Kürdistan Bölgesi’nden bir peşmerge birliğinin, Kobani’ye korumak üzere Rojava’ya gitmesi son zamanlara kadar tehlikede olan o küçük kentin kaderini değiştirmeyecek.
Uluslararası toplum, sınırın hemen ötesinde bekleyen kameralar aracılığıyla dünya duyurulan Kobani savaşçılarının direnişi karşısında daha fazla sessiz kalmaktan çekinerek, harekete geçti. Kürtler açısından bu savaş oldukça önemli. Bu savaş Kürt tarihinde yeni bir sayfa açacak, çünkü Kürdistan’ın farklı parçaları hep beraber ortak bir düşmana karşı savaşıyor.
Bu kez Kürtler, dünyanın büyük desteğini alıyor.
Şimdi Kürtler’in umudu, Peşmerge Güçleri’nin gidişiyle savaşın yönünün değişmesinde.
Kobani - 2014, 1946’daki Mahabad Cumhuriyeti, 1991’deki ayaklanma ve Saddam rejiminin gerçek yüzünü onun suçları karşısında gözünü yumanlara bile gösteren 1988’de Halepçe gibi olaylar arasında yer alacak.
İlk defa bu seviyede dünyanın ilgi odağı haline gelen Kürdistan Bölgesi’nin Peşmerge Güçleri, düzensiz, dağdan gelen bir güçten, bir nizami savaş gücüne dönüştü.
Peşmerge Güçleri, Kürdistan Bölgesi’ni Irak’ın yaşadığı kaos ve istikrarsızlıktan koruyabildi. Geçtiğimiz birkaç ayda da, IŞİD’i püskürten samimi - mütevazı bir güç olarak tanımlandı.
Kobani Savaşı’nda da peşmerge önemli bir rol üstleniyor. Peşmerge sadece kendi sınırlarını korumakla yetinmiyor, Suriye’deki Kürt kardeşlerine yardım etmek üzere sınırları geçmiş durumda.
Gerek Kürdistan Bölgesi peşmergeleri, gerek Rojava’daki ideoloji sahibi güçler, Amerika ve müttefiklerinin savaş cephelerinde IŞİD’e karşı mücadelede en çok güvendiği tek güçlerdir.
Modern Peşmerge güçleri, uzun yıllar öncesine dayanan Kürtler’in savaş kültürünün meyvesidir. Defalarca yabancılar uğruna birbirlerine karşı savaşmaları ise, Kürtler’in unutulmaz trajedisidir.
19’uncu Yüzyıl’ın sonu ile Birinci Dünya Savaşı dönemi sonrasında Sımko ve Şeyh Mahmud Berzinci gibi efsane şahsiyetler ortaya çıkmış, Kürdistan’ı bölen sınırların her iki tarafında savaşmışlar.
Kürtler, kendilerini çıkarları için kullanmak isteyen başta Rusya ve İngiltere olmak üzere kolonyal güçlere ve kendilerine zulmedenlere karşı durdular.
Mahabad Cumhuriyeti 1946’da kurulduktan sonra, peşmerge ilk defa ulusal bir güç gibi hareket etti. Ancak bu sadece bir yıl devam etti. İran, Kürt bölgelerini bir kez daha yönetimi altına alarak bu ulusal tecrübeye son verdi ve cumhuriyetin kurucusu Qazî Muhammed’i idam etti.
Sovyetler Birliği’nin desteğiyle kurulan Mahabad Cumhuriyeti, Mele Mustafa Barzani’nin komutasındaki, Irak Kürtleri’nden oluşan orduya bel bağlıyordu.
Peşmerge Güçleri şimdi organize bir silahlı güç olarak Amerika gibi müttefikler tarafından meşru görülüyor.
Peşmerge, Suriye’de Kürt topraklarını korumak için savaşan ilk “yabancı” güçtür.
Amerikalı diplomat ve Mahabad tarihçisi William Eagleton, 1963’te, “Geçmişte gördüğümüz gibi gelecekte de bazen Kürtler dağlarda ve uzak ovalarda unutulabilir ve gözardı edilebilir. Ancak sabır ve tevazu, Mahabad’da 1946’da gördüğümüz ve görmediğimiz karakterler, bir kez daha ortaya çıkacak” notunu kaleme almış.
Mahabad gibi Kobani’de de aynı heyecan, bütün Kürtler’in savaşı desteklemesiyle sonuçlandı. Peşmergeler, bu savaşı Kürtler’in tarihine kaydetmeye çalışıyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın