Kürdler, seçimler ve asabiyye meselesi
Asabiyye kelimesini duymuşluğunuz var mı? İbn Haldun’un tariflediği şekliyle asabiyye, fizikteki yüzey gerilimine benzer bir kavram. Türk seçimleriyle değil, Kürdlerin seçimleriyle çok ilgisi olan bir kavram. Önce kavramla başlayalım ve sonrasında bakalım kavram bize olan biteni anlamada yardımcı oluyor mu diye.
Yüzey gerilimi
Yüzey gerilimi bardak dolusu suyu taşırmak için damla damla su eklediğinizde gözlemlediğinizdir. Su seviyesi bardağin üstüne çıkar, bir damla, bir damla daha ama su taşıp boşanmaz. Bunun sebebi yüzey gerilimidir. Su moleküllerinin bir arada durma isteği deyin. Bu prensibi suyun üstünde kayarak giden uzun bacaklı küçük böceklerde kullanırlar. Su moleküllerinin birarada durma isteğini kullanarak su üzerinde batmadan durabilir, hareket edebilirler.
İbn Haldun’un asabiyyesine geçmeden bilimden bir kuramla devam edeyim.
Pauli Dışlama Prensibi
Atomlar seviyesinde maddenin bir büyük boşluk olduğunu muhtemelen duymuşsunuzdur. O kadar ki, madde diye bildiğimiz şey %99.999999... oranında, yani neredeyse sonsuz oranda bir boşluktur. Öyleyse nasıl oluyor da elinizi duvardan itelediğinizde eliniz bir hayalet gibi duvarın bir tarafından girip diğer tarafından çıkmaz? Bunun sebebi sizi ve duvarı oluşturan atomların etrafında yörüngede olan elektronlardır. Atom çekirdeklerinin etrafında ‘dans eden’ atomlar, iki ayrı obje birbirine ‘ittirildiğinde’ atomik ölçekte yörünge değiştirmeye zorlanırlar. Herhangi bir fiziki kuvvet o ölçekte çok yetersiz kalacağından iki nesnenin elektronları bir nesnenin diğerinin içine girişine imkan vermezler. Diğer bir deyişle parmağınızla duvar arasında temas olmasına imkân vermezler. Bu duruma tercümeyle şöyle de diyebilirsiniz: bir nesneyi elinize aldığınızda, elinizi duvara bastırdığınızda, temas diye bilip hissettiğiniz şey aslında temasın olmayışıdır. İki farklı cisim arasındaki uyumsuzluk da diyebilirsiniz.
Yüzey gerilimi ve Dışlama Prensibi. Aynı moleküllerin birarada durma isteği. Dışarıdan gelene karşı bütünlüklü durma gücü. Nasıl derseniz. Aşağıda anlatmayı deneyeceğim asabiyyeyi bu iki nazarla anlamayı deneyin.
Asabiyye
Wikipedia’da İbn-i Haldun'un (1332 – 1406) asabiyyesi “bir grup içindeki yardımlaşma ve şeref duygusundan gelen ve dış düşmanlarla uğraşma gücü veren bağ” olarak tanımlanıyor.
İbn Haldun yaşadığı dönemde en üst asabiyye olarak dini tanımlamış. Buna göre, devletten daha alt aşamadaki küçük topluluklarda kan bağı asabiyyesi yeterli iken, devlet aşamasında kan bağı yeterli olmaz ve devreye daha güçlü bir asabiyye olarak din girer.
Gözlemlendiği dönem ve coğrafya için İbn Haldun’un asabiyyesinin din ile taçlanması anlaşılır ama modern çağda en güçlü asabiyye, toplulukları bir arada tutan en güçlü bağ, etnik kökenden gelen millet asabiyyesi (veya aidiyetidir). Avrupa’da başlayan reform ve sonrasında rönesans dönemlerine kadar din aidiyeti veya asabiyyesiyle tanımlanan topluluklar bu dönemle birlikte dini terk etmedilerse de daha güçlü olan etnik kökenli seküler millet asabiyyesiyle bir araya gelir oldular.
Biz Kürdlerde “geciken milletleşme” dediğimiz şey Kürd millet asabiyyesini oluşturamayışımızdır.
Türk uydurması Kürd feodalizmi
Gözümü siyasete açtığımda kendi toplumumla ilgili bana öğretilen ilk şey gerici ve feodal bir toplum olduğumuzdu. Buna göre çok zalim ağaların elinde topraksız köylüler ancak kölelerinkiyle kıyaslanabilecek acınası hayatlar yaşıyorduk. Bunu bana öğretenler, Felsefenin Temel İlkeleri veya benzeri saçma kitaplardan ezberledikleri zırvayla toplumumuza zalim feodaller uyduruyorlardı. Bunun Kürdlerin Kürd asabiyyesi geliştirmesine engel olmak için uydurulmuş Türk Devlet yalanı olduğunun farkına hiç varmadan.
Türk seçimleri
Türk seçim sonuçlarına dair her analiz yapılıyor ve yapılacak da. Ben de sanırsam kendi analizimi yapma hakkına sahibim.
Ben seçime beş ayrı grubun girdiğini not ediyorum. İslamcılar, ırkçılar, komünistler, CHP ve YSP. Sizle oy oranları ve yüzdelerini yuvarlayarak paylaşayım.
İslamcılar: 21 milyon 800 bin oy, %38.4
Irkçılar: 12 buçuk milyon oy, %23.1
Sol: 1 milyon 130 bin oy, %2.1
CHP: 13 milyon 770 bin oy, %25.3
YSP: 4 milyon 790 bin oy, %8.8
Asabiyye Türk seçimlerinde nasıl rol oynar?
Meseleyi Kürd asabiyyesi üzeri ele aldığımı sanırsam anlaşmışsınızdır.
İbn Haldun’un devrinden başlatırsak, Mirliklerimizi yitirdiğimizin sonrasında modern topluluklarla karşılaştığımızda asabiyye veya aidiyet olarak üstümüzde din varmış. Bu da ayıp, utanılacak veya geri bir şey değil. Tam tersine, İdris-i Bitlisi Safavilerin yıkımından korunmak için Osmanlı tarafına geçtiğinde din imiş asabiyye, siyasi aidiyet, ve buyrun size Şafii Kürdlerin tarihi. Aynı şekilde Şah İsmail’in Safavileri içerisinde olan Kürdler de bugünkü Berfırat’taki Alevi Kürdlüğün tarihi. O asabiyye üzeri gelişiyor. Buna uygun şekilde Ezidiliği, Kakailiği, Feyli, Şebek ve Şii Kürdlüğü geçmişin asabiyyelerinin mirası sosyal vakıalar olarak tek tek tanımlayabilirsiniz. Ve hatta zamanı daha geri aldığınızda Kurmanc, Soran, Zaza ve Goran bahsinde, hatta her alt-lehçe bahsinde karşınıza yine başka bir tarihi kırılma; kabile, aşiret, dil, din vb üzeri devam eden bir başka asabiyye çıkacaktır.
Sürü hayvanı olarak insan topluluğu
Sosyal meseleler aynı zamanda siyasal meselelerdir ve siyasal meselelerde bilgi kuramına giriş için aklınıza gelecek ilk cümle her zaman “İnsan sürü hayvanıdır” olsun.
İnsanın diğer hayvanlardan en belirgin farkı da bilinç sahibi olması. Bu;
- *bireysel var oluş bilincidir
- *memlerle aktarılan ortak kültür öğeleri ve davranış kalıplarıdır
- *hikayelerle kuşaktan kuşağa aktarılan ortak hafıza, topluluk bilincidir
Millet sürüsü, asabiyyesi, bilinci
Kendimize millet diyoruz ama birbirimizle ilişkilenmelerimize baktığımızda bir millet asabiyyesi taşıdığımızı söylemek çok zor. Millet iddiamıza rağmen bir Kürd asabiyyemiz yok. Yok ama Türk ve Farsların bizle siyasi lişkilenmelerine bakınca hem konsepti çok iyi bildiklerini hem de Kürdler arası millet asabiyyesi gelişmesin diye özel çaba içinde olduklarını görmemek mümkün değil. Bunun bir örneği Türk Devlet sisteminin bahse konu seçimleri olsun. Yukarıdaki rakamlara bakıp kendiniz cevaplamayı deneyin.
- *İslam asabiyyesi üzeri kaç Kürd oyu İslamcı partilere gitmiştir?
- *Sol asabiyye üzeri kaç Kürd oyu sol partilere gitmiştir?
- *Alevi asabiyye üzeri kaç Kürd oyu CHP’ye gitmiştir?
Dahası şudur. Milli aidiyet altı asabiyyeler üzeri şafii/alevi, sol ve seküler asabiyyeli Kürdler Türk gruplarıyla ilişkiye geçebiliyorken bu siyasi partilerin tamamı kendilerini Türk asabiyyesi üzerinden tanımlarlar. Yani Türk Devleti’nin siyasi partileri Türktürler ama bu partilere oy veren Kürdler din, sol veya sekülerlik üzeri bunlarla ilişkilenir, oylarını bu asabiyyeler üzeri verirler. Bu partiler Kürdlere yönelik retoriklerini ayarlarken bu asabiyyelere dikkat eder, ürkütücü olmamaya, hatta kapsayıcı olmaya itina gösterirler. Bu şekilde desteğini aldıkları Kürdleri daha ileri aşamada partilerde çeşitli aşamalarda görevlendirir ve elbette zaman içinde de Türkleştirirler. Zira şafii/alevilik üzeri din, siyasal sol veya seküler modern asabiyyeler bu gruplara yaklaşan Kürdler için belirleyici aidiyet iken aynı partilerdeki Türkler için sadece Kürdlerle ilişkilendiklerinde manalıdır. Yani İslamcı Türk, Alevi Türk veya solcu Türk yoktur. Türk vardır. Din, siyaset veya modernlik Türk asabiyyesinin alt konu başlıklarıdır. Millet asabiyyesi bu tür asabiyyelere aşkın veya üst olduğundan bunda bir sorun da yoktur. Sorun bizde.
Kendimi örnek verecek olursak öteden beri kendimi Kürd’den başka bir kimlikte tanımlayamadım. Onaltı yaşında kendimi bir anda içinde buluverdiğim sol ile ilişkilendiğimde de Kürd’düm ben, tüm o sol klasik kitapları okudukça keşfettiğim özgürlükçü liberal kimliğimle de Kürd’üm. Kürd’üm ben. Dolayısıyla herhangi bir Kürd’le karşılaştığımda Kürdlük asabiyyesi üzeri “Bizden bu” diyeceğim biriyle karşılaşmış oluyorum. Örnek verecek olursam, anne – babamın Alevi olması bende bir Alevi asabiyyesi yaratmıyor. Öyle bir aidiyetim yok. Kürd kimliğim var benim ve başka her kimliğim bunun alt başlıkları.
Yüzey gerilimi ile başladım yazıya. Bir şey kendi benzerleriyle birarada olma isteği gösterir. Bardakta birarada duran su, uzay istasyonunda, yerçekimsiz ortamda aynı sebepten orta yerde bir balon gibi durur. Yerçekimi yok diye dağılıp saçılmaz. Yüzey gerilimini asabiyye diye düşünün. Biz dediğimiz şeyi tanımlayabilmektir. Bir diğer Kürd’le biraraya geldiğinizde sahip olmanız gereken “Bu bizden” hissidir.
Pauli Dışlama Prensibi ile devam ettim. Atomun integritesi yani bütünlüğü o kadar sağlamdır ki, fiziki ölçekte neredeyse sonsuz derecede boşluk olan nesnelerin bir diğerinin içlerinden geçip gitmesine imkan vermezler. Böyle olduğu içindir ki atomlar tüm evreni var edebiliyorlar.
İbn Haldun asabiyyeyi tanımladığı kitabında, daha önceki yazımda değindiğim Amerikalı antropolog Elman Service’in toplumları siyasal olarak tasnif eden çalışmasına da öncülük etmiş. İbn Haldun elbette milleti öngörememişti ama asabiyye ile “grup içindeki yardımlaşma ve şeref duygusundan gelen ve dış düşmanlarla uğraşma gücü veren bağı” sağlam bir şekilde tanımlamıştı.
İbn Haldun da, Elman Service de toplumların siyasal tasnifleriyle uğraşan insanlar. Tabiatında sürü hissiyle dünyaya gelen insanın daha büyük toplulukları nasıl oluşturduklarını, nasıl örgütlediklerini, birinden diğerinin farkını izah etmişler.
Biz Kürdlüğü tartışırken, Kürdlük var olsun derken; Kürdler birlik olsun, ülkelerinde mutlu ve refah içinde yaşasınlar darken, bu yönde siyasi örgütlenmeler içine girerken Kürd asabiyyesinin oluşmasını, sağlamlaşmasını istiyoruz demektir. Biraraya geldiğimiz zamanlarda yaptığımız bunu realize etmektir.
Kendinizden başlayarak kritik nazarla gözleyin. Millet asabiyyemiz ne kadar gelişkin? Takip ettiğimiz politika, bize ulaşan ve memlere dönüşerek tekrarlanan kalıp sözler, aday seçimleri, siyasi formülasyonlar millet asabiyyemizin gelişmesine ne kadar katkıda bulunuyor?
Seçimler ve ilintili olarak Kuzey Kürdistan’da Kürd siyasetinin aldığı destek bağlamında da şöyle düşünün. Kürdlükten aşırdığınız sürece, yani Kürdlük vurgusunu azalttığınız takdirde, hadi açık diyelim, hokus pokusla Kürdlüğü bir siyasi tercihle değiştirdiğiniz sürece Kürdleri, size en başta yönelmelerine sebep olan Kürdlük asabiyyesinden düşürür, din veya başka mefhumlarla Türk asabiyyesinin alt başlıklarından birine itersiniz.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)