Çöldeki Meşe Ağacı

Kürd milleti tarihte büyük medeniyetler kurmuş, bölgeyi tümden denetiminde tuttuğu dönemlerden bugüne tarihe, kültür ve medeniyete büyük katkılar sunmuştur. Uzun dönemlerde ise kontrolü kaybetmelerinden dolayı yaratılan medeniyet ve kültür misyoner ve işgalci güçler tarafından sahiplenilmiştir ve manipüle edilmiştir.

Avesta’dan Şühreverdi ‘İşrak Felsefesi’ne kadar bu böyledir. Fakat yeni dönem, 1991 sonrası devletleşmesi bu tarihi, kültürel ve medeniyet talanını yeniden milletinin hizmetine sunmuştur.

Kürd milleti tam bir Phoenix mitolojisi tecrübesidir. Gerçek bir Phoenix denilebilir. Her defasından, her bölgeden büyük zorluklara rağmen kendi küllerinden yeniden doğma örneği göstermiştir. Hem de daha güçlü ve etkili bir biçimde tarihte yerini almıştır.

Yeni ve merkezi örneği Ortadoğu’nun genç devleti Erbil başkenti, bir çekim merkezi durumdadır.

Bu günlere nasıl gelindi?

Ölümsüz Barzani’nin uzun yürüyüşü, Kürdistan’ı kurdu. Eylül 1961’de başlayan Eylül Devrimi bütün Kürd milletinde etkili bir ruh oluşturdu. Bunu gören işgalci güçler, Cezayir Antlaşması ile etkiyi kırdılar. Güçlü dört işgalci saldırıya karşı milletimizin fazla bir şansı olmadı.

Ara dönemler sayılmazsa, 1975’de başlayan ve 1991 Özgürleşme dönemine kadar dört ayrı dönemde planlı bir tarzda dünyanın ve sessiz 40 milyon Kürdün gözleri önünde, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki katliamları aratır boyutta soykırım ve katliam uygulandı.

  • Birinci dönem 1975 yılında, Barzan bölgesinde Necef çöllerine, Al Qadisiyyah bölgesine sürgün.
  • İkinci dönem ilk dönem sürgünlerinin daha çok Bağdat’a, kısmen de Barzan’a dönüşler ve dağılma 1980’lere denk geliyor.
  • Üçüncü dönem daha ayrıntılı ve bütün Kürdlerin yaşadığı bölgeler olmak üzere, Erbil çevresi, Barzan bölgesi ile Bağdat ile çevresindeki Kürd nüfusu hedeflenmiş, Enfal katliamına hazırlık niteliğinde 1983’te başlatılıyor. Sürgünler öncekilere göre daha zor, tam çöl bölgesine Kuveyt ile Suudi Arabistan sınırlarına yakın, Shihiyat Al Busayyat çevresi. Şartlar toplama kampı, çöl sıcaklığı. Yaylalardan Arap çöllerine. Barzan milli ruhu ve dayanışması ile ayakta kalınıyor.
  • Dördüncü dönem ise Halepçe ve Enfal sürgünlerinin vatana Barzan’a dönüş dönemleri yıl 2005 ile 2014 arası.

Resmi kayıtlarda 100 bin, Kürdistan kayıtlarında 180 bin Kürd kırıma uğratıldı. Bu sayı dönemlerin nüfusunun %10’una denk gelmekteydi.

Kürdler Arap çöllerine yok edilmek için sürülmüş. Barzan serinliğinde çöllere sürülen bu sürgünler her zorluk dışında çöl sıcakları üzerinde ayrıca çeşitli hastalıklarla kırıma uğratılmıştır.

Enfal Katliamı 1986 yılanda bütün Başur Kürdistan’ı hedefleyerek başlatılmış ve başarıldığı düşünüldüğü 1989 yılında sonlandırılmıştır. Sadece bu dönem nerdeyse bütün Başur nüfusu etkilenmiştir. Erkek nüfusun %15-50’si etkisiz hale getirilmiştir. 4 bin ile 5 bin arası köy yok edildi. Sadece Enfal’de 8 bin Barzani katledildi. Göçertilen geri dönemeyenler eklendiğinde tam bir soykırımdır. Bilindiği gibi Saddam ve işgalcilerin amacı milli direnişi, bilinci kırmak ve devletleşmeyi engellemektir. Bu katliamın kayıplarının trajik bir ortaya çıkış öyküsü var. Barzan’daki Enfal Katliam anıtı sembolü bu trajediden alınmış.

Çöldeki meşe ağacı, bir Barzan çocuğun oynarken cebinde unuttuğu, palamut ‘beru’ unutulmaz bir tarihin şahidi oldu. Barzan bölgesi  ve Pirmeser dağları arasında bir kale. Her tarafı meşe ağaçları ile dolu. Şeyh Ahmet 1900 lerde  kesmeyi yasaklamış. Doğal çocukluk oyunu, meşe ağacında dökülen palamut, Kürdistan dağlarında Zap suyu kenarında çocuklar ne ile oynar. Oyunda cepte unutulan palamut Arap çöllerinde Barzan Kürd çocuğun kanı ve eti ile yeniden Barzan dağlarındaki gibi yeşerir. Toplu mezar araştırmacıları, Barzan'da yetişen meşenin burada nasıl olabileceğini düşünürken, Enfal toplu mezarı ortaya çıkar.

Enfal Kuranda bir ayet: Enfâl Suresi, birinci Ayet: “Sana ganimetleri soruyorlar. Ganimetlerin Allah’a ve Resulüne ait olduğunu söyle!” diye başlar. Kur’an da 8. sırada yer alan Enfal Suresi 75 ayettir. Sure’de Bedir savaşı ganimetleri paylaşım kuralları anlatılmakta ve Müslümanlar arası kardeşlik ve barış içinde yaşama öğütlenmektedir. Kürd soykırımında savunma maddesi. İşgalciler Sure’nin ganimet kısmını uyguladılar. Barış ve kardeşlik bölümü bu sefer ve hiçbir zaman Kürd’e uygulanmadı.

Halepçe başka bir acı. Modern dönemde kimyasal silah yalnız Kürdlere karşı kullanıldı. 5 bin ölü, göç ve kalıcı hastalıklar. Katliamlar çeşitli ülkeler tarafından soykırım olarak tanındı. Bu daha da yaygınlaştırılmalı. Daha da önemlisi Kürd milleti bunu bilmeli. Güçlü milli birlik bir daha trajedilerin yaşanmamasının garantisidir.

Artık Kürd milleti bu fırsata dört elle sarılarak koruyup geliştirmeli. Ancak milli geleceğe böyle yürüyebiliriz.

Not:

- Genel tarihi bilgi-referanslar Dr. Mohammed İhsan.

- Başkan Mesud Barzani tarafından kaleme alınan ‘Tarihe Not’ kitabı gerçek ve ayrıntılı bir kaynak oluşturmuştur. Detaylı, milli bilgilere kitapta ulaşılabilir.

- Tarihin tanıklığı Kürdistan’da, Barzan Enfal Müze ve Anıt Mezarlığı, Halepçe Anıtı ve Anıt Mezarlığı, Süleymaniye, Amna Suraka Hapishanesi canlı anıt-müzeler. Bunlar bütün Kürdler tarafından ziyaret edilmeli ve tarihte ders çıkarılarak bir daha yaşanmaması sağlanmalı.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)