Amerika’nın parasını İHA’lara verin

2012 yılının başında "Savaş Ekipmanlarını Elde Edin" başlığı altında Kürdistan'ın siyasi liderliğine yönelik bir makale yayınladım. Bu yazıda, Peşmerge Güçleri’nin silah, askeri teçhizat ve lojistik açıdan desteklenmesi gerektiğini ve hızla silahlandırılması konusunda uyarı niteliğinde bir yazı kaleme aldım. Çünkü bölgedeki olaylar ve gelişmeler, sonuçları itibariyle Kürdistan Bölgesi'ni büyük bir savaşla karşı karşıya bırakabilirdi.

O dönemde Irak ve Kürdistan Bölgesi istikrarlı ve güvenli bir durumdaydı, bu nedenle çok az kişi aniden bir savaşla karşılaşacağımıza inanıyordu. Bu yüzden bana "savaş çığırtkanlığı" yapıyorsun diye eleştirildim. Ancak bu yazının üzerinden çok geçmeden yani iki yıl sonra IŞİD savaşı kapımıza dayandı. Eğer Amerika ve Uluslararası Koalisyon Güçleri Kürdistan'ı desteklemeseydi, sadece Peşmerge güçlerinin elindeki silahlarla bu savaşı sürdürmek neredeyse imkansızdı.

Şu anda bölge genel olarak çatışma ve karmaşa içinde. Kürdistan Bölgesi, o dönemin aksine, şu anda bölgesel ülkelerin oyunlarıyla karşı karşıya. Onlarca silahlı grup ve radikal milis gücü, farklı din ve ideoloji çatısı altında ortaya çıkmaya devam ediyor. Savaş araçları ve gerekçeleri değişti, akıllı silahlar ve füzeler ile insansız hava araçları eski silahların yerini aldı. Tüm bu silah türleri artık bu devlet dışı güçlerin eline geçti.   

Şu anda sahada açıkça bulunan grupların yanı sıra, yeni güç ve grupların sürekli ortaya çıkması için bir altyapı da hazır bekliyor. Geçmişte, bugün ve gelecekte bu tür güçler ülkelerin istihbarat teşkilatları tarafından ucuz ve kolay bir güç olarak kullanılmaktaydı. Bunlar, Kürdistan Bölgesi'nin bir ateş çemberi içinde olduğunu ve kaçınılmaz, korkunç bir savaşla karşı karşıya kalabileceğini gösteren açık ve tehlikeli sinyallerdir.

IŞİD savaşından bu yana 10 yıldır Amerika ve müttefikleri Kürdistan Peşmerge Güçleri’ne askeri, lojistik ve maddi destek vermelerine rağmen, bölgedeki bu "devlet dışı güçlerin" elindeki silahlarla karşılaştırıldığında, Peşmerge Güçleri’nin elindeki silahlar bu radikal grupların silahlarıyla kıyaslanamaz dahi, Peşmerge Güçleri hala bu modern ve gelişmiş silahlara erişmedi.

Askeri açıdan bakıldığında, haklı inançlar, güzel davranışlar ve insancıl tutumlar, cehalet, aşırılık ve fanatizmin önüne geçemiyor. Kürdistan Bölgesi yetkilileri, hükümet ve siyasi partileriyle birlikte çözüm yolları bulmayı düşünmelidir. Bu kimliği belirsiz, doğrudan tehdit ve tehlike oluşturan gruplara karşı engel olabilmenin yolu, Peşmerge Güçleri’nin askeri teknoloji açısından güçlü olmasından geçiyor.

Anayasada Peşmerge'nin bütçe, maaş, eğitim ve silahlandırılması Bağdat'a verildiği için, Kürdistan Bölgesi'nin geçmişte 20 yıldaki gibi Bağdat'ın cephaneliklerinin kapılarını açmasını beklemesi kabul edilemez.

Kürdistan Bölgesi ile Bağdat arasındaki ilişkilerin altın çağı olan 2003-2012 döneminde bile Irak hükümetleri, Peşmerge Güçleri’ne tek bir mermi bile vermeyi kabul etmedi. IŞİD'le üç yıl süren savaş sırasında Bağdat, Kürdistan'a bir mermi vermeye bile yanaşmadı. Gelecekte bunu yapacağını umut etmek mantıksız ve temelsiz bir beklentidir. Bağdat, Kürdün başını kaşıyacak tırnağı olmasını bile istemiyor, bu durumda Peşmerge Güçleri’ni nasıl silahlandıracak? 

Kürdistan, modern silahları elde etme fırsatlarını ve metodlarınnı kendi başına bulmalıdır. Günümüzde, ülkelerin birbirlerine açılması ve çıkarların uluslararası ilkeler ve kurallardan üstün tutulması nedeniyle, silah edinme yolları bir dereceye kadar kolaylaştırılmıştır.

Şu anda odak noktası Bağdat olduğundan ve Kürdistan Bölgesi'nin maaşları Bağdat'tan ödendiğinden, bölgedeki farklı çalışan memurların maaşlarını Bağdat'takilerle eşitleme çabası var. Peşmerge güçlerinin maaşlarının Irak ordusuyla eşitlenmesine öncelik verilmelidir, çünkü Irak ordusu ve Heşdi Şabi Güçleri’nin maaşları Peşmerge'nin aldığı maaşlara göre çok daha yüksek. Irak Anayasası'nda Peşmerge'nin silahlandırılması, eğitimi ve tüm masrafları için belirlenen hükümler uygulanamadıysa da, en azından maaşlarının orduyla eşitlenmesi için girişimlere acele edilmelidir. Erbil ve Bağdat arasındaki bu yeni durum, Kürdistan'ın savunma ve öz savunma kapasitesini güçlendirmek için bir fırsat olarak görülmelidir.

Şu an için atılması gereken bu adımdan amacım, Kürdistan Bölgesi'nin Pentagon'dan aldığı yardımı gözden geçirmesidir. ABD hükümeti uzun yıllardır, her yıl Peşmerge Güçleri’ne büyük miktarda fon sağlıyor. Ancak daha önce Kürdistan Bölgesi yeterli maaş sağlayamadığı için, ABD’den sağlanan fonunun büyük bir kısmı Peşmerge Güçleri’nin birkaç ortak tugayının maaşlarına ayrılıyor. Bağdat'ın maaş gönderdiği şu birkaç ayda, Peşmerge maaşları Irak askerlerinden daha düşük olduğundan, Kürdistan Bölgesi Hükümeti, Bağdat'ın Peşmerge'ye verdiği maaşın üzerine ABD'nin yardımını da ekleyerek Peşmerge Bakanlığı'nın ortak tugaylarındaki güçlerin maaşlarına katkıda bulunuyor.

Eğer Peşmerge maaşları genel olarak Irak ordusuyla eşitlenirse, o zaman ABD'nin kararlaştırdığı ve hem Kongre'nin hem de ABD Başkanı'nın onayladığı, 2026 yılına kadar devam etmesi planlanan ve belki de daha sonra da sürdürülmesi muhtemel olan para miktarı değerlendirilebilir. Bu nedenle, Kürdistan Bölgesi'nin, ABD'nin sağladığı ve aslında lojistik destek, silah ve askeri ihtiyaçlar için olan bu fonu, bir proje çerçevesinde İHA’lar, akıllı füzeler ve savunma sistemleri satın almak için kullanmasını düşünülebilir.

Çünkü kesinlikle bölgesel bir planla, bölgedeki devlet dışı silahlı gruplar Kürdistan Bölgesi'ne karşı kışkırtılacaktır. Kürdistan, eşit olmayan ve uzun süreli bir savaşla karşı karşıya kalma ihtimali var. Bu grupların elindeki silahlar Kürtlerin elindekilerden daha gelişmiştir. IŞİD savaşında yüzlerce Peşmerge, IŞİD'in silahlarına ve patlayıcılarına karşı savunma ekipmanları olmadığı için şehit düştü. Bundan ders çıkarılmalı ve bu vatanın binlerce genci Irak ile Kürdistan Bölgesi arasındaki güç dengesizliğinden dolayı kurban gitmesine izin verilmemelidir.

IŞİD savaşında olduğu gibi, uluslararası toplumun tehditlere karşı Kürtleri doğrudan destekleyeceğine dair hiçbir garanti yok. Bu nedenle, Kürdistan'ın şimdiden itibaren öz savunma mekanizmasını geliştirmeli ve zafer kazanma yeteneğini garanti altına alacak yeterli askeri güç ve yeteneğe sahip olması için çaba gösterilmeli.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)