Türkiye'de anayasa değişikliği ve Kürtler

Türkiye, AKP - MHP ittifakıyla kısa süre önce parlamentoda onaylanan anayasanın 18 maddesiyle ilgili referanduma gidiyor. Türkiye tarihindeki bu önemli olay sonucu sistem değişikliği ortaya çıkabilir. Peki bu değişiklikler Kürtler için neler getirir, onları nasıl etkiler?

 

Parlamentodan geçirilen 18 maddelik paket ve Nisan'da yapılacak olan referandum, ülkede gelirimi tırmandırırken, kutuplaşmaları daha da derinleştirdi.

 

Muhafazakar ve Türk milliyetçiliği kanadı AKP - MHP tarafından temsil ediliyor. Bu cephe anayasa “Evet” bloğunu, sol - Kemalist hareket ve PKK çizgisinde siyaset yapanlar ise “Hayır” bloğunu oluşturuyor.

 

Son seçim sonuçları açısından bakacak olursak, evet bloğu yüzde 49.48 + 11.90), hayır bloğu ise yüzde 25.31 + 10.75) oy oranına sahip. Ancak durum bundan ibaret değil. Bu süreçte oy oranlarını etkileyen birçok gelişme yaşandı.

 

Evet bloğunun önünde 3 engel var:

 

1) AKP - MHP ittifakı, İslamcılarla Türk milliyetçiliğinin birleşmesi, HDP parlamenterlerinin tutuklanması ve “Fırat Kalkanı” operasyonu AKP'ye oy veren Kürt tabanını nasıl etkiliyor? Bu cevap arayan ciddi bir soru.

 

2) MHP tabanının bölünmesi ve parti yönetimindeki anlaşmazlıklar partinin aynı oranda oy alması ihtimalini düşürüyor. Devlet Bahçeli kanadı AKP ile anlaştı. Meral Akşener - Sinan Oğan ve anlaşmaya karşı çıkan yöneticilerin kongre çabaları başarılı olamadı. Ancak parti içindeki çatlaklar henüz kapatılmış değil.

 

3) AKP'deki iç endişeler de oy oranlarını olumsuz etkileyecek başka bir faktör.

 

Hayır bloğunda CHP oylarının çok az farkla, olduğu gibi kalması bekleniyor. Ancak HDP’nin politikası, savaş, olağanüstü hal ve göç, partinin aynı oy oranlarını koruyabilmesi konusunda kafalarda soru işareti bırakıyor.

 

Bazı anketlere göre, kararsız olan yüzde 20'lik bir kesim söz konusu. Bu kesim, iki bloktan hangisinin kazanacağı konusunda etkili bir rol oynayacak. Bu yüzden kampanyaların hararetli geçmesi bekleniyor.

 

Şimdilik sonuçları bir kenara bırakarak şu soruyu soralım: Kürtlerin anayasa değişikliğine karşı çıkma gerekçesi nedir?

 

Eğer parlamenter sisteminin başkanlık olarak değiştirilmesi gerekçe gösteriliyorsa, Türkiye'deki parlamenter sistemin Kürtlere elle tutulur bir şey vermediği ortada. Koalisyon hükümetleri ve karar merkezlerinin birden fazla olması, Kürtlerin müzakere edebileceği birini muhatap almasının önünde büyük engel oldu.

 

Turgut Özal örneğinde olduğu gibi, başbakan ve ordunun karşı çıkmasının PKK ile müzakereye  engel teşkil ettiği biliniyor.

 

Türkiye'de başkanlık sisteminin gelmesi halinde bütün yetkiler bir mercide toplanmış olacak (bu antidemokratlık anlamına gelmiyor). Bu durumda Kürtlere karşı barış ve savaşa daha kolay karar verilebilir. Üniter yapı ve dile getirilse de ademi merkeziyetçilik sistemi başkanlık sisteminin temel şartlarından biri. Dünyadaki örneklerin büyük bir bölümünde de bu şekilde. Böylece söz konusu sistem şimdi olmasa da uzun vadede ademi merkeziyetçiliğe doğru gidecek ki bu da Kürtlerin lehine.

 

Ayrıca sol - Kemalist cephesinin endişeleri Kürtlerinkiyle uyuşmuyor. HDP'in evet bloğundan yer alması kolay değil ancak sol ve Kemalistleri takip etmesi halinde, kuruluş amacından daha fazla uzaklaşacak.

 

HDP en azından tarafsız kalarak referandumu boykot edebilir. Böylece, bir şekilde HDP - AKP arasındaki ilişkiler tamir edilmiş olacak. AKP halen CHP ve MHP'ye göre, Türkiye'de Kürtlerin hakları için müzakere masasına oturabilecek en iyi partidir.


(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)