Yıldırım’ın Bağdat ziyareti ve Kürdistan’a etkisi

11-01-2017
Hemin Lihony
Hemin Lihony
Etiketler Hemin Lihony Yıldırım Bağdat Erbil Ankara Tahran
A+ A-

Haydar Abadi bir ay önce, Türkiye'nin Irak'a girmesi halinde ağır bedeller ödeyeceğini söylemişti. Ancak geçtiğimiz hafta asker ve sınıra konuşlandırılmış tanklar yerine Türkiye'den başbakanın gelmesi gergin havayı dağıttı.

 

Binali Yıldırım ile Haydar Abadi Bağdat - Ankara ilişkilerinin normalleşmesini gülümseyerek duyurdular ve bölgenin daha fazla istikrarsızlaşmasına yol açabilecek bir gerginliğe son verdiler.

 

Bir ay önce Türk ve Iraklı yetkililerin yaptığı sert açıklamalara baktığımızda iki ülke arasındaki ilişkilerin süratle normalleşmesi beklenmiyordu. Devletler, menfaatleri gereği düne bakmadan yarına yönelik anlaşmalar imzalayabilir.

 

Varolan görüşlerin aksine, Ankara ile Abadi yönetimlerinin ilişkilerinin normalleşmesi, bölgenin istikrarının lehinedir. Üstelik bu Kürdistan Bölgesi, Amerika ve İran için de iyi bir gelişme.

 

Kürdistan Bölgesi ile Washington’ın gerginlikleri ortadan kaldırmak için çok çabaladığı belrtiliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Abadi arasında yapılan telefon görüşmesinden sonra söz konusu ziyaret gerçekleşti.

 

Yıldırım'ın karnesi

 

AK Parti'nin iktidarda olduğu 14 yıllık süre boyunca Yıldırım, birçok kabinede Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı görevini üstlendi. Deneyimli bir mühendis olan Yıldırım, siyasetçi kişiliğinden çok işadamı kimliğiyle öne çıkıyor.

 

Türkiye'deki siyasi istikrarsızlık siyasi rekabet meydanına giren Yıldırım, Davutoğlu ve politikasını eleştiren birisi oldu.

 

Bakanlığı döneminde öenmli çalışmalara imza atan Yıldırım’ın başbakanlığa geldiği dönemde Türkiye, siyasi ve ekonomik açıdan istikrarsız bir süreçten geçiyordu. O, Erdoğan'ın başkanlığa olan arzusundan dolayı hem Suriye’de hem ülke içindeki yanlış politikaların bedelini ödüyor.

 

Yıldırım daha az düşman ve daha fazla dost sloganıyla dış politika çerçevesini çizmişti. Rusya ve Suriye'deki önemli gelişmeler yaşanırken, Bağdat'a yaptığı son ziyareti de aynı istikamette.

 

Türkiye'nin Irak'taki amaçları ne?

 

Ankara’nın Bağdat'la ilişkileri normalleştirmesinde 3 temel amacı var:

 

Bir: Ekonomik olarak ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi. Irak, Almanya'dan sorna Türkiye ürünleri için büyük bir pazar. İki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 40 oranında azalmış durumda, bu da Türkiye'ye ciddi zarar veriyor. Türkiye ayrıca IŞİD saldırılarından dolayı zarar gören Sünni bölgelerin yeniden inşasında Türk şirketlerinin aslan payı almasını bekliyor.

 

İki: PKK ve Gülen savaşı. Çözüm sürecini rafa kaldıran Ankara, PKK silah bırakmadıkça bunu yeniden gündeme getirmeyeceğini bildiriyor. Türkiye’nin Şengal ve Kandil'de PKK'ye karşı mücadele edebilmesi için Bağdat'ın desteğine ihtiyacı var.

 

Üç: Türkiye, siyasi meydanı boş bırakan Suudi Arabistan'ın yanlışını tekrarlamak istemiyor. Ankara, Riyad'ın aksine Bağdat'la daha az gerginlikle etkisini artırarak Sünnilerle Türkmenleri destekleyebileceğini ve Kerkük ile Musul ajandasını uygulayabileceği görüşünde.

 

Abadi ne elde ediyor?

 

Bir: Türkiye ile ilişkilerin iyi olması halinde Musul başta olmak üzere Irak'taki Sünnilere bir güvence vermiş oluyor. Musul savaşı Abadi'nin geleceği için belirleyici durumda.

 

İki: Abadi'nin Ankara ile ilişkilerinin iyi olması, Sünnileri, Nuri Maliki'nin geri gelmesini karşı birleştiririyor. The Economist dergisinde belirtildiği gibi Abadi, toprak ve iyi ilişkiler gibi kozları, Maliki'den geri alabileceğini ispatlamaya çalışıyor. Bu da onun için bir başarıdır.

 

Üç: Ekonomik olarak kabinesi kötü durumda olan Abadi son açıklamalarında bunu dile getirerek, bu dönemde sadece memur maaşlarını verebileceğini bildirmişti. Peki IŞİD saldırılarının arkasında bıraktığı yıkımın maliyeti 40 milyar doları bulurken bu bölgeleri kim yeniden inşa edecek?

 

İran nasıl bakıyor?

 

Bir: İran Bağdat'ın bir cephesinde birinci dereceden kazançlı çıkarken diğer cephenin istikrarsız ve dağınık olmasını istemiyor. Ankara - Bağdat ilişkilernin iyi olmasını arzu ediyor.

 

İki: İran, ABD'nin yeni yönetiminin Ankara'nın dostu olacağını bildiği için Trump döneminde Türkiye ile ilişkilerini daha da iyileştirmeye çalışacak.

 

Üç: Zor bir ekonomik dönemden geçen İran, maddi olarak Bağdat'a yardım edemez. Bu yüzden Abadi'nin, ekonomisini güçlendirmek için başka yollar bulmasını öneriyor.

 

Dört: Aynı zamanda gözü Suriye'de olan İran, Irak'ta istikrarın Şam'ı da etkileyeceğini biliyor. Tahran bu yolda kurban vermeye son vermeyi amaçlıyor.

 

Kürdistan Bölgesi açısından durum

 

Bir: Artık Kürdistan petrolünün satışı Ankara - Bağdat için büyük bir sorun değil. Bağdat gerçeği kabullenmiş durumda.

 

İki: Erbil, Abadi'nin güçlenmesi ve Maliki'nin dönmemesinden kazançlı çıkıyor.

 

Üç: Ankara - Bağdat - Tahran ilişkileri ne kadar istikrarlı olursa, Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi ortam da o kadar istikrarlı olacak.

 

Dört: Türkiye ekonomik ve siyasi olarak ne kadar  güçlü ve etkili olursa, dost kaldığı sürece bu bakımdan Erbil'e faydalı olacak.

 

Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile siyasi partilerin ilişkileri, bu politikayı ne ölçüde idare edebilir? Kürtler açısından devletlerin attığı her adım hassastır, bu yüzden düşünmeden adım atmamalılar. Kürtler devletsiz bir aktör olduğundan, kazanımları için müzakerelerde herkesten çok uzlaşmacı olmalı.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.) 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli