Bir süredir Şii gruplar arasında Meysan’da (Amara) yaşanan olaylar nedeniyle gerginlik hakim. 2 Şubat’ta Meysan’da İçişleri Bakanlığı görevlisi Husam el-Alayvi'ye suikast düzenlendi. Irak’taki İran’a yakın Şii milis gruplardan biri olan ve Kays el-Hazali’nin liderliğini yaptığı Asaib Ehlil Hak’a yakın olduğu bilinen Alayvi, suikast sonucu yaşamını yitirdi. 2019’da da Husam Alayvi’nin iki kardeşi Visam ve İsam Alayvi, protesto gösterileri sırasında Asaib Ehlil Hak Bürosunu basmak isteyen göstericiler tarafından öldürülmüştü.
Husam’ın öldürülmesinden hemen birkaç hafta önce, Visam ve İsam kardeşlerin ölümünden sorumlu tutulan Karar Ebu Ragif, soruşturma sonrası serbest bırakılmış, ancak Meysan’da bir saldırı sonrası öldürülmüştü. Karar Ebu Ragif’in, Mukteda el-Sadr’a bağlı Saray es-Selam isimli milis grubun önde gelen isimlerinden biri olan Adil Ebu Ragif’in de yeğeni olduğu biliniyor.
Bu durum Sadr Grubu ve Asaib Ehlil Hak arasında ciddi bir gerginliğe yol açmış durumda. İki grup arasındaki gerginliğin Meysan’ın genel güvenlik durumunu da olumsuz etkilediği görülüyor. Nitekim 6 Şubat’ta Meysan Temyiz Mahkemesinde uyuşturucu davalarında uzman olan Yargıç Ahmed Faysal Khasaf el-Saadi, suikast sonucu hayatını kaybetti. Suikastı henüz herhangi bir kişi ya da örgüt üstlenmedi. Ancak 2021 yılının Eylül ayında Meysan’da başka bir yargıca suikast düzenlenmiş ve yargıç saldırıdan sağ kurtulmuştu.
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi de Meysan’a bir ziyaret düzenleyerek, suikast dosyası işçin özel soruşturma açılması talimatını verdi. Ayrıca Kazımi, Meysan’daki tüm güvenlik hizmetlerinin komuta ve kontrolünü üstlenecek Meysan Harekat Komutanlığı'nın kurulmasını emrederek Tümgeneral Muhammed El-Zubaidi'yi Harekat Komutanı olarak atadı. Kazımi Meysan’da yaptığı toplantıda Ahmed Faysal'ın ailesine başsağlığında bulunurken Meysan’daki güvenlik durumunu bizzat takip edeceğini belirtti.
Öte yandan Irak Güvenlik Medya Hücresi’nin yaptığı açıklamaya göre 2022’nin Ocak ayında Ulusal Güvenlik Ajansı Müsteşarı olarak atanan Hamid el-Şatri, Meysan Güvenlik Müdürü’nü görevden aldı. Meysan’da Özel Kuvvetler Tugayı Komutanı Galib Muhammed, Meysan'da güvenlik ve kolluk operasyonlarının başladığını duyururken, vilayette 90'dan fazla kişinin tutuklandığını açıkladı. Diğer taraftan Meysan’ın el-Kahla semtinde de aşiret davası nedeniyle bir kişi öldürüldü.
Tüm bu olaylar üzerine Sadr Grubu ve Asaib Ehlil Hak arasında sorunların çözülmesi için bir komisyon oluşturulduğu ve Meysan’da toplandığı açıklandı. Sadr, Asaib arasındaki çekişmeye son vermek için Meysan’a üst düzey bir heyet gönderdiğini açıklarken Kays el-Hazali, heyet ile işbirliği yapacak bir komite kurulduğunu duyurdu. Fetih Koalisyonu ve Bedir Örgütü lideri Amiri, Şii güçler arasında bir iç savaş olduğundan bahsederken, her iki tarafında kendilerine hakim olma ve yasal sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini konusunda çağrıda bulundu.
Söz konusu olayların yerel dinamikleri olmakla birlikte, yaşananları Irak siyasetindeki genel çekişmenin de patlama noktalarından biri olarak görmek mümkün. Nitekim Maysan’daki olayların özellikle 10 Ekim 2021’de yapılan Irak Parlamentosu seçimlerinde 73 milletvekili elde ederek birinci parti konumuna gelen Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın Asaib Ehlil Hak, Fetih Koalisyonu, Kanun Devleti Koalisyonu gibi İran’a yakın Şii grupların bir araya gelerek oluşturduğu Şii Koordinasyon Çerçevesi ile hükümet kurma konusunda uzlaşma sağlayamamasının ardından yaşanmış olması dikkat çekici. Zira Mukteda es-Sadr daha önceki hükümetlerden farklı olarak, “ulusal çoğunluk” hükümeti konusunda ısrarcı davranması, söz konusu hükümette Şii Koordinasyon Çerçevesi içerisinde yer alan grupların olmama ihtimali, Sadr ve diğer Şii gruplar arasındaki gerginlikleri arttırmış görünüyor. Her ne kadar Sadr’ın Fetih Koalisyonu Amiri’nin hükümete katılması için yeşil ışık yakmasına rağmen, Amiri’nin Şii Koordinasyon Çerçevesi içerisindeki grupların tamamı olmadan hükümete katılma konusunda çekingen davranması, Sadr ve diğer Şii gruplar arasındaki köprü rolü oynayabilecek bir yapının oluşmasının önüne geçti.
Öte yandan cumhurbaşkanının seçilmesi konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle de Sadr’ın hükümet kurma sürecini ağırdan aldığı görülüyor. Zira Sadr’ın diğer gruplar arasındaki dengenin sağlanmasını beklediğini söylemek mümkün. Nitekim hem Kürt gruplar arasında Cumhurbaşkanı adayı konusunda anlaşmazlıklar sürerken, adli süreçler de devam ediyor. Bununla birlikte parlamento başkanlığı seçimi sürecinde görüldüğü gibi Sünni gruplar arasında da zaman zaman çatlaklar yaşanıyor.
Bu noktada Sadr’ın kurmayı düşündüğü “ulusal çoğunluk hükümeti” konusunda problemler ortaya çıkabilir. Özellikle Asaib Ehlil Hak gibi bir örgütsel yapı ile bu süreçte karşı karşıya gelmesi, Sadr’ın kuracağı hükümeti daha da sıkıntılı bir duruma düşürebilir. Bu nedenle Sadr’ın itidalli davrandığını söylemek mümkün. Diğer taraftan Sadr’ın seçimlerden en güçlü çıktığı ve oransal olarak yüzde 70’le (7 sandalye) diğer gruplara en büyük üstünlüğü sağladığı yer olan Meysan’da istikrarsızlığın parçası olmaktan da geri durdurmaya çalıştığı görülüyor.
Temelde aynı tabana sahip olan, ancak 2008’de Sadr’ın kontrolündeki Mehdi Ordusu’nun faaliyetlerini durdurması ile Mehdi Ordusu’ndan ayrılan Kays el-Hazali’nin kurduğu Asaib Ehlil Hak örgütü ile de karşı karşıya gelmek istemediğini söylemek mümkün. Ancak zaman içerisinde iki grup arasındaki sorunların kan davasına dönüşmüş olması ve Asaib Ehlil Hak’ın Sadr’ı zorlayıcı hamleler yapması, Şiiler arasındaki sorunları derinleştirici bir faktör olabilir. Bu sorunların çatışmaya dönüşerek diğer bölgelere de sirayet etmesi, geniş çaplı çatışmaların fitilini ateşleyebilir. Irak’ın yürütücü gücü Şiiler arasında ortaya çıkabilecek geniş çaplı çatışmaların da Irak’ı daha da istikrarsızlaştıracağını beklemek mümkündür.
Bilgay Duman, ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın