Afganistan; Gayri İslami İslam Emirliği!

Dr. Adem Bedari

Afganistan İslam Emirliği ülkedeki kadın haklarını kısıtlamalarına devam ediyor. Bu kez de üniversitelerin kapılarını kızlara süresiz olarak kapatma kararı aldı. Burada bu karar ve sonuçları ve İslam hukukundaki meşruiyeti konusunda tavırları ele almak gerektiğini düşünüyorum.

Kadına karşıtlık üzerinden Taliban

Afgan kızları için bir başka zor gün olan 20 Kasım'da Taliban'ın Yüksek Öğrenim Bakanlığı, acil bir kararla tüm özel üniversiteleri ve kolejleri kızlara kapattı. Kararda bir an önce uygulanması gerektiğine vurgu yapılıyor. Karadan bir gün sonra kızlar üniversiteye gittiğinde Taliban güvenlik güçleri tarafından uzaklaştırıldılar ve okula dönmeleri engellendi.

Üniversitelerin ve kolejlerin kızlara kapatılması, İslam Emirliği hükümetinin daha önce Ağustos 2021 ortalarında iktidara geldikten sonra orta öğretim merkezlerini kızlara kapatma kararını verdiği bir zamana denk geliyor. Yüksek öğrenim kurumları için ise kız ve erkeklerin karışmaması konusunda bir dizi tedbir almıştı. Bunlar; okula geliş gidiş kapılarının, sınıfların ayrıştırılması, yaşlı öğretmenler dışında kızların okuduğu sınıflara erkek öğretmen verilmemesi gibi. Fakat görünen o ki bu da yetmedi ve sonunda kızlara yüksek öğrenim tümden yasaklandı.

Taliban yönetimindeki Afganistan’da kız çocuklarına uygulanan tek kısıtlama eğitimden mahrum bırakılmak değil. İktidara geldiklerinden beri, bu radikal hareket kadınların parklara gitmesini dahi yasakladı, kadınların toplu olduğu yerler dışında onları çarşı ve pazardan dışladı ki bu tür yerler de çok nadirdirler. Yine kadınların spor salonlarına ve umumi kaplıcalara gitmelerine izin verilmiyor. Dışarı çıktıklarında tamamen örtünmeleri gerekiyor.

Bu önlemler, hareketin daha çok kadın karşıtı ve kadın fobisi sahibi görünmesini sağladı.

İstanmeyen sonuçlar

Aslında kadınlara eğitim yasağı getirilmesi de bir başka tehlikeli gelişmedir. Çünkü Afgan kız çocuklarının tabutuna çakılan son çivi olarak görülen bu uygulama ile Afganistan, kız çocuklarına ve kadınlara rollerini oynamalarına yer bırakmayacak şekilde bir eriller ülkesi haline gelecektir.

Bundan böyle Afgan kızlarının bir geleceği olmayacak, zorla evlendirilecek veya erken yaşta evlendirilecek, evde yalnız bırakılacak, haklarını kaybedecek ve şiddete uğrama olasılığı daha yüksek olacaktır.

Eski ve yeni Taliban içerisinde kadınlar

Tüm dünya medyada ve ekranlarda Taliban'ın dönüşü nedeniyle Afgan halkının ve kadınların kaçışını izlerken, hareketin liderleri halka haklarının korunacağına dair güvence veren açıklamalar yapıyordu. Bu yaklaşım, Taliban yönetiminin mevcut aşamasına “Yeni Taliban” denilmesine neden oldu. Görüşlerinde köklü bir değişiklik olmuş gibi bir hissiyat yaratıldı.

Üniversite kapılarını kız öğrencilere kapatan Taliban peçeyi kaldırıp gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Belli ki değişmediler. Hala ülkelerine sefalet ve yıkım getiren aynı Taliban oldukları anlaşıldı. Kürtçe “aynı tas aynı hamam” diye bir atasözü var. Taliban’ın ilk döneminde kadınlara her şey yasaktı. Fakat sefer bu yönetimi ele geçirdiklerinde başlangıçta kendilerini farklı gösterdiler ve yavaş yavaş gerçek eski yüzlerini ortaya çıkardılar.

Taliban radikallerin kontrolü altında

Kadınların eğitimine getirilen yasak, kadınların eğitimine şiddetle karşı çıkan ve bunun İslam hukukuna aykırı olduğuna inanan Molla Heybetullah Akundzade liderliğindeki hareketin radikal kanadı için bir zafer olarak görülüyor.

Buna karşılık Pakistan sınırındaki Peşaver'de yaşayan önde gelen Taliban şeyhlerinden Şeyh Rahimullah Hakkani, kadınların eğitim hakkını destekliyor. Kendisi daha önce gazetecilere verdiği bir demeçte, kadınların eğitimden mahrum edilmesi için hiç bir haklı gerekçe olmadığını belirtmiş ve şunu söylemişti: “Aksine tüm İslami kitaplar kadınlara okuma hakkı verildiğine hatta bunun mecburi olduğuna vurgu yapıyor. Çünkü örneğin Afganistan'da bir kadın hastaysa ve tedaviye ihtiyacı varsa, bir erkek doktora gitmek yerine bir kadın doktora gitmesi daha iyidir! Peki eğer eğitim yasaklanırsa bir kadın nasıl doktor olabilir?"

Hakkani'nin örneklerinin tümü, Taliban hareketinin sadece kadınların eğitim hakkını ihlal ederek şeriata karşı değil, aynı zamanda kendi ilkelerine karşı da çalıştığını kanıtlıyor.

İslami ve Gayri İslami Emirlik

Taliban hareketi, İslam hukukuna bağlı olduğunu iddia ediyor ve her zaman onun uygulanmasını eylemlerinin bir bahanesi olarak gösteriyor, ancak İslam gerçekten de kadınların okumasına karşı mı?

Kuran'ın kutsal metinlerine ve Peygamberimizin (sav) sahih hadislerine dönecek olursak; İslam'ın kadınlara okuma hakkı verdiğini, tüm kutsal metinlerde eğitimden ve öğretmenliğin yüceliğinden bahsedildiğini, cinsiyet ayrımına hiç bir şekilde atıfta bulunulmadığını ve İslam'ın eğitimi hiçbir zaman erkeklerle sınırlamadığı görüyoruz. Aksine tüm bu metinlerde kadın ve erkekler için eşit olduğunu ve hatta Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bir kimsenin iki sevap işleyebileceğinden bahsetmiştir ki bunlardan biri bir kadını çok güzel eğitilmesidir. Kendisi de müminlerin annesi Ayşe'ye dini öğretmiş ve müminlere dinlerinin yarısını ondan öğrenmelerini emretmiştir.

Bu nedenle Taliban'ın davranışı dinden ziyade din karşıtı olarak yorumlanır. Ancak bunun İslam kültürünün bir parçası olduğunu söylemek de doğrudur. Çünkü İslami yorumlarda kadınların temel haklarını inkar eden hareketleri destekleyen görüşler de vardır.

Kürdistan’daki İslamcılar ve sessizlik

Kürdistan'ın İslamcıları ve Müslümanları arasındaki en çok rastlanan olgulardan biri de aşırı şekilde İslamcılık duygularına kapılmalarıdır. Bu gerçeği görmemelerine neden oluyor. Bu hayatın çoğu alanı için geçerli. Taliban da bundan nasibini almış görünüyor. Taliban’ın bir kazanım veya iyiliği görüldüğünde methiyeler diziliyor şiirler yazılıyor, özellikle de facebookta. Fakat İslam’da reva olmayan şeyleri de gördüklerinde gözlerini çeviriyor, duymuyor ve ilgilenmiyorlar. Hatta hatır için İslam'ı savunmaya dilleri varmıyor. Şimdi birkaç gün geçti, bu Taliban müdavimlerinin İslam adına böyle bir haksızlığın yapılmasından ve İslam'ın karalanmasından dolayı üzüntü duyduğumuz bu durum karşısında rahatsızlıklarını anlattığı tek bir satır ifade ettiğini görmedik.