Irak’ın içinde bulunduğu şartları gözönüne aldığımızda, Kürdistan Bölgesi Şubat 2014’e kadar başarılı bir süreçten geçiyordu. Ancak son 2 yıl da bu tablo ne yazık ki değişti.
15 ile 22 milyar dolar borç, 5 aydır ödenmeyen memur maaşları ve projelerin durdurulması elde edilen başarıyı geri vitese attı diyebiliriz.
Kimine göre IŞİD’le savaş ve petrol fiyatlarındaki düşüş, kimine göre ise hükümetin başarısız yönetimi ve Bağdat’la ilişkilerinin kötüye gitmesi mali krizi ortaya çıkardı.
Son iki yılda ülkemiz birçok farklı sorunla karşı karşıya kaldı. Ancak özellikle iki konuda belirginleştiğini söyleyebiliriz. İlk olarak, Kürdistan’daki mevcut idari sistemin temelde de yerine oturması gerekiyordu. Hükümet, parti ve hukuk arasına sınır konulmaması, resmi kurumlarda torpil ve adam kayırmaların görmezden gelinmesi, apolitik kişilerin yapılan yolsuzlukları ciddiye almaması…
İkincisi ise, gelirlerin adaletli bir şekilde topluma dağılmaması. Başta tarım ve eğitim olmak üzere toplumun kalkınmasını sağlayan bir çok alanda yeterli desteğin üretici kesime verilmemesi, genelin sırtını petrol dayaması, hastane ve zorunlu diğer kurumlarda gereken kalıcı düzenlemelere gidilmemesi bunların başında geliyor.
IŞİD’le savaş, yaklaşık 1 milyon 800 milyon mülteciye ev sahipliği yapmamız ya da petrol fiyatlarındaki düşüş değil, mantıklı bir siyaset yürütmememiz bizi bu noktaya getirdi diye düşünüyorum.
Nereye gidiyoruz?
Kürdistan Bölgesi’nin önünde iki yol bulunmaktadır. Ya yaşanan bu kriz atlatılacak ya da bu yükün altından kalkamayıp, eğilmek zorunda kalacağız.
Kürdistan Bölgesi’nin gücünü aşan çok ciddi sorunlar var. Petrol fiyatları, IŞİD’le savaş, göçmenlerin evlerine dönmesi ve Irak ile Suriye’de devam eden savaşın sona erdirilmesi hükümetin kontrolünde değildir.
Hükümet ne yapmalı?
Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin işi hiç de kolay değil. Halkın hükümete olan güveni gittikçe azalmaya başlarken, halkın büyük bölümü siyasi partilerle hükümette para bulunmadığına inanmıyor.
Bu nedenle de öncelikle hükümetin halkın güvenini tekrar kazanması gerekiyor. Bir siyaset bilimcisinin dediği gibi, “Güven kör değildir.” Dolayısyla hükümetin ciddi reform adımları atması halinde, halkın hükümete olan güveni artacaktır.
Bir ülkede meydana gelen ekonomik ve siyasi krizde, hükümetin birlik ve istikrarı sağlaması çok önemlidir. Goran Hareketi üyesi bazı bakanların azledilmesi vb girişimleri hatırladığımızda, hükümetin çözüm için siyasi diyaloğu sağlayarak yapması gerekeni bir an önce yerine getirmesi gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz sancılı sürecin atlatılması için hükümetin çözüme yönelik felsefe ve planını ise yürürlüğe koyması şart. Ayrıca vatandaşlarımızın elinde hükümetin ne yaptığına dair bilgi ve verilerin bulunması çok önemli.
“Kriz ne zaman sona erecek, maaşlar nasıl ödenecek, referandum ne zaman olacak?” gibi sorular şimdiye kadar vatandaşların cevabını bilmediği sorulardır. Bunların hepsine hükümet tarafından açıklık getirilmesi gerekiyor. Yaşanan krizde hükümet sessizliğini koruduğu taktirde durum daha çok ciddileşecektir.
Bu denli ciddi sorunların bir anda çözümlenmeyeceğini vatandaşlarımızın da farkında olması gerekiyor. Bir olup hükümetin açıkladığı reform paketini destekleyip, bu zor dönemi birlikte atlatmaktan başka çaremiz yok.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın