Malalıyoruz 1: Körtik Tepe

13-01-2022
Ahmet Kınay
Etiketler Körtük Tepe Diyarbakır Tarih Arkeoloji
A+ A-

Arkeoloji literatürüne “Körtik Tepe” olarak geçen ve Kürtlerin "Girê Kortikê" ismini verdiği Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Ağıl (Encoli) köyünün Pınarbaşı mezrasında bulunan höyüğün yerleşim alanı 100x150 m2'lik alanı kapsamaktadır.

Botan Çayı ve Dicle Nehrinin kesiştiği bir noktada yer almış olması nedeniyle gerek ekonomik gerekse ekolojik açıdan stratejik bir öneme sahiptir.

Dicle Üniverstesinin Arkeoloji Bölümü Başkanı  Prof. Dr. Vecihi Özkaya'nın ekibi tarafından yapılan kurtarma kazıları ile önemi ve değeri daha iyi anlaşılmıştır.

Körtik Tepe'de yapılan kazılarla elde edilen taş ve kemik aletlerinin stilistik incelemeleri yanı sıra C14 sonuçlarına göre tarihinin; M.Ö. 10.000 ile MÖ 10.450 yılları arasına denk geldiği tespit edilmiştir. Bu yönüyle Körtik Tepe’nin epipaleotik dönemi temsil ettiğini söyleyebiliriz.

Dolayısıyla Kürdistan’daki ilk barınma alanlarına ışık tutması açısından özel bir yer olduğu ortadadır.

Diğer yandan Bismil özelinde Diyarbakır’ın antik tarihinin yaklaşık 12.500 yıl öncesine denk geldiğini görebiliyoruz.

Buradaki höyüğü söz konusu kazılar sayesinde sosyo-ekonmik ve kültürel olarak inceleme şansına sahibiz. Bölgede tarıma geçilmeden önce dip atalarımızın  bir araya gelip yerleşik düzene geçtikleri tespit edilmiş; ancak bu durum arkeoloji tarihi ve kuramları için alışık olmadığımız bir şey olup, tarıma geçilmeden ve çanak çömlek yapılmadan önce ilk defa antik Diyarbakırlıların yerleşik düzene geçtiğini söylesek herhalde kabul görecek bir görüş olacaktır.

Burada yaşayan insanların (öncelikle) konut mimarisine bakıldığında oval ya da yuvarlak tasarıma sahip oldukları görülecektir ki yuvarlak mimari tasarımı, Göbekli Tepe ve diğer özel alanlarda oluğu gibi esasında kutsiyet atfedildiği için tercih edilmektedir.

Konut mimarilerinin genelde bağımsız duran duvarları bazı seviyelerde bitişik bir yapıdadır. Bu konutların içinde ayrıca erzak dopoları bulunmuştur, bu da bize topladıkları ürünlerini sakladıklarını göstermektedir.

Buradaki sosyo-kültürel durumu daha iyi anlamamız için yerleşim yerinde yapılan kazılarda konutların içinde (ölülere daha yakın olmak düşüncesi) ve dışında Arkeramik Neolitik döneme ait 437 adet insan iskeleti bulunmuştur.

Bunlardan 284 tanesi anne karnındaki cenin pozisyonunda yani tam olarak hocker pozisyonunda gömülmüştür. Diğer 52 tanesi ise yarı hocker, geriye kalan 97 tanesi tahribattan dolayı çözülmemiş, kalan son 2 iskelet ise başsız gömülmüştür. Başsız iskeletler spekülasyona açık olmakla birlikte atalar kültü ile yakın ilişkide olabilir.

Körtik Tepe'nin en önemli özeliklerinden bir tanesi de ölen kişilerin mezarlarına bırakılan ölü armağanlardır. Bu höyükte ölü hediyeleriyle birlikte toplamda 30 bine yakın buluntu ortaya çıkarılmış olup, bu sayı kısır geçen kazılara göre gerçekten olağanüstüdür.

Mezarların 281 tanesinde ölü, armağanlarıyla; diğer 152 tanesinin ise sade bir şekilde gömüldüğünü görmekteyiz. Bu bağlamda dip atalarımızın ahiret inancının olduğunu ve sosyal dokusunda bir hiyerarşi olduğunu anlamaktayız. Zengin ve fakir mezarlarının varlığı buradaki hiyerarşinin en açık göstergesidir.

Ticaretin sınırlarının ifade edilmesi açısından buluntuların içinde obsidyen ve klorit taşlarının bulunması sınır ötesi bir ticaretin içinde olduklarını gösteriyor.

30 bine yakın buluntuya bakıldığında bu höyüğün burada tarım öncesi yerleşik düzene geçen avcı ve toplayıcı insanların ticaret noktasından biri olmasını muhtemel kılmaktadır. Bu bağlamda "ilkel" kapitalist bir sistemin burada olduğunu (da) iddia edebiliriz.

Sosyal yaşama eldeki verilerle baktığımızda bu dönemin Diyarbakırlıları yabani bitkileri topladığı, balıkçılık yaptığını aynı zamanda dokumacılıkla uğraştığını görmekteyiz.

Sanat alanında ortaya koydukları ürünlere baktığımızda taşlara şekil vermeleri ve kemikleri çok ince bir şekilde işlemeleri, kazıma ve bezeme teknikleri çok başarılıdır. Dolayısıyla dönem insanının el becerileri ve düşsel yetenekleri çok ileri bir seviyedir diyebiliriz. Yaptıkları motiflere baktığımızda ise inanç ve sanat bağlamında hayatımızdan hiç çıkmayan sembolleri işlediklerini görüyoruz.

Malalamaya devam edeceğiz.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli