Neçirvan Barzani'nin ziyareti ve üç alanda ilişkiler

Uzun yıllar boyunca Kürdistan-İngiltere ilişkilerinin değerlendirmesinde başlangıç noktası 1916'da Fransa ve İngiltere arasında imzalanan ve Kürtlerin Irak’a zorla ilhakı ile sonuçlanan Sykes-Picot anlaşması olmuştur.

Ancak, onlarca yıl sonra Irak'ın soykırıma yol açan Kürtlere yönelik ayrımcılığının ardından Kürdistan Bölgesi şimdi özyönetimi tanınan tek Kürt bölgesidir. Aynı zamanda, tam tamam olmasa da hakları ve statüsü 2005 yılında Irak Anayasası'nda yer dinmiştir.

İki etkili olay, Kürdistan Bölgesi'nin İngiliz dış politikası ve kamuoyundaki statüsünü ve konumunu iyileştirmeye yardımcı oldu. Her iki olay da İngiltere'nin Kürdistan ile ilişkilerine ilişkin olumlu değerlendirmelere vesile olmuştur.

İlki, dönemin İngiliz Başbakanı Sir John Major'ın 1991'de, Amerikan ve Fransız müttefiklerini Irak Kürdistanı'nın büyük bir bölümü için uçuşa yasak bölgeyi desteklemeye ikna ederek aldığı karardı. Bu aynı zamanda, yeni bir soykırımın işlenmesi korkusuna bir yanıttı. Ayrıca, şahit olduğumuz dağlardaki insanların zor durumu karşısında İngiliz kamuoyu ve Parlamentosu'nun yarattığı baskıya yanıttı.

Elbette Sir John Major, ABD'yi bu askeri müdahaleyi desteklemeye ikna etmek için büyük çaba sarf etti. Amerikan halkı, Kuveyt'in kurtarılışının ardından askerlerinin ülkeye geri dönmesini istiyordu. Aynı zamanda bu karar tekniki açıdan Irak'ın egemenliğini ihlal etmek oluyordu. Bu yüzden Irak kararı gevçetmeye çalıştı ve uçuşa yasak bölgeyi denetleyen Batıya ait uçaklara saldırdı.

Uçuşa yasak bölge, zamanın kaotik koşullarına rağmen milyonlarca insanın dağlardan dönmesine ve devlet tarzı bir özerklik kurmasına olanak sağladı. 1992'de Kürtler yeni bir parlamento için oy kullandı ve ilk koalisyon hükümeti kuruldu. Artık Kürdistan Bölgesi Hükümeti doğmuş oldu.

İngilizler ve Amerikalılar, 2003 yılında Irak’ın işgali ile Kürdistan Bölgesi'nin savunma ve yeniden inşası için ikinci bir aşamaya geçene kadar 12 yıl boyunca Kürtleri korudu.

Saddam Hüseyin diktatörlüğünün sona ermesi, uzun süreden beridir Saddam'a karşı Şiilerle müttefik olan Kürtlerin federal bir devlet olması koşuluyla Irak'a geri dönmesine imkan tanıdı. Kürt müttefikleri isteksiz de olsa Kürdistan'ın taleplerini Irak'ın işgalinden önce kabul etmiş ve bu talepler 2005 yılında Irak Anayasası'na da dahil edilmiştir.

2003'ten sonraki ilk on yıl genellikle “altın çağ” olarak anılır. Kürdistan Bölgesi Hükümeti sıfırdan yeni bir petrol ve gaz sektörü inşa etmeyi başardı, insanların hayatı iyileştirdi, yeni üniversiteler açtı. Kürdistan Bölgesi'nin atlyapısını iyileştirdi. Yine yeni bir havalimanı inşa etti - eski havaalanı sadece geçici bir askeri üsdü – gözle görülür şekilde yurt dışında temsilcilikini açıtı. 2005 yılında Beyan Sami Abdurrahman başkanlığındaki Kürdistan Bölgesi Hükumetinin Londra'daki temsilciliğinde göreve başladım.

İngiltere, mevcut düzenden yana olan ABD ve diğer güçler gibi bağımsızlık referandumunu desteklemese bile, hepdi bir den Irak'ta daha güçlü bir Kürdistan Bölgesi hükumeti için çalıştı.

Irak'ta Kürt meselesi, Sir John Major'ın uluslararası ilişkiler hukuku ve düzenlemelerini değiştirmeye yönelik cesur kararından önemli ölçüde yararlandı. Hiç şüphe yok ki 2003'ten sonra Irak'ın istikrara kavuşturulması konusunda Kürtlerin katılımı, Batılı güçlerin dış politikasında Kürdistan Bölgesi'nin önemini artırdı. Gerek Kürtlerin Irak’taki başkanlıklarda üstlendiği rol ki üç dönemdir cumhurbaşkanlığı Kürtlerin elinde, gerek IŞİD’e karşı elde edilen zafer ve gerekse de azınlık haklarının korunması, ılımlı dini anlayış ve kadın haklarının savunulması gibi.  

Bağdat'la daha güvenilir bir ilişki kurmak isteyen, yanı sıra komşu ülkelerle ilişkilerini doğru bir raya oturtmak isteyenlerin, sürdürülebilir olması için kapasitelerini geliştirmeleri, reform yapmaları ve ekonomilerini çeşitlendirmeleri gerekiyor. Bunu da Birleşik Krallık gibi ülkelerle yapabilirler. Çünkü  özellikle bu ülkeler bu tür değişikliklerin ortak çıkarlar ve menfaatlere dayalı olmasının önemini iyi anlalar.

Kürdistan Bölgesi Hükumetinin ilişkilerinin gelişmesi konusunda, Kürt diasporasının katılımı – ki sadece çalıştığım bölgemde Kürtlere ait üç koaför salonu var - İngiliz parlamentosundaki grup ve partilerin desteği ve dostluğu, hep birlikte Kürt davası ve çıkarlarının önplanada olmasına yardımcı olur.

Heyet ve delegelerimizin Kürdistan Bölgesi ziyareti ve parlamentoda devam eden tartışmalar, özellikle gündemin çok farklı ve çeşitli talepleri içerdiği bir dönemde dostlarımızın kaygılarının da gündemde kalmasına yardımcı olur.

Başkan Neçirvan Barzani'nin Birleşik Krallık'a yaptığı bu resmi ziyareti, güvenlik, ticaret ve siyaset meselelerindeki güçlü ve kurumsal ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusundaki beklentilerimiz için büyük bir fırsat.

 

* Gary Kent, İngiliz Parlamentosu Tüm Partiler Irak Kürdistan Bölgesi Destek Grubu (APPG) Sekreteridir . Bu makale sadece kendisinin şahsi görüşlerini içerir.