Kürd Aleviliği Avesta ve Hakikatçi Felsefe

11-04-2022
İsmet Yüce
Etiketler Serencamname Sultan Sahak Alevi Kürd Hakikat Felsefesi
A+ A-

Türkiye’deki cezaevlerinden, Serencamname üzerine Kaniya Kurda, Kürd Kaynakları şahsında bana yazılan çok kıymetli yorumlar ve öneriler içeren mektuplar elime ulaştı.

Yanıt olarak; Biz Kaniya Kurda olarak gözden kaçmış, referans olacak kaynakları Kürd kültür ve tarihine Kürd gözü ile bakma amacı çerçevesinde Kurmanci ve Türkçeye çevirmek için uğraşındayız. Bu amaçla ilk, “Kürdistan’da Kürd Aleviliğinin temel kaynakları” başlıklı araştırmamızı yaparken Serencam’ın temel eser olduğunu fakat Kurmanci veya Türkçesinin olmadığını gördük. Uzun uğraşlar sonucu kitabı bulduk ve çevirdik. Amacımızı kısaca önsözde belirttik.

Bildiğiniz gibi; Kürtçe veya Türkçe Alevi düşünce ve felsefesini yerli yerine oturtmaya çalışan eserlerin yayımlanmasına ancak 2000’li yıllarda başlandı. Ondan önce referansı veya anlatımı fazla derin olmayan çalışmalar vardı. Sonra başta Mehmet Bayrak olmak üzere Erdoğan Yalgın, Gürdal Aksoy, Munzur Çem, Mamo Baran, Erdal Gezik, Ali Haydar Ülger, Mustafa Ertekin, Ayfer Karakaya gibi değerli ve güçlü referanslar kullanan araştırmacılar bu alanı güçlendirerek çalışmalar yürüttüler, yürütüyorlar.

Benim bu konuya ve sorularınıza nacizane bakış ve yorumum şöyledir: Serencam Kakai ve Yarsanlar da kutsal kitaptır. Sultan Sahak “Pir” olarak, “Bu kitabı okuyan onu cahillere ifşa etmemelidir. Çünkü bu böyle bir sırdır ki sözlerle anlatılamaz” dediği için Kakai toplumu kitabın kamuda paylaşımını olumlu karşılamıyor. Fakat yeni dönem düşüncenin anlaşılması ve yayılması amacı hasıl olduğundan, yorum ve çeviriler mümkün oldu.

Bizim alanımız Kürd Alevileri üzerinedir. Başka milletlerden de Alevi olduğunu biliyor ve kabul ediyoruz. Bize göre Kürd Alevilerin bu felsefeyi oluşturma ve dönüştürme süreci ile başka milletlerin süreci farklıdır. Çünkü Kürd Aleviliğin oluşum merkezi Kürdistan’ın kalbi olan Hawraman bölgesidir. Bu kaynak tarihi Zerdüşti, Avesta sürecinden Ezidiliğe Lalişa Nurani’ye ulaşan bir dönemi kapsamaktadır. Bu felsefe düşüncenin son tartışmacıların üç önemli ismi birbirine yakın süreçte yaşamış ve tartışmışlardır. Süreç 12. yüzyıl son dönemine denk gelmektedir. Kürd filozof Sühreverdi, Pir Sultan Sahak ve Şeyh Adî.

Bu uğraş sadece İslama değil, bütün semavi dinlerin hakimiyetine karşı tarihi kültürü koruma ve döneme göre yaşatma amaçlıdır. 12. yüzyılın son dönüm yılı olmasının nedeni artık bölgede semavi dinlerin İslam referansı ile tamamen hakim olmasıdır. Zerdüşti felsefe ve Avesta bilindiği gibi, ilk semavi dinler öncesi tekler felsefesini formüle eden düşüncedir. Semavi dinler ve kitapları bunu ayrıntılandırarak devam etmişlerdir.

Zerdüşti felsefe önce Yahudi düşüncesine sonra Hıristiyan ve son olarak İslam felsefesine karşı direnme içerisinde olmuşlardır. Yahudi ve Hıristiyan akımları daha çok askeri olmadığı ve Doğuya güçlü yönelmediği için fazla etkili olamamıştır. Fakat İslam hem Doğuya yöneldiği ve hemde askeri olarak hareket ettiği için Zerdüşti inancı yok etmiştir. Buna karşı kendilerini koruma uğraşı takiyelerle çeşitli biçimler almıştır. Fakat bugün bile görüleceği gibi neredeyse Balkanlardan Afganistan’a, hatta Pakistan ve Hindistan’ın batı bölgelerinde bu felsefeyi kabul edenlerde aynı ritüel, yaşam biçimleri, giyimden, mimariye, Zerdüşti felsefenin izleri vardır. Güneş, doğa, ateş vb.

Sühreverdi Işık felsefesi tartışmasında bundan bahseder. Ezidilik bir güneş kültüdür. Alevilik özellikle Kürdistan’da böyledir. Halepçe, Hawraman bölgesinde Kakai Yarsan Ehli Haq, Dersim bölgesi Rea Haq ve Maraş Malatya Sivas ta Hakikatçi felsefe ekolleri tam bir benzerlik içindedir. Bu yakınlığı şöyle düşünelim; Sanırım 4 yıl önce Halepçe de Kakai pirleri bir kuzey gezisi yaptılar. Geziye Elbistan Kantarma ocaklarından başlayıp Hacı Bektaş, Banaz ve Dersim üzerinden Adıyaman ocaklarında tamamladılar. Aynı durumu biz Laliş’i ziyaretimizde yaşadık, Laliş pirlerine Alevi olduğumuzu söylediğimizde bütün kapıları açtılar.

Mehmet Bayrak’ın referansı ile söylersek; Yarsan Kakai kutsal metinleri gulbanglar tarzında çok var, en çok bilinenleri, Babe Serhengi Dewdani, Dewrey Balül, Defteri Pirdiweri, Defteri Diwani Gewre, Defteri Dewrey Kelami, Zebure Hakikat gibi metinler var. Görüldüğü gibi defter ve diwan olarak geçiyor. Bu konularda çok araştırma yapan bulunmuyor. Önemli isimlerden bir tanesi Dr. Golmorad Moradi’dir. Tayeb Taheri, Serencam Felsefesi ve Tarihi kitabı var. Bu kaynaklarda Serencam dışında hiçbirisi küçük şiir broşürleri dışında Türkçeye çevrilmemiştir. Fakat asıl referans Serencamname’dir. Kitab 12. yüzyılda Sultan Sahak tarafından derlenmiş, gulbanglardır. Baba Tahire Uryan, Sühreverdi, Hacı Bektaş isimleri geçmekte, Pir Şalyar, Behlülü Dana vb. pirlerin 600 ile 1200 yılları arasındaki yazılarının derlenmiş halidir.

Semavi isim ve referanslar süreç içerisindeki takiye ve dönüşüm kavramlarıdır. Yeni oluşturulan dile bu kavramlar gittikçe azalmaktadır. Avesta referansları ışık felsefesi biçiminde alt metin olarak görülebilir. Enel Haq, Donadon-rekarnasyon, cilvet köprüsü ana benzerliklerdir.

Yeni dönem 19. yy ekolü ise; Sıx Süleyman-Kangal, Momko Kose-Kırkısrak ve Ali’ye Kötüre-Afşin kurucularının olduğu Hakikatçi felsefedir. Öze dönüşün en klasik biçimi denilebilir. Yukarıda ismin verdiğim araştırmacılar bu konularda epey yol kaybetmişlerdir. Bazılarına ulaştım. Bu konuda cezaevlerindekilere kitap gönderilmesini talep ettim, umarım ulaşır.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli