir.
Öte yandan Musul operasyonu kadar operasyon sonrası Musul’un siyasi ve idari durumu da oldukça önemli. Musul’un batı ve kuzeyinde yaşayan Kürtler ve gayrimüslim azınlıkların yaşamları güvence altına alınmadan, Musul'un idari yapısı yeniden düzenlemeden yapılan bir operasyon yeni sorunlara neden olacaktır.
Musul'un batısı, Şengal ve çevresi bir vilayet olarak düzenlenip Kürdistan Bölgesi’ne, Musul’un kuzeyi de Ninova Vilayeti olarak daha çok azınlıkların yaşadığı ve Kürdistan’a bağlı bir vilayet olmalıdır. Musul'un güneyi de Sünni Araplar tarafından yönetilecek şekilde yeniden ele alınmalıdır.
Musul operasyonu sonrası merkezi hükümet, özellikle de Heşdi Şabi, daha çok Kerkük ve çevresinden çekilmesini isteyecek. Bunun hızla bir silahlı çatışmaya dönüşme olasılığı oldukça yüksektir. Bu nedenle Musul ve çevresini güvenlik altına almak, olası Heşdi Şabi savaşına karşı da önemli bir tedbirdir.
Sonuç olarak Musul operasyonu yeni ve zorlu bir sürecin başlangıcı olacaktır. Musul kolay kurtulmayacaktır. Operasyonun uygulama biçimi ve katılan güçlerin durumu, operasyonun askeri, insani ve siyasi boyutunu direkt etkileyecektir.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın