Ne olacak bu Müslümanların hali?

Dün 10:05
Faik Öcal
A+ A-

 Türkiye Gezi Notları (9)

 Arsuz 

“Vazgeç benden, bırak gönül acısıyla yanayım.

Ah, bırak bu sonuçsuz aşkın hüznüne yanayım.”

 Bu yolculuğun üç dönemeci üç kelime ile yine karışıma çıkıyor: Aşk, acı ve ah. Aşk ile inmiştim Akdağ’dan, beyaz deniz kabuğunda sakladığım rengarenk çakıl taşlarıyla. Acı ile dolandım yeryüzünü. Ah’ım ile kaldım Akdeniz’in dibinde. Akdağ ne kadar yakındı aşka hiç uzak değil; acı nasıl da dolanmıştı ruhuma hiç garip değil; ah’ım tutmuş beni Akdeniz’in dibinde, olması gerektiği gibi sade ve asude, nutfe ve mahşer.

Ne arıyorum burada? Hiç bilemiyorum. İki şey ön plana çıkmış durumda: Deniz ve alkol. İkisi de su ve ikisi de asıl yaratılış amacının dışında kullanılıyor.

Arsuz, bir Nusayri şehri. Böyle bir ilçede ve tek bir cami var. O da yakın zamanda yaptırılmış. Yerli ve dışarıdan gelen turistler denize giriyor ve bol bol alkol alıyorlar. Denize giriyorlar gönüllerince ve bol bol alkol tüketiyorlar. 

Birkaç gündür değişik şehirlerde Müslümanlarla aynı saflarda namaza duruyorum. Her yerde aynı dağınıklık, aynı şuursuzluk, aynı ruhsuzluk… Hiçbir safta peygamberin saflarında namaza durulduğu gibi durulduğunu ne gördüm ne de hissettim. Herkes kendi âleminde, kimseye de bir şey diyemiyorsun, herkes en doğrusunu biliyor, herkesin kendince büyük sorunları var.

Ne olacak bu Müslümanların hali? Özlenen, istenen, beklenen ümmet-i Muhammed ne zaman, nasıl ortaya çıkacak? Devlet, camilerde kendine göre bir Müslüman tipi ortaya çıkarmış. Peygambere değil, devlete tabi olan Müslümanlar.

Sivil cemaatlerin her biri ayrı bir telden çalıyor. Her cemaatin kendine göre bir Müslümanlık anlayışı var, her cemaat İslam’ın merkezini kendi cemaatinin liderini koyuyor. Hiçbir cemaat altta kalmıyor.

Tarikatlar ayrı bir âlem… Tarikatların önünden geçilmiyor. Tekfir taftası almamak için ağzını açmamak lazım.

Sonra olaya ülkeler bazında baktığımızda ortaya şöyle bir garabet ve fecaat çıkıyor. Her ülke kendine göre bir İslam dini teşekkül ettirmiş durumda. Haliyle hiçbir ülke bir başka ülkenin Müslümanlığından razı olmuyor.

Ümmet-i Muhammed nasıl da devletler, cemaatler, tarikatlar ve ülkeler arasında paramparça edildi. Müslümanları bir araya getirmesi gereken sebepler, nedense Müslümanlar arasında tefrikalara neden oluyor, birileri de bu durumdan faydalanıyor.

Bu yolculukta Hafız’ı karşıma çıkaran Rabbime şükürler olsun:

“Sevgilinin ayrılığında, rakibin sıkıntısında

Halimizi bilir hep halden hale sokan Allah, üzülme.”

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Foto: İsmet Yüce

Modern Kürd edebiyatının özgün ismi: Baxtiyar Ali

Bextiyar Eli yeni dönem Kürd Edebiyatının dahî ismi. Postcolonyal kimlik çelişki ve oluşumunun olağanüstü gerçek üstücü yazarı. Çatışma ve post kolonyal kimlik oluşumunun kısacası olağanüstü sürrealist olmak üzere çeşitli anlatım sistemi var. Nerdeyse her kitabında farklı bir dil, üslup ve imgelem ile karşılaşabilirsiniz.