Kuşkusuz Muhammed el-Halbusi'nin meclis üyeliğinin Federal Mahkeme tarafından sahtecilik gerekçesi ile düşürülmesi ve dolayısıyla Meclis başkanlığı görevinden alınması, son günlerde Irak'ta yaşanan en önemli olaylardan. Bu olay, önümüzdeki ay yapılması planlanan il meclis seçimlerini doğrudan etkileyecektir. Buna ilaveten, Irak'ta genel siyasi durumunu de etkileyebilecek kapasiteye sahip.
Halbusi kararı, her şeyden önce Kürdistan Bölgesi ile ilgili tartışmalı kararlarından sonra, Federal Mahkemenin, nasıl Irak siyasetinde etkili bir kurum haline geldiğini gösteren bir olay. Irak'ta yolsuzluk ve devlet kurumlarını parti veya bireysel çıkarlar için kullanma ve sahtecilik yapma örnekleri çok, dolayısıyla kararın gerekçesi ne olursa olsun, bu kararın siyasi boyutu daha çok ilgi çekiyor.
Bu kararın birinci sebebi, Halbusi'nin Irak'ta Sünni siyasetinin güçlü lideri haline gelmesi ile ilgili. Halbusi, Müslüman kardeşleri ile bağlantısı olan Irak İslami Partisi’nin birçok liderinin, eski başbakan Nuri Maliki döneminde mahkeme kararı ile uzaklaştırıldığı dönemden sonra ve IŞİD savaşı döneminde, Sünnilerin lidersiz kaldığı bir arada, Iran yanlısı grupların yardımı ile Meclis başkanlığına seçildi. Nitekim Kasım Süleymani ve Abu Mehdi Mühendis’in rızası olmadan, o dönemde 37 yaşında olan Halbusi'nin meclis başkanlığına seçilmesi düşünülemezdi. Ancak Halbusi'nin pragmatik siyasi çizgisi onu Irak'taki Sünni siyasetinin güçlü bir lideri haline getirdi. Ortadoğu'da, Türkiye ve Arap ülkeleri ile olan ilişkisi, bunu pekiştirdi. Ancak, 2021 erken seçimleri sonrasında, Sadr ve Barzani ile yaptığı anlaşma ile diğer Şii grupların tepkisini çekti. Ondan önceki süreçlerde ise, 2020’de, Irak parlamentosunun Kasım Süleymani ve Abu Mehdi Mühendis’in öldürülmesi olayı ile ilgili aldığı karar sürecinde, bazı Şii grupların tepkisini çekmişti.
Halbusi, geçen yıl eski rakibi olan Hamis Hançer ile beraber yaptığı Türkiye ziyaretinden dolayı, birçok Şii lider tarafından eleştirilmişti. Ama onlar açısından asıl sorun, Şii lider Muktada Sadr ile yaptığı anlaşmaydı. Onların gözünde Barzani gibi, Halbusi artık Şii iç siyasetinin dinamikleri ile oynayan bir politikacı haline gelmişti. Hükümet kurulmadan önce, Erbil gibi, Halbusi'nin bazı ofisleri silahlı grupların hedefi haline gelmişti.
Muktada Sadr'ın ani bir kararla meclisten çekilmesi, Iran yanlısı grupların hükümet kurma yolunu açtı. İlk başta bu grupların, hükümeti kurmak için her iki güçlü Kürt ve Sünni partiye ihtiyacı vardı, ama daha sonraki dönemlerde her iki partiyi zayıflatmak, 2021’deki durumunun tekrarlanmaması için Şii grupların amacı hâline gelmişti. Erbil'e karşı bütçe ve mahkeme kararları ve Halbusi’ye karşı ilk başta, ona rakip Satam Abu Rişe, Ali Hatam Süleyman gibi bazı Sünni aşiret reisleri ve bazı Sünni siyasetçileri desteklendi. Ayrıca, Ayad Samarayi liderliğinde Azm, Hasm ve bazı eski Irak İslami parti liderleri ve eski Sünni siyasetçilerin hu yılda yapılması planlanan yerel seçimlere katılmaları, Halbusi'yi zayıflamak için uygun bir zemin teşkil etmişti.
2022 de, hükümetin kurulmasının ardından Halbusi'nin Meclis başkanlığından alınması konusu, her zaman siyasetin perde arkasında konuşulan ancak zayıf bir ihtimal kaldı. Hatta Halbusi'nin yerini alacak, Mahmud Meşhadani veya eski savunma bakanı Halid Ubedi gibi isimlerin olabileceği dönem dönem dile getiriliyordu. Dolayısıyla, Halbusi'nin görevden alınmasının hukuki gerekçeleri ne olursa olsun bu, Sadr-Barzani-Halbusi üçlüsünün konumlarının zayıflatma girişimi gibi algılanabilir. Nitekim Erbil yönetimi bir yılı aşkın süredir çok taraflı ekonomik ve siyasi baskı altında olduğu gün gibi ortadadır. Halbusi'nin görevden alınması Sünni bölgelerinde özelikle Anbar'da dengeleri etkileyebilir ve ona rakip olan Azm, Hasm veya bazı Sünni bölgelerinde bazı Şii grupların adayları için müjdeli bir haber niteliğinde.
Halbusi'nin görevden alınmasının zeminini hazırlatan ikinci neden ise, ABD'nin Anbar vilayetindeki varlığı. Bilindiği gibi özellikle son dönemde Irak ve Suriye'de ABD askeri varlığına karşı hareket eden Irak İslami Mukavvama grupları ABD askerlerinin Irak'ı terk ettirmek için zorluyorlar. Bu stratejinin siyasi ayağı ise, ABD'ye lojistik destek sağlamaya uygun olan Anbar'daki siyasi dengelerin değişmesi. Ondan dolayı Asayib Ehli Haq ve Hizbullaha yakın bazı seçim listeleri Anbar'daki yerel seçim için kendi adayı listelerini çıkardılar.
Bu yıl, Halbusi'ye yakın en az 3 Anbar sorumlusu, Bağdat tarafından ya görevden alındı ya da tutuklandı. Buna ilaveten Anbar Valisi’nin görevden alınması isteği kulislerde tartışılan bir mevzu. Üçüncü önemli konu ise, Şii siyasetinin iç dengeleri ile ilgili olabilir. Halbusi'nin zayıflaması, her şeyden önce Irak siyasetine güçlü bir dönüş arayışında olan Nuri Maliki ve güçlü bir konuma gelmeyi planlayan Kays Hazali'ye yarayabilir. Halbusi ve Barzani'nin konumunun sallanması, Sadr'ın hareket alanını daraltabilen bir etken. Maliki'nin Kanun Devleti listesi, Sadr'ın yerel seçimini boykot etme kararını fırsat bilerek en azından, Irak güneyindeki 5 vilayette üstünlüğü sağlamayı hedefliyor. Bu gerçekleşirse, Maliki'nin tekrar başbakanlık arzusu için zemin bile hazırlayabilir. Tabi eğer Sadr'ın eski müttefikleri zayıf bir durumda olursa, Mukteda Sadr'ın buna karşı yapabileceği çok şey olmayacaktır.
Ancak, Mukteda es-Sadr'ın eski müttefikinin görevden alınmasına vereceği olası bir tepki ve Sadr-Halbusi ikilisi seçimleri etkileyebilir. Halbusi'nin bakanlarını geri çekmek gibi tutum ise, Muhammed Şiya Es-Sudani’nin hükümet kabinesinde kısa vadeli olarak sorun yaratabilir, ama bu etkili bir adım olmayabilir. Kaldı ki bazı Şii gruplar da hükümetin çalışmalarından hoşnut değil. Ancak Halbusi'nin Sadr'a katılıp boykot çağrısı yapması, seçimlerin yapılması için bastıran, Şii Koordinasyon Çerçevesi'ni zor duruma sokabilir. Eğer ikisi beraber hareket ederse, seçimlerin ertelenmesi büyük olasılık. Ancak KDP'nin desteği olmadan seçimleri erteletmek o kadar kolay olmayabilir. Eğer bunlar olmaz ve Sadr olan bitenlere karşı kayıtsız kalmayı tercih ederse, bugün Irak'ın en güçlü Sünni siyasetçisi olma unvanını elinde tutan Halbusi'nin güneşinin battığı anların yaklaştığını söyleyebiliriz.
Gazze'deki savaş ve bölge ülkelerinin İran ile ilişkisi göz önünde bulundurarak, dış aktörlerin Halbusi'yi kurtarmak için çok ciddi bir çaba harcaması uzak gibi görünüyor. Irak Federal Mahkemesi’nin kararına göre artık Muhammed Halbusi, parlamentonun eski başkanıdır. Hablusi kararı, güvenlik birimleri içerisindeki bir takım değişikler ve Erbil'in zayıflaması, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin Irak’taki politik sahasında gücünü daha da artırdı. Ancak genel olarak bölgenin durumu, seçim meselesi ve Hannana- Anbar-Erbil üçlüsünün izleyecekleri yeni politikalar, bu gücün nereye kadar gidebileceğini etkileyen faktörler arasında.
Ziryan Rojhılati – Rûdaw Araştırmalar Merkezi Direktörü
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın