ABD ve müttefiklerinin, Kürdistan Peşmerge güçlerini birleştirme konusunda acele etmeleri için Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve Kürdistan’ın iki iktidar partisi (KDP ve KYB) üzerine çok baskı kurduğu bir süredir medyada yer alıyor. Baskıların, eğer yakın bir gelecekte Peşmerge güçleri birleşmezse Peşmerge’ye yapılan yardımların ve verilen desteğin kesilmesiyle tehdit etme noktasına vardığı dile getiriliyor.
Şüphesiz, Kürdistan halkının çoğunluğunun temennisi de Kürdistan Bölgesi’nin siyasi partilerin değil, Kürdistan halkının gücü olan bir silahlı güce sahip olmasıdır. Dolayısıyla ABD ve Avrupa ülkelerinin bu baskı ve tehditleri halkın hoşuna gidiyor fakat Güney’deki Kürt silahlı hareketini Kürtlere özgü duygu düşüncelerden arınarak gerçekçi bir gözle değerlendirirsek mevcut iki gücün hiçbir şekilde birleştirelemeyeceği acı gerçeğine ulaşırız çünkü bunlar temelde parti gücü olarak kuruldu aynı şekilde eğitim ve doktrinleri de parti temellidir. Bundan dolayı da bu iki güç sadece bir şekilde birleştirilebilir: Ya KDP ve KYB birleşip tek parti olacak ya da bu iki partiden biri tamamen ortadan kalkacak.
Tüm güçler, Peşmerge Bakanlığına bağlanabilir ya da birkaç ortak tugayda birleştirilebilir ancak bu Peşmerge’nin birleştirilmesi değil belki karıştırılmasıdır. Geçmişte de buna benzer çabalar görüldü hatta birkaç ortak Peşmerge tugayı da kuruldu ne var ki KDP ve KYB arasındaki uçurumu derinleştiren bir durum yaşandığında yıllar içerisinde kurulan bu ortak tugaylar da birkaç saat içinde dağıldı. Bunun iki bariz örneği var: 1994 ve 2017. Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin 1992’de kurulmasının ardından Kürdistan ordusunu kurmak için çok çaba sarf edildi. İki yıl sonra iç savaş zemini oluşunca da tüm emekler bir anda heba oldu, Peşmerge içinde oluşturulan tüm liderlikler ve ortak birlikler dağıldı ve bunlar birbirlerinin canını almaya koyuldu.
İç baskılar ve yabancı dostların yoğun baskıları altında yıllar sonra Erbil ve Süleymaniye yönetimlerinin birleşmesininin ardından Kürdistan Bölgesi Hükümeti, yeniden ortak tugaylar oluşturmaya ve bu iki gücü birleştirmeye yönelik prosedürleri uygulamaya başladı. Bunun için çok zaman ve kaynak harcandı ancak bunların tümü 16 Ekim olaylarında heba oldu.
Sebebi de son derece açık: Bu durum, mevcut gücün KDP ve KYB Peşmerge’si olmasından kaynaklanıyor. Bu iki partiden hiçbiri de gücünden vazgeçmiyor. Bu sebepten ötürü de bu iki parti var olduğu sürece bu iki silahlı güç de var olacaktır. Bu güçler hangi isim ve hangi şekilde karıştırılırsa karıştırılsın bu yüzeysel bir birleştirme olur, bu güçler özde bir değiller ve bir olamayacaklar. Dolayısıyla bunları birleştirmeye yönelik tüm çabalar sonuçsuz kalacaktır. İki ayrı güçten birleşik bir güç oluşturulmaz.
ABD ve müttefikleri bu gücün gerçekliğini kavrayamadı. Bu yüzden de iki ayrı Peşmerge gücünün olamayacağını belirterek sürekli olarak KDP ve KYB’den Peşmerge güçlerini birleştirmelerini talep ediyorlar. Bu konudaki tüm çaba ve yardımları da yanlış bir yöndeydi. Bunlar, Kürdistani bir birleşik güce temel olmadığı gibi partilerin güçlerini artırmaya yardımcı oldu.
Şu anda bile Peşmerge saflarına katılmanın yolu KDP ile KYB’nin şube ve karargâhlarından geçiyor. Bu iki partiden birine mensup olmayan biri ne geçmişte Peşmerge olabiliyordu ne de şimdi olabiliyor. Bu yol izlenmeye devam edildiği sürece de hizbî olmayan bir gücün oluşturulması yalnızca bir tül hayâl.
ABD ve müttefikleri uzun yıllardır Kürdistan’ı askeri açıdan destekliyor hatta Peşmerge güçlerinin maaşlarının bir kısmını onlar sağlıyor. Eğer parti müdahalesinden uzak resmi bir güç oluşturmayı doğru bir yöntemle ele alsalardı mevcut yardım ve iş birlikleri buna yeterdi fakat ABD ve Avrupa ülkeleri doğru bir yöntem izleyemediği gibi KDP ve KYB’nin güçlenmesi için değirmenlerine su taşıdı. Yardım ve desteklerini, kuruluş yolu komite ve bölgelerden geçmeyen bir gücün oluşturulması şartına bağlayabilirlerdi ama bunu yapmadılar. Bu sebeple de ulusal ve birleşik bir gücün oluşturulmasına yönelik baskı ve taleplerin tatmin edici bir sonuca varması da öngörülmüyor.
ABD ve müttefiklerinin Peşmerge güçlerine yaptığı yardım, bazıları tarafından ulusal bir gücü güçlendirme kaynağı olarak değil, tehlikeleri artırmanın bir yolu olarak bile değerlendiriliyor çünkü bu iki güç geçmişte defalarca çatışmış ve birbirleriyle savaşmıştır. Bu iki gücün yeniden çatışması riski her zaman beklenen bir olasılık. Bundan dolayı da bu güçler silahlandırıldığı ve askeri kapasiteleri geliştirildiği ölçüde bunların riskleri de artar.
Bunun ulusal bir sorumluluk olduğu, bu iki partinin liderlerinin Kürdistan halkının çıkarlarını kendi parti çıkarlarının üstünde tutması gerektiği, hizbî arzulardan vazgeçerek güçlerini parti ruhundan uzaklaştırıp sadece Kürdistan'a özgü olan bir Kürdistan milli gücü hâline getirmeleri gerektiği çokça dillendirilen konular fakat bunlar sadece güzel söylemler olup bunların gerçekliği yoktur çünkü bunların görüş ve inançlarına hâkim olan şey ulusal düşünce değil, hizbî görüş ve düşüncelerdir.
Eğer hizbî bağlardan arınık bir güce sahip olmak ya da böyle bir güç kurulmak isteniyorsa bunun denklemi son derece açık: Bu gücün, parti bağları olmayanlardan oluşturulması gerekiyor. Mevcut güç, KDP ve KYB’ye bağlılık veya bunlara üye olma temelinde kurulmuş. Peşmerge olması için KDP veya KYB’ye üye olup bunlardan birine bağlı olması şartı koşulan birinden bir partiye bağlılığının olmamasını beklemek imkansız bir şey.
Tarafsız olan hiç kimse Peşmerge olamaz, KDP ve KYB dışındaki herhangi bir partiye üye olan biri Peşmerge olamaz. Peki, kurulan gücün parti bağlarından arınık olmasını beklemek hayâl değil mi?
Dolaysıyla eğer Kürdistan’da parti yönetimi dışında kalan silahlı bir güç oluşturulması kaygısı varsa ya da eğer ABD ve müttefikleri, Kürdistan’da hizbî olmayan bir gücün varlığını istiyorlarsa bunların var olan iki gücü birleştirmeye çalışmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Mevcut şey, hiçbir ameliyatla birleştirilemeyecek bir insanın iki eli gibidir. Bu nedenle de doğru yöntem, yapılanların aksine mevcut güçleri yavaş yavaş lağvederek bunları emekliye ayırmak.
Ortak gücü oluşturma gerçeği, gençlere parti bağlarından uzak bir şekilde bu gücün saflarına katılmaları için fırsat eşitliği sağlayacak bir tür zorunlu veya gönüllü askerliğe evrilmeli. Bu yol dışında, Kürdistan'ın hizbî olmayan tek bir silahlı güce sahip olmasını beklemek yanlış olur.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın