Algıların nasıl değişebildiğini bir takı üzerinden sorgulayan ve maddi kültürün izini süren “Kürt erkeklerinin küpeleri” başlıklı yazıma gelen yorumlar, bugüne kadar konuşulmayan ancak varlığı geniş kitlelerce bilinen bir gerçeği açığa çıkardı.
Çoğu kişi 80-90 yaşlarındaki dedelerinin kulağında küpe deliği olduğunu yazdı. “Seîdê guharzêr” (Altın küpeli Said) örneğinde olduğu gibi, kimileri toplum içinde küpeleriyle tanınan yakınları olduğunu, kimileri ailelerinde küpe takma geleneğinin devam ettiğini söyledi.
Bazı güngörmüşlerin anlattığına göre Kürt mirleri büyük oğullarının kulağına küpe takar, ahali de baştaki taç gibi küpeli olanın etrafında toplanırmış.
Küpe, dünden bugüne Kürt takılarındaki yerini koruyor. Kürt folklorunun temel öğesi olan klamlarda erkeklerin küpelerinden bahsediliyor. Şakiro’nun “Hemê Mûsê, Hemdo û Gelhe” adlı klamında Gelho adlı Kürt erkeği kulağındaki altın küpeyle resmediliyor: “Li ser da runiştî Hemê Lazikê Temo bi zêrîn e / Di bin da rûniştî Gelho Kela Deyştê bi goştî ne / Li guha da guharê zêrîn e”.
Kürtler arasında kız çocuğu olup erkek çocuğu olmayan anne-babalara “Allah sizlere altın küpeli bir oğul versin” (Xwedê kurekî guharzêrîn bide we) şeklinde dua ediliyor.
Farklı kaynaklardan gelen anlatılarda küpe takma geleneğinin çocukların cinlerden korunması, düşmana korku salmak veya Zilan gibi katliamları unutmamak gibi nedenlerle takıldığı anlaşılıyor.
Yakın dönemdeki bazı Kürt ünlüleri de küpe takmış. Dr. Nuri Dersimi bunlardan biri. Çocukluğunda iki kulağında küpe olduğu anlatılıyor.
Ancak en dikkat çekici olanı, İstanbul’a geldikten sonra Kürdi lakabıyla ünlenen Said Nursi’nin küpeleri olsa gerek. Kürt kültür araştırmacısı Baran Zeydanlıoğlu’nun paylaşmasıyla, etraflı okumalarıma rağmen bugüne kadar fark etmediğim bir detayı öğrendim.
Tan Gazetesi 6 Mayıs 1935 tarihinde Said Nursi’nin takipçileriyle ilgili “Antalya’da dört kişi yakalanarak Isparta’ya gönderildi” başlıklı bir haber yapıyor.
Haberin “Saidi Kürdi kimdir” adlı ara başlığı altında şu bilgilere yer veriliyor: “Bu şebekenin reisliğini yapan Saidi Kürdi, Şeyh Said isyanında parmağı görüldüğü için İstiklal mahkemesince mahkum edilen ve Isparta’ya sürülen altmış beşlik biridir. Mütareke sıralarında İstanbul’da bulunmuştur. Kulaklarında küpe, başında yeşil sarıklı bir keçe külahı, sırtında kısa bir Kürt abası ile sokaklarda gezer, ötede beride konferanslar vermeğe çalışırdı. Kendisine ümmi alim ve şair lakabını vermişti. Bir aralık Darülhikem reisliğini yapmış, (Kürt Teali) cemiyetinin başında çalışmıştı. Bir Kürt otoriteri olduğu kanaatini benimseyen Saidi Kürdi, en son Şeyh Said isyanına karışmış, mahkumiyetten sonra Isparta’ya sürülmüştür. Son hadise gösteriyor ki bu adam gene siyasi ve dini emellerini yaymağa yeltenmiş ve birkaç cahili de kendisine uydurmaktan geri kalmamıştır.”
Takipçilerinin hakkındaki her ayrıntıyı köpürterek anlattığı Said Nursi’nin küpelerinin bugüne kadar yazılmamış olması ilginç. Kulağında gerçekten küpe var mıydı, fotoğraflardan bunu tesbit etmemiz zor. Nursi, daima başını klasik Kürt serpuşlarıyla sardığından kulağı görünmüyor.
Ancak insanın vefasız bir tür olduğunu görüp sosyal ve siyasal alandan iç alemine çekildiği Yeni Said döneminde Kürtlerin kulağına küpe olması gereken bir ilkeyi prensip edinip ısrarla tavsiye ediyor: Müsbet hareket.
Başkalarının düşmanlık ve alçaltılmasıyla değil, kendi fikir ve projesinin sevgi ve yükseltilmesiyle meşgul olmak. Mesleğim haktır demek, hak benim mesleğimdir diyerek tekel kurmaktan kaçınmak. Zıddı menfi harekettir. Biri yapmak, diğeri yıkmaktır.
Kürtlerin düşmanlık ve nefret cenderesine hapsolması bu tavsiyenin önemini arttırıyor. Parti medyalarında ve sosyal medyada Kürtler arasında sürekli nefret körükleniyor. Her şey değersizleştiriliyor, herkes itibarsızlaştırılıyor. Kürtlere adeta tutunacak dal bırakılmıyor. Şüphe ve yıkmanın kolaylığı, habis-batak ruhlara fırsat veriyor.
Said Nursi’nin kulağında küpe olup olmaması işin bahanesi. Bilgelerin, kendini bilenlerin, güngörmüşlerin kulağımıza küpe olması gereken tavsiyelerine kulak vermedikten sonra her tarafından ışıklar saçılan kişiler olsa neye yarar!
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın