2003’ten bu yana yapılan ilk erken seçimler olan ve 10 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilen Irak Parlamentosu seçimleri, Irak’ın en kritik vilayetlerinden biri olan Kerkük’te önemli değişiklikler ortaya çıkarmıştır. Zira 2003’ten bu zamana kadar statüsü konusunda tartışmaların olduğu, Irak merkezi hükümeti ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki hakimiyet mücadelesi yaşandığı ve içerisinde yaşayan etnik ve dini gruplar arasındaki ilişki nedeniyle zamana zaman Irak siyasetinin fazla tartışılan konusu haline gelen Kerkük’te parlamento seçimleri sonrası yeni bir dengenin ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Her ne kadar nihai olmayan seçim sonuçlarına göre Kerkük’teki katılım oranı yüzde 44 olarak açıklanmış olsa da gözlem yapılan farklı bölgelerdeki katılımın nispeten bu rakama göre daha düşük olduğu görülmüştür. Özellikle Türkmen bölgelerindeki katılımın Kürt ve Arap nüfus yoğunluklu yerleşim yerlerine göre daha sınırlı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim ilk açıklanan oy verme rakamlarına ilişkin geçerli oyların yüzde 42’si Kürt adaylara, yüzde 40’ı Arap adaylara sadece yüzde 17’sinin Türkmen adaylara atıldığı ortaya çıkmıştır. Bu durum Türkmenlerin Kerkük’te sandığı gitmekten imtina ettiğinin bir göstergesi olmuştur.
Elektronik oylamanın verdiği avantajla, bütün vilayetlerde olduğu gibi Kerkük’e ilişkin de ön seçim sonuçları seçimin yapıldığı günün hemen gece yarısında açıklanmıştır. Ancak Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği (IBYSK) itirazlardan dolayı birkaç kez seçim sonuçlarının yayınlayıp geri çekmiş, bu durum Kerkük’te infial ortaya çıkarmıştır. Seçim sonuçları halen kesinleşmemiş (Irak Federal Yüksek Mahkemesi onaylamamış) olsa da ilk seçim sonuçlarına göre Kerkük’te KYB 3, Birleşik Türkmenler Cephesi 2, KDP 2, Yeni Nesil Hareketi 1, Arap listeleri ise 4 sandalyeye sahip olmuştur. Ancak IBYSK’nın birden fazla sonuç açıklaması, Kerkük’te elektronik sayıma ek olarak bazı sandıkların manuel sayılması sonucu açıklanan oyların değiştirilmesiyle IBYSK’nın birden fazla sonuç açıklaması Kerkük’te milletvekili adayları ve halk arasında gerginliklerin yaşanmasına neden olmuştur.
Nitekim özellikle İkinci bölgedeki Türkmen adaylar arasında yoğun bir çekişme ortaya çıkmıştır. Kerkük ikinci bölgeden Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi’nden milletvekili adayı olan Sevsen Cedu ile yine aynı bölgeden aday olan Garib Tazeli arasında kıyasıya bir rekabet yaşanmıştır. IBYSK tarafından yapılan ilk açıklamada Sevsen Cedu’nun Garib Tazeli’yi geçerek 4. sırada milletvekili seçildiği açıklanmış olsa da daha sonra yeniden yapılan sayımla Garib Tazeli’nin aldığı oyların Sevsen Cedu’nun üzerine çıktığı açıklanmıştır. Ancak son olarak bazı sandıklarda manuel sayım gerçekleştirildiği ve Sevsen Cedu’nun iki (2) oy ile Garib Tazeli’yi geçtiği açıklanmıştır. IBYSK’nın son açıklaması bu şekilde olmuştur. Garib Tazeli’nin sonuçlara itiraz ettiği bilinmektedir. Nitekim Irak Federal Yüksek Mahkemesi sonuçların tamamını halen onaylamamıştır. Zira özellikle ilk açıklanan seçim sonuçları itibariyle düşük bir milletvekili sayısına sahip olan bazı Şii gruplar, Bağdat merkezli protesto gösterilerine başlamış ve sonuçları kabul etmediklerini açıklamıştır.
Kerkük’te Sevsen Cedu ya da Garib Tazeli’nin vekil seçilmesinden bağımsız olarak Kerkük’teki ilk sonuçlar itibariyle milletvekili dengesinin değiştiği görülmektedir. Kerkük’te yaşayan farklı etnik ve dini gruplar arasındaki dengenin değişmesinin yanı sıra, özellikle Kürt gruplar arasındaki dengelerde de ciddi bir farklılık ortaya çıkmıştır. 2018 seçimlerinden sonra Kerkük’te doğal bir denge durumu olduğundan bahsetmek mümkündür. Kerkük’te Hristiyan kotası haricindeki 12 milletvekili 6 Kürt (KYB), 3 Türkmen ve 3 Arap olacak şekilde dağılmıştır. Ancak 2021 seçimlerinden sonraki ilk tabloya bakıldığında Kürtlerin sandalye sayısını (6) koruduğu, Arapların ise sandalye sayısını bir arttırarak 4 sandalyeye ulaştığı görülmektedir. Türkmenler ise bir sandalye aşağı düşerek 2 sandalyenin sahibi olmuştur.
Öte yandan Türkmen adaylar sadece Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı ikinci seçim bölgesinden milletvekili çıkarabilirken, Kürt adaylar Kürt nüfusun yoğun olduğu birinci bölge ile Türkmenlerin yoğun olduğu ikinci bölgeden, Arap adaylar ise Arap nüfusun yoğun olduğu üçüncü bölge ile birinci bölgeden vekil çıkarabilmiştir. Bu noktada Arap nüfus yoğunluğunun olduğu üçüncü bölgeden Arap adayların dışında milletvekili çıkmadığı ve Arapların kendi bölgelerini dış etkiye kapattığı görülmektedir.
Bununla birlikte Arapların Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgeden milletvekili çıkarması da dikkat çekici olmuştur. Buradan hareketle 2017’de IKBY’nin yapmış olduğu bağımsızlık referandumu sonrası Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerdeki idarenin Irak merkezi hükümetinin kontrolüne geçmesinin ardından valilik makamını vekaleten yürüten Arap asıllı Vali Yardımcısı Rakan Sait’in söz konusu göreve geldikten sonra Kerkük’teki Araplara avantaj sağlamaya yönelik atmış olduğu adımların etkili olduğunu söylemek yerinde olacaktır.
Diğer taraftan Kerkük’teki Kürt gruplar arasındaki dengenin değişmesi de Kerkük açısından son derece önemlidir. Zira 2003’ten bu yana Kerkük’teki en etkili Kürt siyasi partisinin KYB olduğu bilinmektedir. Ancak KYB’nin tarihi lideri Celal Talabani’nin hayatını kaybetmesinden sonra KYB’de yaşanan liderlik problemi ve bunun son dönemde silahlı gerginliğe kadar ulaşacak boyuta gelmesi, KYB’nin siyasi gücünde olumsuz etkiler ortaya çıkarmıştır. Nitekim KYB genel itibari ile bir önceki seçimlere göre daha düşük bir milletvekili sayısına ulaşmış olmakla birlikte, KYB’yi önemli kılan unsurlardan biri olan Kerkük’teki gücünün de kırıldığı görülmektedir. Zira KYB’nin siyaseten etkili olduğu bölgelerde önemli rakiplerinden biri olarak ortaya çıkan Yeni Nesil Hareketi de Kerkük’te bir milletvekili çıkarabilirken, KYB’nin tarihi rakibi KDP iki milletvekili elde etmiştir.
Ayrıca Yeni Nesil Hareketi, 2003’ten bugüne kadar KDP ve KYB haricinde Kerkük’ten milletvekili çıkarabilen tek Kürt partisi olmuştur. Bu noktada hem genel Kürt siyaseti hem de Kerkük’teki Kürt siyasi partilerin pozisyonu düşünüldüğünde, Kürtlerin Bağdat siyasetinde ortak bir yön izleyip izlemeyeceği, Kerkük’ün geleceği açısından önemli olacaktır. Zira önümüzdeki süreçte tüm Irak’ta olduğu gibi Kerkük’te yapılması planlanan vilayet meclisi seçimleri öncesinde Kerkük’teki dengenin değişmiş olması, yeni ittifaklar ortaya çıkarabileceği gibi, statüsü tartışılan Kerkük’ün geleceğinin belirlenmesinde başta Türkmenler olmak üzere diğer grupları da yeni stratejiler belirlemesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Bilgay Duman, ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın