Alevi düşüncesi ve tarihsel bağlamda hakka uğurlama erkanı

Zerdüşti-Ezidi ve Kakai-Yarsani karşılaştırmaları  -1-

Bizim düşüncede hiçbir şey aynı kalmaz, her şey değişir, her şey dönüşür. Haqq düşüncesi bir sistemdir. Alevi düşüncesi semavi dinler gibi ‘ibadet inancı’ değil, ahlak ve etik değerler öğretisidir. Etrafımızdaki canlı cansız bütün varlılarla uyum ve dayanışma içerisinde yaşandığına, yaşanması gerektiğine inanır ve hayatımızı bu inanç, kabul ile sürürüz. Alevi düşünce inanç  felsefesi sistem olarak bu yol ile Haqq kavramını kullanır. Haqq bir varlıktır. Zor günlerimizde Xızır’dır. Yalnızlığımızda, sevinçli ve hüzünlü gün ve zamanlarımızda Xudadır. Yoldur. Yolumuzdur. Alevi düşüncesi bir hakikat, gerçek hayat fikri ve yaşam biçimidir. Kayıpta gelme, bilinmeyene gitmeyi kabul etmez, inanmaz. 

 Zaten şu gün içimizde dahi kavram ve biçimleri şeklende olsa güçlü varlık gösteren, yoktan geldik gibi semavi inançlar, Alevi düşüncesi ile karşılaştırılamayacak kadar yenidir. Denilebilir ki bu semavi anlayışlar ana kavram ve biçimlerini Alevi felsefesinin özünde, tarihinde almıştır. Ama uygulama ve söylemde bir yokluk üzerine yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu kesinlikle Alevi varlığına uygun değildir. Alevi varlığı bir sistem dönüşümü, yeniden güzel ve faydalı bir varlığa dönüşmeyi hedef alır. Ezberler, kabuller üzerinden değil, anlaşılabilir bağlantılar üzerinden hareket eden bir inancımız vardır. Donadon, “Haqqa yürüme” fikri de buradan gelir. “Devri daim” derin bir düşüncedir. Yok olmama, dönüşme buradadır. Göç etti, “Haqqa yürüdü” denir. “Öldü” denmez. Uğurlama dönülecek yol-yön ‘CANIN CEMALİ’ denilen ‘İNSANI KAMİL’ yüzüdür. “En-el Haq” diyen Hallacı Mansur, Pir Seyid Rıza, Sultan Sahak, Ebul Vefa budur.

Kırklar katarı gidilecek, içinde güçlenerek devri daim olunacak yerdir. 72 şartımız içinde bulunduğumuz dünya sistemi ile uyum içinde paylaşımcı, ahlaklı, iyi düşünceli, iyi işli, iyi sözlü bir hayattır. Alevi düşüncesinin özü bu 72 şarttır. ‘İNSANI KAMİL’ olma ulaşabileceğimiz en yüksek mertebedir. ‘ İnsanı Kamil’ hem yaşarken hem de  devri daime girildiğinde ulaşılacak güzel, bilge ehli kamil insan makamıdır. Devrimizin daimi sonu varlıkta ve gittiğimiz yolda buna ulaşma, bunu hak etme, bunu yaşam ve yaşatma üzerine kuruldu, böylece güzelleşerek, güçlenerek geleceğe aktarılmalıdır. Alevi inancında Hakk’a yürüyen bir can, beden varlığı yok olsa da canlılığı başka bir donda, farklı bir canlıda yeniden doğacağı inancı vardır. Bu bir yeniden doğuştur. Devri daim olsun devri daim düşüncesi bu anlayıştan gelir.

Alevi öğretisinde Hakk’a yürüme dışında  ‘ikrar’ verme de bir ‘ölümdür’ . ‘Ölmeden önce ölmek’ ikrar da olur. Bu da kendini terk etme, ‘insanı kamil’ olmanın eğitim, ocak yoludur. Yeni bir insan olma anlamına gelir. Yola bu ikrar ile geçilir.

Rızalık isteme

Alevi düşüncesinde hakka uğurlama erkanı çok az değişikliklerle bütün bölgelerde aynı tarz ve söylemle yürütülür. Başta Rızalık istemeolmaküzere yürütülen ErkanlardaGılbang ritüeli uygulanır. Ozanlardan, erenlerden deyişler çalınır ve konuşmalar felsefeyi anlatacak tarzda yapılır.Buradaki örnekler bu bakımdan verilmiştir:

“Değerli canlar bugün aramızdan ayrılan, Devri daim yolculuğuna çıkan canımızı, Hakk’a uğurlamak için toplanmış bulunuyoruz. Sonsuzdan gelip sonsuza gidilen bu alemde, tabiatta binbir hale büründük.Erenler, (Canımız) Bir devri tamamlayarak Haqile Haq oldu.Bizim inancımızda ölüm yoktur. İyiye güzele evrene faydalı bir dönüşme vardır.”

 Biçiminde söylenir, bu söylem görüldüğü gibi bütün tarihsel felsefeyi içerisinde barındırır.

Alevi yolunda Hakk’a yürüme erkanı üç aşamalıdır: “Rızalık Meydanı. Hak Meydanı. Toprağa Sırlama Meydanı.”

“Aramızdan ayrılan Erenlerimizi (Canımızı)Hakk yolculuğuna hazırladık, yolu açık, makamı ışık, devri daim olsun. Her an, her zaman, bir yaşamın sonu başka bir yaşamın başlangıcıdır. Bizler Hak’tan geldik Hakk’a gideriz. Canımız bir devri tamamlayarak Hakk’a yürüdü, Xwuda ile buluştu. Yeni bir dona, yeni bir cana karışacak. Hepimiz bu yolu izleyeceğiz. Bütün Hak’ka erenler aslına-nesline döner. Bu menzilde sevgili Canımızın Hakk’a kavuşmasını, geride kalan aile efradına ve sevenlerine sabır, sağlık, başsağlığı diliyoruz.”

Alevilikte devir ölümle yaşamla sınırlı değil. Birçok eğitim süreçlerinden geçen insan insan-ı kâmil olur ve ondan sonra artık geldiği kaynağa geri döner. Yani hak ile hak olur. Aksi durumunda ise çeşitli formlarda insan-ı kâmil olununcaya dek bu süreç devam eder. Çünkü ruh hâlâ hamdır, yani ham ervahtır. Devir kuramı Aleviliğe hastır ve hiçbir semavi din, devir inancını kabul etmez; çünkü bu inanç cennet ve cehennem kabulüne terstir.Alevilerde ölüm algısı sadece biyolojik ölümle sınırlanmamaktadır. Alevi öğretisindeki İkrar Cemi önemli uğraklardan birini oluşturmaktadır. İkrar Cemi’nin ana konusu “ölmeden önce ölmek” , iradi bir biçimde dedenin ve cemaatin önünde talibin yola baş koymasıdır. Bu ikrardan sonra talip arınmış ve ikinci masumiyetini kazanmış olarak, bundan sonraki hayatında en güzelini yaşamaya ve yaşatmaya koyulur. Buda ancak nefsin öldürülmesi ve bedeni isteklerin sınırlanmasıyla mümkündür.

Alevilikte “Can”ın Hakk’a yürümesi, tümden bir“yok oluş” değildir. Bu bir don değişimidir, beden değişimidir, varlığın özüne dönmesidir. Öğretimize göre Can kendini yetiştirmek, makamları ve kapıları geçerek daha yüce bir Can olmak üzere yaşama geri dönmek ister. Düşüncemize göre yaşamı belirleyen bu devri daimi, kaimi, rızalığı gerçekleştirmeye çalışırız. Alevilikte bu düşünmenin, inanmanın gerçekleştirildiği ilk erkânlar cemlerdir. Cemlere rızalıkla girilir ikrarla çıkılır. İkrar Alma Erkânı aynı zamanda bir “yeniden doğum” olarak görülür. Bir anlamda bedensel doğum yanında ruhsal bir doğumla “can” olunur. Bu husus toplumumuzun erkânlı topluluğuna ve yeni bir yaşama katılmak olarak değerlendirilir. Kürd Aleviliği etnik bir inançtır. Bizdeki bu erkan ikrar-Müsahiplik erkanıdır. İşte bu yola girmeyenler dar’dadırlar, ya da girememiş olanlar "dar katı" olarak görülür. Hamlıktan kurtulan Can ise yaşam devrini, “devri kaim”ini tamamlayarak Hak’la Hak olur, bütünleşir.

Büyük felaket ve acılar

Kuzeybatı ve Batı Kürdistan merkezli büyük deprem Maraş ve Afrin Merkez olmak üzere Alevi Kürd nüfusun yoğun yaşadığı ve devletin sürekli bir göç politikası ile demografik dengeyi bozduğu; Maraş, Pazarcık ve Elbistan merkezleri olmak üzere Kürdistan’da büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Kürd Milletinin başı sağolsun. Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı ve yaralılara biran önce sağlıklarına kavuşmalarını diliyor, acıyı derinden hissediyoruz.

Not: İkinci bölümde Zerdüşti, Yarsan-Kakai ve Ezidi Hakka Yürüme Erkanları işlenecektir.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)