Şiiler bizi nasıl anlar?
Saddam rejimi yıkıldığından beri, Kürt-Şii ilişkileri hakkında Erbil-Necef Forumu kadar şeffaf ve yakınlaştırıcı başka bir buluşma gerçekleştirilmedi. Rûdaw Araştırmalar Merkezi geçmişte çok önemli işlere imza attı ancak bu defa ki çalışması Kürdistan ve Irak için hem zamanlama ve hem de sonuçları açısından çok önemliydi.
Saddam rejimi yıkılmadan önce Şii muhalif liderler Kürdistan liderlerle devamlı alışveriş içerisindeydi ve kapsamlı toplantıları da olmuştur. Hatta bazılarının tarihi Kürdistan dağlarında, Pirmam ve Erbil’deki otellerde geçmiştir. Erbil-Necef Forumu’nda dile gelen bazı sözler Irak’ta diktatörlüğün yıkılması amacını taşıyan ancak daha sonra birço Şii liderin görmezden geldiği bu gönülbirliği ve ortak çalışmayı hatırlatır mahiyetteydi.
Bu defa da Iraklı gençler başarısızlıkla sonuçlanan dönemin Şii muhalefetinin mevcut iktidarına karşı bir devrim başlatmış durumda. Naçizane bu devrimin hayali sonuçları doğuracağını beklemesem de bugünkü Irak’ın artık hiçbir şekilde yarınki Irak gibi olmadığını ve çok şeyin değişeceğini de biliyorum.
Tam da böylesi bir zamanda Erbil’in değişen Irak’ta diğer bileşenler ve önemli aktörlerle buluşması gerekli bir şeydir. Bu nedenle Erbil-Necef Forumunun sonuç bildirgesinde de dile getirildiği gibi, katılımcılar sürecin hassasiyetini ve beklenmedik değişimlere yol açan sonuçlarını anlıyor. Aynı şekilde Erbil-Musul (tüm bileşenleri ile), Kürtler-Kerkük (Arap ve Türkmenlerle) ve Kürt-Sünni konulu forum ve buluşmalar da acilen gerçekleştirilmelidir.
Irak’taki bileşenler, özellikle de Kürtler kendi istekleri ile kaderbiliği yapmış değiller. Bu statü oluşturulduğundan beri de bu bileşenler birlikte oturup böyle bir buluşma gerçekleştirmiş değil, bunun yerine her zaman siyasiler halklar adına oturmuş, bugün ve gelecek hakkında kararlar almıştır. Bu karalar da kişisel, yerel ve bölgesel ideolojik ve siyasi oyunların çıkarına olmuştur ki çoğu zaman Irak halkına felaket getirmiştir.
Fakat liderler değil de halkla içiçe yaşamaya yakın kişiler birlikte oturduğunda hassasiyetler ve anlaşmazlıklar da daha az oluyor. Bu da hem taratların birbirlerinin fikirlerinden etkilenmesine ve tecrübelerinden yararlanmasına (özellikle de federe sistemin derinleştirilmesi hususunda) ve hem de seçmenlerin, sonuçta da siyasilerin tavırlarının da olumlu anlamda değişmesine etki ediyor.
Örneğin Erbi-Necef Forumu gibi buluşmalar devam ederse ki devam edeceğe benziyor ve bird ahaki form Necef’te olacak, artık Şii siyasiler büyük yalanlarla, Kürdistan halkına karşı meşru olmayan düşmanlık söylemleriyle gidip Necef’te halktan kolayca oy alamayacaktır. Aynı şey Kürdistan için de geçerlidir.
Bölgedeki Şii, Sünnü, Türk ve Fars akıl ve vicdanı bu şekilde muhattap alan model Kürtler için çok önemlidir. Bu güne kadar da Kürt halkı ve devriminin bölgedeki halklarla ilişkilerini sağlayan temel köprü Kürdistan’ı haksız şekilde işgal eden devletler, başkentleri ve resmi medyaları üzerinden geçiyordu. Onlar da, Kürtleri anlamama yaklaşımını ortadan kaldırmak bir tarafa, Kürtleri kötü anlama ve halklarını da Kürt düşmanlığına yönlendirme konusunda önmeli bir rol oynamışlardır.
Bu yüzden önümüzdeki süreçte Kürdistan’ın askeri ve diplomatik güçle yapamadığını yumuşak güçle (soft pawer) yapabilme konusuna çok daha fazla yoğunlaşması lazım.