Malalalıyoruz 2: Çayönü

22-01-2022
Ahmet Kınay
Etiketler Çayönü Qotê Ber Çem Diyarbakır Tarih Arkeoloji
A+ A-

Arkeoloji literatürüne "Çayönü" olarak geçen ve Kürtlerin  "Qotê Ber Çem" ismini verdiği Diyarbakır'ın 60 km kadar kuzeyinde Ergani ilçesinin 7 km kadar güney batısında Hilar (Sesvetenpınar) köyünün kuzeyinde bulunan Kürdistan'daki Neolitik Dönemin önemli bir höyüğü olan bu alanın yüksekliği 4.5 metre olup 160 x 350 metrekare boyutlarındadır.

Burada Chicago Üniverstesi Doğu Bilimleri ve İstanbul Üniverstesi Prehistorya kürsüsünden oluşan karma bir ekip tarafından 1963 yılında tespit edilip 1964 yılında ise yüzey araştırması yapılarak 1992 yılına kadar toplamda 17 kazı sezonu yapılmıştır.

Uzun bir aradan sonra 2015 yılında Prof. Dr. Aslı Kerim Özdoğan ekibi tarafından tekrardan kazılara başlanmış, Kültür ve Truzim Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan tescilli arkeolojik sit alanı listesine girmiştir.

Elde edilen sonuçlara yüzeysel olarak baktığımızda Çayönü'nde yerleşim MÖ 8500'den MÖ 6000 kadar kesintisiz olmuştur.

600 kişiye yakın dip atalarımızı barındıran bu köy birtakım özelikleriyle ön plana çıkmaktadır. Neolitik dönemde bizleri şaşkına çeviren madenciliğe kalkışıp dünyada ilk defa bakırı yarı ısıtıp ya da soğuk döverek çeşitli aletler üretmişlerdir.

Bugün Diyarbakır'da bakırcılık yapıp, bakırdan da çeşitli aletler yapan Diyarbakırlıların bu mesleği dip ataları olan Çayönü halkından aldıklarını acaba biliyorlar mıdır?

Çayönü, ekolojik konumundan ve hammadde yataklarına sahip coğrafi bölgelerin kesişim noktasında yer almasından dolayı farklı dönemlerin ekonomik gereksinimlerini karşılamıştır. Tıpkı Körtik Tepe halkı gibi uzak bölgelerle ilişki kurmayı başarmıştır.

Verilere göre obsidyeni Bingöl'den temin etmişler ve Akdeniz bölgesinden de lüks tüketime giren deniz kabuklarını aldıklarını görmekteyiz. Dolayısıyla rahatlıkla buranın bir ticaret merkezi olduğunu söyleyebiliriz.

Yapılan kazılarla burada yaşam biçimleri, kendi içerisinde farklı yapıların şekline göre farklı evrelere ayrılmaktadır. Gelin birlikte bu evreleri keşfedelim.

1) Yuvarlak Planlı Yapılar (MÖ 8200-7200):

Yerleşimin olduğu en eski evredir. Buradaki yerleşmede dağınık taşlar, depo amaçlı çukurlar, çakmaktaşı, yontma alanı, küçük ateş yerleri ve hayvan kemiği öbekleri bulunmuştur.

İşçiliğin olmadığı bu evrede, beslenme ihtiyacı avcılık ve toplayıcılığa dayılıdır. Burada çok fazla çakmaktaşı ucu bulunduğundan yoğun bir avcılık faliyetinin içinde olduklarını anlamaktayız. Verilere göre en çok avlanan hayvan domuzdur. Topladıkları besinler ise fiğ ve mercimektir. Bu evrede bitkilerin kültüre alındığına dair bir buluntu bulanamamıştır.

2) Izgara Planlı Yapılar (MÖ 7200-7100):

Bu evre, Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A (PPNA) sonu ile Çanak Çömlek Öncesi Neolitik B (PPNB) başlarına tarihlenmektedir. Bu yapının tabanları alttaki taşı ızgaranın üzeri dallarla örtülüp çamur sıvanarak yapılmıştır. Burda Çayönü halkının taşkınlar, seller ve uzun yağışlara göre sık sık sular altında kaldıklarından dolayı çözüm ürettiklerini bize anlatmaktadır.

Bu evrede ölüler büzülmüş halde tekli, ikili ve üçlü gruplar halinde yer yer boş alanlara, eski yanmış ve terk edilmiş külubelerin içlerine bazen de yaşanılan konutların avlularına bırakılmıştır. Şayet burdaki ölülerin kemikleri bilinçli bir şekilde kırılmışsa "Body Modification"a iyi bir örnek olacaktır.

Yine bu evrede ilk defa kilden heykelcikler görülmüştür.

3) Kanallı Yapılar Evresi (MÖ 7100-7000):

Bu evrede, yapılar içinden dar kanallar geçen platformlar üzerinde yükselmektedir. Duvarlar taş ve kerpiç örgülüdür. Bu yapı katında yapılar "Izgara Planlı" döneme benzerlikler gösterip diktörgen plana sahiptir.  Izgara planda görülen ev içi işlik artık burada atölyelere dönüşmüştür.

Saltaşı Döşemeli Yapı ile Kafataslı Yapı bu dönemde görülmüştür. Kafataslı yapıya baktığımızda ilk defa ölülere özel bir evin varlığından haberdar olmaktayız. Bu yapıda 400'den fazla çeşitli yaşta insanlara ait kalıntıların bulunmuştur.

Beslenmede mercimek ve fiğin yanında emer ve einkron buğdayın mutfağa girdiği bu evrede beslenme ağırlıklı  olarak avcılığa dayılıdır. Domuzun yanı sıra koyun, keçi ve sığırın kültüre alma süreci başlanır.

Bingöl'den getirilen Obsidyen, Akdeniz'den deniz kabukları ve ithal çakmaktaşları bu evreye aittir. Ayrıca dünyada ilk defa yapılan madencilik işlemi yine bu evrede yapılmıştır.

4) Hücre Planlı Yapılar (MÖ 6600- 6300):

Bu evrede, taşa temel üzerine biçimlenmiş kerpiç duvardan oluşan birbirinden bağımsız hücre planlı yapılar yer almaktadır. Taş temel üzerine kerpiç duvar ilk kez bu evrede ortaya çıkmıştır. Temel taşları kırık taşlardan ve dere taşlarından oluşmuştur.

Harç olarak da kerpiç ve çamur kullanılmıştır. Taş temeller ihtiyaca göre bazen 60 cm kadar çıkmıştır. Odaların tabanları genelde  toprak ve kerpiçten yapılmıştır.  Bazı odalarda şaşırtıcı olan taş döşemelere rastlanmıştır.

Bu evrede antik Diyarbakırlıların evleri iki katlı olmakla birlikte dışa kapalı  sekiz bölmeli bodrumlardan oluşmaktadır. Üst kata çıkmak için merdiven kullandıkları düşünülmektedir.

Taban altlıkları mezar, depo veya killer olarak kullanılmıştır. Bu evrenin mimarisi için alanın kuzey doğusunda 12x9.25 boyutunda olan Terazzo yapı olması son derece önemlidir.

Bu evrede en önemli olay ise ölülerini artık belirgin bir şekilde yerleşim alanın dışına çıkarıldıklarıdır. Mezarlara ölü hediyeleri bırakma geleneği yine devam etmiştir.

Malalamaya devam edeceğiz.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli