Milli Kürt Ordusu’na doğru…

10-07-2016
Said Çürükkaya
A+ A-

Askeri sanatta silahlı kuvvetlerin varlığı ve gücü, savaşta zaferin; savaşsız zamanlarda ise barışın tesisi için mutlak gerekli bir faktördür .

 

Ünlü savaş stratejisti Carl Von Clausewitz, “Savaşı, politikanın başka araçların desteği ile sürdürülmesinden başka birşey olmadığını” belirtir ve savaşı eylemini, “Düşmanı irademize uymaya zorlayan bir şiddet hareketi” olarak değerlendirir.

 

Ortadoğu gibi bir bölgede hergün savaşların, zulüm ve katliamların yaşandığı bir coğrafyada Kürtler bir millet olarak özgür ve bağımsız olmak istiyorlarsa mutlak anlamda güçlü ve modern bir ordunun zorunluluğunu  anlamalıdırlar. Tüm siyasi çelişkiler bir tarafa bırakılıp, bu konuda somut adımlar atılmalıdır.

 

Modern bir ordu aynı zamanda  caydırıcılığın, dolayısı ile barışın da teminatı olacaktır.

 

Eğer ülkelerin silahlanmaya ayırdıkları bütçelerine bakarsak, en fazla para ayıranların, dış politikada en aktif ülkeler olduğunu görürüz.

 

Ortadoğu’da Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler, en fazla silahlanmaya para harcayan, dolayısı ile bölge politikasında söz sahibi olan ülkelerin başında geliyor.

 

Saygıdeğer bilimadamı İsmail Beşikçi Hoca, 300 bin nüfuslu Katar’ın, 30 milyonluk Kürt milleti hakkında söz sahibi olduğu çelişkisinden sıkça bahsetmektedir.

 

Katar'ın Ortadoğu da bunu yapabilmesinin iki nedeni vardır.

 

Birincisi; bağımsız bir devlet olması, ikincisi; silahlanmaya önemli bir bütçe ayırmasıdır.

 

Eğer Kürtler başkalarının kendileri hakkında karar vermelerini istemiyor ise, devlet ve güçlü bir ordu şarttır.

 

Güney Kürdistan’da bazı siyasi partiler, Kürt devletinin kurulmaması için milli bilince ve ahlağa uzak adımlar atmaya çalışırken, Peşmerge Güçleri ise güçlü bir ordu olmanın önemli reel koşullarını yakalamıştır.

 

Peşmergeler, bugün tüm dünyanın sorunu olan DAİŞ ile savaşan en etkili güçtür. Dünyanın birçok ülkesinden  silah, eğitim ve taktik destek almakta, hem de büyük bir saygı görmektedir.

 

Bugün hem Kürt halkı, hem de gayrimüslim azınlıklar, Kürdistan Bölgesi’nde peşmergelerin 1100 kilometrelik bir alanı gece - gündüz koruması sayesinde güven içinde yaşıyor .

 

Ayrıca, Ortadoğu’da süren bu çatışmalı dönemde, savaş suçlarına bulaşmayan tek silahlı güç Peşmerge Güçleri’dir.  

 

Son olarak, Ortadoğu’da Peşmerge Güçleri gelecekte barışı koruyan ve yakaladığı stratejik - taktik derinlikle ana bir caydırıcı güç olmaya hazırdır.

 

Peşmerge Güçleri bir milli orduya dönüşürse, demokrasinin de gelişmesine yardımcı olacaktır.

 

Partilerin vasayetinden kurtulmuş bir Peşmerge Ordusu, belirlenen askeri stratejiye odaklaynacağından, Kürdistan’a çeşitli şekillerde müdahale eden dış güçlerin etki alanını sınırlandıracaktır.

 

Bugün Kürdistan da birçok siyasi parti, kendi güçsüzlüğünden dolayı, komşu devletlerin politikalarına boyun eğmekte ve siyasi krizlere neden olmaktadır.

 

Eğer Peşmerge Güçleri milli bir strateji etrafında yeniden düzenlenirse, bu kesimlerin üzerinde önemli bir etkiye neden olacaktır.

 

Sonuç olarak devletleşme sürecinden bahsedildiği bu dönemde, dış tehditlere karşı hazırlıklı olmak, barışı korumak ve içte demokrasinin sağlıklı gelişimi için Peşmerge Güçleri’nin milli bir ordu olarak düzenlenmesi şarttır.

 

Bugün bunun koşulları mevcuttur ve yapılması gereken askeri bir stratejinin belirlenmesidir.

 

Böyle bir adım Ortadoğu'da tüm dengeleri değiştirecektir. Yeni kurulan Kürt devleti barış ve hoşgörünün merkezi olurken, onun modern Peşmerge Ordusu bu coğrafyada bir barış gücü olarak görülecektir.

 

Güney Kürdistan’ın devletleşmesi, tüm parçalardaki Kürtler’in bir daha katliama uğramamasının garantisi olacaktır .

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli