Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasındaki işbirliği bazılarının düşündüğü gibi IŞİD’e karşı mücadeleyle sınırlı olmayacaktır. Bu işbirliği sonucunda Esad rejiminin yıkılmasını hedefleyen bir anlaşma doğacaktır.
PKK, tarihi boyunca Amerika’yı birinci duşmanı gibi kabul etmiş ve ona karşı kurulan her koalisyona müttefik olmuştur. PKK, bölgede Amerika’nın menfaatlerini savunan ve güvenilir bir bekçisi haline gelen Türkiye’ye karşı savaşıyordu.
PKK’nin, Amerika’ya karşı bu düşmanlığı aleyhinde sonuçlanarak, isminin” terör listesi”ne alınmasına ve lideri Abdullah Öcalan’ın 1999’da Türkiye’ye teslim edilmesine yol açtı. Bu gelişmeler Amerika’nın PKK’ye karşı düşmanlık beslemekte ne kadar ciddi olduğu gösterdi.
Öcalan’ın yakalanmasıyla PKK kendini gözden geçirmye başladı. Böylece 1990’larda yapması gerekeni gecikmiş bir şekilde yaparak geride kalmış ideolojik savaştan vazgeçti. Bu adımla birlikte Amerika’nın bakışında değişiklik görülmeye başlandı.
Saddam Hüseyin rejiminin yıkılması ve özellikle Türkiye’nin Amerika’nın bu operasyon için topraklarını kullanmasına izin vermemesi, PKK ile Amerika arasındaki psikolojik engel teşkil eden buzları da eritmeye başladı.
Daha sonraki gelişmelerde PKK, Türkiye ile ateşkes imzalayarak Amerika’ya karşı siyasi tavrını değiştirdi. Bu adım da iki taraf arasındaki ilişkilerini olumlu anlamda gelişmesinde büyük rol oynadı.
Amerika’nın tavrını değiştirmesine sebep olan başka bir unsur ise, PKK’nin bu süreç içinde konumunu muhafaza edebilmesiydi. PKK 2004’ten sonra aktif savunmadan pasif savunmaya geçerek, sonraki yıllarda yuzyılın en önemli savaşının (IŞİD’le savaş) sahası haline gelen bölgedeki 4 ülkede var olduğunu ortaya koydu.
Bu adımla beraber Amerikalı stratejistler PKK’ye karşı tavırlarını gözden geçirdi.
“Arap Baharı” da PKK’ye tarihi ve geleceği açısında belirleyici bir fırsat kapısı açtı. PKK bu fırsatı kullamak için her türlü siyasi ve teknik hazırlıklarını tamamlamıştı. Hızlı davranan PKK değişikliklerin merkezine oturarak, Irak ve Suriye’ye saldıran IŞİD terörüne karşı etkili güçlerden biri olmayı başardı.
Türkiye bu duruma karşı çıkmasına rağmen, Amerika’nın önünde, PKK’ye yardım ederek işbirliği yapmaktan başka seçenek kalmadı.
Tüm belirtiler sözkonusu ilişkinin IŞİD’le sınırlı kalmayacağını gösteriyor.
Bugün PKK, Amerika’ya ayak uydurarak (beraber yürüyerek) ortak çıkarlar arasında bir denge kurmayı başarmış durumda.
Amerika – PKK işbirliği, IŞİD sonrası, Amerika – PKK ilişkisine dönüşecektir. Bu anlaşmanın ilk hedefi de Esad rejimini yıkmak ve Suriye’nin Libya’ya dönüşmesini engellemek olacaktır.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın