Irak; cehenneme doğru geçiş!

Güç ilişkileri dengesi etrafında dönüp dolaşmadan doğrudan konuya girelim ve tüm Irak'ın günden güne çok büyük trajik hikayeler yazdığı gerçeğinden başlayalım. Ve eğer ayrım gözetmeksizin tüm erk sahipleri ile iktidardaki seçkinler, bu korkunç durumun farkına varmazlar ve bunlarla olumlu bir şekilde mücadele etmek için nesnel stratejiler çizmezlerse, Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere tüm Irak, gelecekte kesinlikle korkunç bir durumla karşı karşıya kalacaktır.

Bu tehdidin farkı Irak'ın ve Iraklıların derinliklerinde olması ve bölgesel veya küresel bir gücün çıkarlarıyla hiçbir ilgisi olmamasındadır. Irak geçmişte hep dış tehdit altında olmuş olsa da, bu yazıda ışık tutacağımız ve vurgulayacağımız tehdit Irak'ın içindedir. Bu ejderha artık Irak'a dışarıdan değil, Kürdistan Bölgesi dahil Irak’taki her evin içinden saldırıyor.

Bu nedenle, bu makaleyi okuyanların tehlikeyi daha iyi anlaması ve sonuçlarının daha iyi farkında olması için on altı nokta üzerinde duracağım. Bu on altı madde yorumlardan, senaryolardan, tezlerden ve varsayımlardan bahsetmiyor, aksine sadece cansız, kuru, çırılçıplak rakamlara ve trajik bir ölüme geçiş kokan istatistiklere dayanıyor.

1. Irak Planlama Bakanlığı verilerine göre, 40 milyon Iraklının yüzde 68'i 30 yaşın altında. Bu da, Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere Irak'ı dünyanın en genç nüfusuna sahip ülkelerinden biri yapıyor. Buraya kadar rakamlar biraz iyimser olabilir. Ancak trajedi şu ki, Uluslararası Para Fonu'na göre en azından 2013'ten beri yüzde 68'lik işsizlik oranı hiçbir zaman yüzde 40'ın altına düşmedi. Yani Irak ve Kürdistan Bölgesi'ndeki işsizlik oranı bir geçici bir durumu değil, sistematik bir nitelik taşıyan bir yapıyı temsil ediyor! Yönetici kesim bu yüzde 40'ı çok ciddiye almalı, aksi takdirde ülkedeki güvenlik, istikrar ve ekonomik büyüme sorunu için büyük bir tehdit haline geleceklerdir. Hep işsiz bir ve büyük bir patlama bekleyen bir halk kitlesi.

2. Fransız Irak Çalışmaları Merkezi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, Irak'taki milyarderlerin sayısı Hollanda, Danimarka, Portekiz, Romanya, Macaristan, Nijerya, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Lübnan'daki milyarderlerin toplamından daha fazla. Irak tek başına 36 milyarder ve 16 bin milyonere sahip. Bu sınıf toplumun en tepesinde yer alıyor, kendi özel okulları, yüzme havuzları, plajları, stadyumları, sinemaları, tiyatroları ve müzik gruplarına sahiptirler, dolayısıyla nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan alt sınıflardan derin bir kopuş yaşamış durumdalar.

3. Yukarıda bahsettiğimiz zengin sınıfın dışında Irak hükümetinin kendi verilerine göre yoksulluk oranı Ninova'da yüzde 34,50, Zikar'da yüzde yüzde 40,90, Misan'da yüzde 42,30, Divaniye'de yüzde 44,10 ve Musenna'da yüzde 52,30, Irak genelinde ise yüzde 25'tir. Irak, hazinesinde 120 milyar dolardan fazla olan dünyanın en büyük ikinci petrol üreticisidir.

4. Bu tür durumlarda, diğer toplumsal kategoriler gibi kadınların durumu büyük bir cehenneme daha yakındır ve Uluslararası Para Fonu'na göre yalnızca Yemenli kadınlar Iraklı kadınlardan daha kötü durumda. Kürdistan Bölgesi dahil Irak'ta çalışma şansı olmayan kadınların oranı yüzde 87'ye ulaştı! Sadece karşılaştırmak için belirtiyorum, Fransa gibi bir ülkede çalışan kadınların oranı 2022’de yüzde 70,7'ye ulaştı.

5. Kadınlardan ve gençlerden çok durumu şu anki haliyle kabul edilemez olanlar ise Iraklı çocuklardır. Ülkede okul çağındaki 3.2 milyon çocuğa çeşitli sebeplerle bu şans verilmiyor ve eğitimden mahrum kalıyor.

6. Bu duruma daha yakından baktığımızda yaşanan trajediyi daha net görüyoruz. Örneğin Diyala, Salahaddin ve Ninova gibi vilayetlerde çatışma sonrası (Post-coniflict)  çocukların %90'ı okulu kökünden bırakıyor. Yani önümüzdeki birkaç yıl içinde bu vilayetlerde tamamen okuma yazma bilmeyen bir nüfusa sahip olacağız.

7. Doğrusu Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere Irak genelinde çocukların durumu tam bir felakettir. UNICEF'in verilerine göre Saddam sonrası Irak'ta Iraklı çocuklar hiçbir zaman potansiyellerinin yüzde 40'ından fazlasını kullanamadılar. Yani, hep yeteneklerinin yüzde 60'ını kaybettiler ve bu konuda Irak'ın ardından sadece Yemen geliyor! Gerçekten de bu ülkenin çocuklarını nasıl bir gelecek bekliyor?

8. Bu durumun sonuçları şimdiden ortaya çıkıyor. Çünkü Dünya Bankası verilerine göre 2000 yılında 18 yaş üstü Iraklıların yüzde 74'ü okuma yazma biliyordu. Ancak 2018'de aynı yaştaki Iraklıların yüzde 50'si okuma yazma bilmiyor.

9. Cehennemin derinliklerine bu iniş tüm alanlarda devam ediyor. 2005'te Iraklıların yüzde 62'si ülkelerinin daha parlak bir geleceğe doğru ilerlediğine inanıyordu. Ancak şimdi Iraklıların yüzde 82'si ülkelerinin belirsiz ve kötü bir geleceğe doğru gittiğine inanıyor!

10. 2012'de Şiilerin yüzde 59'u, hükümetlerinin kendilerine daha iyi bir yaşam sağlamak için müdahale edebileceğine ve krizleri fırsata çevirebileceğine inanıyordu. Ama şimdi Şiilerin yüzde 65'i birbiri ardında gelen hükümetlere güvenmiyor ve kendilerini hiçbir Mehdi'nin kurtaramayacağına inanıyor.

11. IŞİD savaşının sona ermesinden sonra, Sünniler arasında Bağdat'ın artık onları tek bırakmayacağına dair büyük bir iyimserlik vardı. Dolayısıyla Sünnilerin yüzde 70'i federal hükümetin gelip kendilerine daha iyi bir yaşam sunacağına inanıyordu. Ancak bugün bu rakam hızla düşüyor ve en iyi ihtimalle sadece yüzde 50'si hükümetin durumlarını değiştirmesini bekleyebileceklerine inanıyor.

12. Aslında bu durum her zaman böyle olmadı ama Iraklıların her şeye güvenlerini yitirdikleri uzun vadeli bir durumda bu trajik değişime uğradı. Örneğin 2004'te Iraklıların yüzde 80'i dini kurumlara güvenirken 2022'de bu rakam yüzde 40'a düştü! Bu başlı başına trajik bir değişim.

13. Belki de Irak genelinde hızlı ve büyük ölçüde atılması gereken ilk adım yolsuzluğa karşı ülke çapında bir savaş ilan etmektir. Çünkü Iraklıların yüzde 95'i yolsuzluğun her geçen yıl arttığına ve hiç kimse, kurum veya otoritenin bunu durduramayacağına inanıyor.

14. Hatırlatmak gerekirse, 2003'ten 2023'e kadar Irak, tıpkı Somali, Suriye, Yemen, Kuzey Kore, Libya, Haiti ve Çad gibi sürekli dünyanın en yozlaşmış ülkeleri arasında yer aldı. Belki de artık Iraklıların kibirlerini bir tarafa bırakıp artık dünyanın merkezi olmadıklarını anlamalarının zamanı gelmiştir. Aksine dünya artık onları Nikaragua ve Eritre ile eşit tutuyor!

15. Yine hatırlatmak gerekirse: 2003'te Irak’ın nüfusu 24 milyon iken bu sayı 2023'te 42 milyona ulaştı ve 2050'de 80 milyon olacak!

16. Tüm tahminlere göre petrol 2050 yılına kadar bugünkü değerini kaybedecek ve aynı yıl Irak verimli topraklarının yüzde 47'sini kaybetmiş olacak. Yani bu, Irak'ın artık 80 milyon vatandaşının temel ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli petrole veya tarım arazisine sahip olamayacağı anlamına geliyor. Böyle bir durumda Irak iki büyük ve korkunç olguyla karşı karşıya kalacak: Birincisi açlık, ikincisi ise hem ülke içinde (güneyden Kürdistan'a doğru) hem de yurt dışında (Irak'tan Avrupa'ya ve diğer ülkelere doğru) milyonlarca insanın göç etmesi.

Iraklılar kendilerini nasıl bir felaketin beklediğinin farkındalar mı gerçekten bilmiyorum. Acaba cehenneme nasıl geçmeye hazırlandıklarının farkındalar mı?

Not : Bu veriler CFRI, UNICEF, IMF, Gouv Irak, IIACSS'nin kaynaklarından alınmıştır.

Fransa Irak Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Adil Bakawan

 (Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)