Kazımi’nin omuzlarındaki yeni yük: Şengal Anlaşması

24-10-2020
Rûdaw
Etiketler Irak Erbil Bağdat Şengal Anlaşması
A+ A-

Melahat Tok

9 Ekim’de Erbil ve Bağdat yönetimleri arasında Şengal’de istikrarın sağlanması, güvenliğin temin edilmesi ve dolayısıyla yerinden edilmiş Ezidi halkın evlerine rahatça dönebilmesi için tarihi bir anlaşma imzalandı.

Anlaşma çerçevesinde Şengal’da güvenliğin yerel halka iade edilmesi, yeni bir vali atanması gibi yönetimi güçlendirmeye dayalı maddeler bulunuyor. Anlaşmanın en dikkat çekici maddelerinden biri Şengal’de bulunan silahlı güçlerin bölgeden çıkması ve 2.500 Ezidi’den oluşan bir yerel güvenlik gücünün oluşturulması.

Anlaşma ABD, İngiltere, Fransa, Norveç ve Türkiye gibi birçok ülke tarafından olumlu karşılandı ve bölgede istikrarın yeniden temini ve Ezidilerin acılarının giderilmesi noktasında destekler belirtildi.

Ezidilerin son liderinin oğlu Mir İsmat Mir Tahsin Beg, KRG Meclis Sözcüsü Hemin Hawrami ile yaptığı görüşmede anlaşmaya destek verdiklerini ve bunun olumlu bir adım olduğunu söyledi.

Anlaşmaya tepkiler ise Şengal’da PKK bağlantılı yapılar ve Hashd-i Şabi ile yakın temasta bulunan Ezidi gruplardan geldi. Bu Ezidi grupların temsilcileri, tarihi anlaşmanın açıklamasının hemen ardından önce PKK’nın Şengal’de öz yönetim iddası ile kurduğu Democratic Self Administration Council’in düzenlediği gösterilerde ön sıralarda yer aldı. Aynı grup, gösterilerin ardından yaklaşık bir hafta boyunca Bağdat’ta bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmeler arasında en dikkat çekeni Haşd-i Şabi lider kadrosu ile yaptıkları görüşmeydi.

Bu Ezidi grubun bir yandan PKK bir yandan da Haşd-i Şabi’nin koruması altına girmek istemesi, Şengal’deki gelişmeleri takip edenler için çok şaşırtıcı olma da üzerinde durulması gereken bir nokta. Zira Haşd-i Şabi, Kürdistan referandumunu takiben dönemin Bağdat yönetiminin ön açmasıyla Şengal başta olmak üzere tartışmalı bölgelere yerleşmeye ve buralarda etkisini arttırmaya başladı. Ekim 2017’de Şengal’de bulunan, Kasım Süleymani’nin sağ kolu, Ebu Mehdi el Mühendis bölgedeki PKK destekli YBS komutanları ile anlaşma yapmış ve YBS ellerinde bulunan binaları Ezidilerden oluşan Haşd-i Şabi güçlerine teslim etmeyi kabul etmişti. Hatta bazı kontrol noktalarında YBŞ/PKK flamaları yanında Irak bayrağının asılmasına rıza göstermişti. Yine bu dönemde Ebu Mehdi el Mühendi, Khanasur’lu bir Ezidi olan Khal Ali’ye ilk Ezidi Haşd-i Şabi birliğini kurmak için destek vermişti.

2017 Ekim ayından sonra yaşanan gelişmeler gerek PKK bağlantılı gruplar gerekse Haşd-i Şabi, IŞID saldırıları ile oluşan boşluğu doldurarak bölgeye sonradan gelen yapılar olarak, bölgede de facto bir yapı kurma amacında olduklarını gösteriyor. Savaş ve çatışma ortamındaki krizden istifade ederek stratejik bölgede varlıklarını daimi hale getirmeyi amaçlıyor. Öyle ki bu yapılar seçilmiş valilerin varlığını hiçe sayarak Şengal’e kendi valilerini atıyorlar.

Şengal hal-i hazırdaki durumda çok parçalı bir yapı arz ediyor. Farklı Ezidi grupların farklı siyasi ve askeri yapılara aidiyeti bulunuyor. Böyle bir durumda komşu ülkelerde, zorlu kamp şartları altında yaşayan yaklaşık 400 bin Ezidi’nin tekrar evlerine dönebilmesi için bölgede siyasi ve askeri bir istikrara ihtiyaç var.

Bu noktada Bağdad ve Erbil yönetimi arasında yapılan anlaşma bölgede istikrarı tesis etmeyi amaçlasa da İran ve PKK’nın, 2017 yılında varlıklarını pekiştirdikleri stratejik Şengal bölgesinden çıkmaya pek niyetli olmadıkları görünüyor. Her iki taraf da bunu yaparken, yerlerinden edilmiş Ezidilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlamaktan ziyade, yine Ezidi halkı kullanarak Şengal’da kalıcı hale gelmek istedikleri görülüyor. İran, Tahran’dan Lübnan’a uzanan hatta önemli bir geçiş noktası olan Şengal’i kaybetmek istemezken PKK da Şengal’i Kandil’den kuzeybatı Suriye’ye bir sıçrama tahtası olarak görüyor.

Irak’ta göreve geldiği günden itibaren ABD’ye yakınlığı ile İran’ın ve Irak’taki İran destekli unsurların şüphe ile yaklaştığı Başbakan Kazimi’yi zorlu bir süreç bekliyor. İran destekli gruplar tarafından Irak’taki ABD varlığı, ABD tarafındansa Haşd-i Şabi varlığı hakkında sürekli baskı altında tutulan Kazımi’yi bu kez kendini Şengal’de PKK ve Haşd-i Şabi sorunu ile karşı karşıya bulacak. Anlaşmanın BM gözetmenliğinde yapılmış olması zaten Kazımi’yi eleştirilerin odak noktasına yerleştirdi. Hatta Bağdat’taki KDP binasının Haşd-i Şabi tarafından basılarak ateşe verilmesi, Şengal anlaşmasına verilen ilk ve en belirgin tepki olarak değerlendirildi. Bu noktada Kazımi’nin ülke içindeki dengeleri çok iyi gözeterek ülkesindeki farklı etnik ve dini unsurları birbiriyle çatışır hale getirmeden çözmesi gerekiyor.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli