Ani kuşatma ve etkileyici geri dönüş arasında Sadr
Sadr hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın siyasi süreçten çekilme kararını geri alacağı yönündeki spekülasyonları ortadan kaldıran, toplu istifalarını istediği milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, "Size bir şey söylemek istiyorum; ne bu dünyada ne de ahirette yozlaşmış olanlarla hiçbir şekilde ortak olmamak için siyasi süreçten çekilmeye karar verdim” şeklindeki konuşmasıydı.
Sadr'ın 15 Haziran'da Hanana'da yaptığı toplantıda sarf ettiği bu sözler, Sadr Hareketi'nin istifa etmesi halinde milletvekillerine ve Sadr Hareketi'nin siyasi komitesine geri dönme talimatı verilip verilmeyeceği konusundaki tartışmayı sona erdirdi.
Gözlemcilere göre Sadr'ın kararı, 2003'teki kuruluşundan bu yana zaten istikrarlı olmayan ve doğası gereği karmaşık bir siyasi durum için siyasi bir deprem olarak nitelendirilebilir. Irak’ın ilk erken seçimlerinde sadece Şii rakiplerine karşı değil, katılan tüm siyasi güçlere karşı Parlamentoda gözle görülür bir zafer elde ederek 73 sandalye kazanmasına rağmen Sadr 2006'dan bu yana ilk kez böyle bir çekilmeye imza attı. Bu geri çekilme, Şii yelpazesinin büyük bir kesiminin, özellikle de sıkıntı çeken yoksul sınıfın etkin parlamenter temsilini kaybetmesine neden oldu.
Sadr bloğunun geri çekilmesine, Hizbullah Hareketi’nin siyasi kanadı olan Haklar Hareketi'nin geri çekilmesi eşlik etti. Hareketin lideri Hüseyin Munes, "Parlamentodan çekilme ve istifa eden koltukları doldurmama kararı aldık. Çünkü Sadr bloğundaki kardeşlerimizin yerine geçemeyeceğiz” dedi. Oysa Haklar Hareketi’nin Sadr bloğunun çekilmesiyle beş ilave sandalye kazanması planlanıyordu.
Asaib Ehl-i Hak hareketi lideri Kays el-Hazali, 24 Haziran'da Sadr hareketinin geri çekilmesinin ardından seçimlerin yeniden yapılması çağrısında bulunarak, "Seçim kanununda değişiklik, elektronik oylamanın iptali ve seçim komisyondaki değişikliğin ardından seçimlerin tekrarlanması için siyasi bir anlaşma çağrısında bulunuyorum” dedi.
Hazali, çağrısının gerekçesini ise, “Mevcut durumda tıkanmışlık daha derin ve karmaşıktır, istikrarsız bir ortamda hükümet kurmak ve başarılı olmasını beklemek mümkün değildir” sözleri ile dile getirdi.
Bunun için Koordinasyon Çerçevesi, Sünni Egemenlik İttifakı ve Kürdistan Demokrat Partisi’ne tavizler vererek yedek milletvekillerinin Parlamentoda yemin etmesi için oturum düzenlenmesi amacıyla her iki tarafla anlaştı. Başkanlık Divanı makamının iptal edilerek Parlamento Başkanı ve iki yardımcısı şeklinde düzenlenmesini içeren Meclis iç tüzüğünün yenilenmesi ve aynı oturumda deklere edilen, Çerçeve’nin, Bağdat ve Erbil arasındaki sorunların çözümünde anayasaya bağlılığını, petrol ve gaz yasasını meclisten geçireceğini teyit eden açıklaması.
Sadr’ın çekilme nedenleri
Irak meseleleriyle ilgilenenler, Sadr'ın herkesi şaşırtan çekilme kararının nedenleri, bunun genel siyasi süreç üzerindeki yansımaları ve etkileri, arkasındaki belirsizliği konusunda farklı görüşlere sahip. Bir çoğu bunun arkasında iç ve dış tehditler olduğunu öne sürdü. Ancak Sadr 22 Haziran'da bu konuda bir açıklama yaparak, bu tür tehdit iddialarını reddedip, "Geri çekilmemizin sebebinin İran tehdidi olduğu söyleniyor. Bu bir yalandır ve gerçek dışıdır" açıklamasını yaptı. Sadr, geri çekilmesini ismini belirtmediği ve "kendilerine katılmak istemediği" taraflarla arasına mesafe koymasına bağladı.
Sadr’ın açıklamaları, önceki iddialara yanıt vermek yerine başka birçok soruyu gündeme getirdi. Açıklamasında, üçlü ittifakta yer alan ortaklarını "Reform ve ülkeyi kurtarmaya, diğerlerinin mezhepçi baskılarına uymamak için cesur bir duruş sergilemeye" çağırdı ve “Çünkü bu, çabucak kaybolacak bir balon gibidir” dedi. Sadr’ın bu açıklamaları ile, tavır almak yerine Koordinasyon Çerçevesi’nin peşinden giden ortaklarına karşı bir ümitsizlik miydi, bilinmiyor.
İzolasyon ve dönüş arasındaki Sadr
Sadr'ın 15 Haziran'da Hanana'da istifa eden partisinin vekillerine verdiği mesaj, yozlaşmışlarla ilelebet bir araya gelmeyeceği yönündeydi. Ancak "Bir sonraki seçimlere katılırsak eğer, erkek ve kadınlar yasal olarak hazır olmalı, kendinizi geliştirmeli ve Irak halkıyla bir iletişim halinde olmalısınız” mesajını da verdi. Bu, seçimlere yeniden hazır olduklarına açık bir vurguydu ancak koşullar hakkında açıklama yapmadı.
Şu ana kadar Sadr hareketi lideri net bir tavır ve söylem içerisinde olmadı. Hanna'daki toplantısına "veda toplantısı" denildi. Ancak vedanın önünde oturan birkaç milletvekiliyle mi, tümden harekete mi yoksa siyaset dünyasına geri dönüşü olmaksızın yapılan bir vurgu muydu, bunu net olarak izah etmedi.
22 Haziran'da yaptığı açıklamada, "Allah'a hamdolsun ki, onlardan ve planlarından, Irak ve Irak halkının sevgisi sayesinde bize lütufta bulunarak bağışladı" derken, siyasetten uzaklaşmadığını, ancak egemen siyasi sınıfla uğraşmayı bıraktığını ima etti.
Çoğu gözlemci, Sadr'ın sokağın öfkesini mevcut siyasi süreçte egemen sınıfı vurmak, bu şekilde şart ve koşullarını er ya da geç bu sınıfa empoze ettirmek için kullandığını düşünüyor. Bununla birlikte egemen siyasi sınıfla uzlaşmak yerine sokağa yakınlaşarak geri dönme şansını arttırıyor. Ancak gözlemciler bu noktada duruyor ve Sadr hareketinin seçimlere yeniden gireceğini veya bazı küçük anayasa değişiklikleri yaptıktan sonra yeniden siyasete gireceğini varsayıyor. Ne var ki bu görüş, Sadr'ın en büyük parlamenter bloktan vazgeçtiği bir ortamda yeniden seçimlere geri dönmek ve “bozguncu üçüncüler” ile tekrar yüzleşmek istemeyeceği şeklindeki görüş karşısında oldukça yetersiz kalıyor.
Buradan, Sadr siyasetten emekli olmaya karar vermemişse eğer, tüm siyasi sistemde köklü değişiklikler için baskı yapmayı amaçlayan eşi görülmemiş bir kitlesel gösteri düzenlemeye hazırlandığını söyleyebiliriz. Bu nedenle Sadr hareketi ve liderlerinin çoğunun görüş ve tezinin, sistemi parlamenter sistemden başkanlık sistemine dönüştürmek, cumhurbaşkanı ve valileri doğrudan seçmek için anayasayı değiştirmeye yönelik olduğu öngörülüyor. Bu nedenle Sadr hareketi tasavvur ettiği amacına ulaşamaz ise, mevcut rejimi devirecek kitlesel bir halk ayaklanmayı, tamamen farklı bir alternatif rejim kurmayı benimseyen son çözüm yoluna başvuracaktır. Sadr hareketi liderinin en yakın arkadaşı Celil El Nuri, 25 Haziran'da Tweetter’da paylaştığı bir mesajda, "Ülkede yaşanan kargaşa ve istikrarsız durum ve önümüzdeki günlerde ardından ortaya çıkacak olayların ateşinden kimse kaçamayacaktır” dedi.
Sadr hareketi siyaset sahnesini sürekli izledi. Sadr hareketinin ileri gelenlerinden Muhammed Salih el-Iraki'nin 24 Haziran'da sert bir ifadeyle siyasi güçleri eleştirdi ve onları “Sadr hareketinden ayrılanları ve ya çıkarılanları bakanlığa dahil etmekle” suçladı. Iraki, bu şekilde “hem Sadr sempatizanlarını susturmak ve hem de yozlaşmış iktidarlarına ortak etmek için bir çaba” içerisinde olunduğunu söyledi. Ancak bahsi geçen kişi, "herhangi bir siyasi blokla müzakere halinde olmadığını” açıkladı.
Gözlemcilerin Sadr'ın hareketi ve geri çekilmesi konusunda farklı değerlendirmeleri var. Bazıları onun stratejik bir hata yaptığına ve bunun bedelini ağır ödeyeceğine inanıyor. Bazıları ise Sadr'ın her şeyi çok iyi hesapladığını, geminin batmak üzere olduğunu bildiğine ve bu yüzden batmadan önce atladığına inanıyor.
Bahsettiğimiz tüm bu şeyler, Sadr ve hareketinin siyasi arenayı terk etmeyeceğini, siyaset sahnesine hakim olmasını sağlayan ve liderinin arkasında durup onu destekleyen halk tabanlarını terk etmeyeceğini gösteriyor. Çünkü onlar Irak genelinde en şanslı, en etkili ve hazır kişi olmasını sağladı. Bu da gösteriyor ki her nasıl olursa olsun Sadr geri dönecek. Ancak nasıl ve ne zaman döneceğini kimse kestiremiyor. Öte yandan muhalifleri, Sadr'ın bir halk ayaklanması veya denklemi değiştirebilecek bir siyasi hareketle geri döneceği gerçeğinin ve tehlikesinin farkındalar. bu nedenle hareketin öncesi ve sonrası etkisini azaltmaya hazırlanıyorlar. Bu nedenle Sadr'ın beklenen dönüşü ve sonuçlarının yaratacağı etkiyi azaltmak adına hazırlık yapmakla meşguller. Irak, siyasi, sosyal ve güvenlik krizlerinin amansızca sarstığı bir fırtınanın eşiğinde!
Ferhad Alaaddin, Irak Danışma Konseyi Başkanı
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)