Kaddafi’nin Mesud Barzanî ve Celal Talebanî ile pek bilinmeyen görüşmeleri
Kaddafi’nin Kürt davası ile ilgili çarpıcı görüşleri, Serok Mesud Barzanî ve “Yeşil Kitab”ını kürtçeye çeviren Mam Celal Talebanî ile olan pek bilinmeyen görüşmeleri
42 yıllık bir yönetimden sonra ülkesinde çıkan ayaklanmaların ardından 20 Ekim 2011 yılında öldürülen eski Libya lideri Albay Muammer Kaddafi’nin dikkat çekici yönlerinden bir tanesi de her platformda Kürt davasına ve Bağımsız Kürt Devletinin kurulmasına verdiği destek ve yaptığı açıklamalardır. Bu konuda Arapça iki önemli kitap da yayımlanmıştır.
İkisi de “el-Kaddafi ve’l-Kadiyyetu’l-Kurdiyye” (Kaddafi ve Kürt Sorunu) başlığını taşıyan bu kitaplardan biri Sabır Ali Ahmed, diğeri Kürdistan’ın eski kültür bakanı rahmetli Felakeddin Kakayî tarafından yazılmıştır. Özellikle Sabır Ali Ahmed kendi kitabında bu konuda çok önemli bilgiler vermektedir. İleriki satırlarda hem bu kitaptan hem de diğer bazı kaynaklardan bu bilgilerden birkaç kesit sunacağız.
Kaddafi’nin Kürt davası bağlamında pek bilinmeyen yönlerinden bir tanesi de onun Serok Mesud Barzanî ve “el-Kitabu’l-Ahder” (Yeşil Kitap) adlı eserini Arapçadan Kürtçeye çeviren Mam Celal (Celal Talebanî) ile olan görüşmeleri ve bu görüşmeler sırasında söyledikleridir.
Kaddafi’nin çözüm olarak bağımsız bir Kürt devletini savunması
1980 yılında Libya Haber Ajansından naklen yayın yapan uluslararası haber ajansları dünya kamuoyuna şu haberi duyurdular:
“Libya Haber Ajansının verdiği bilgilere göre Albay Muammer Kaddafi Kürt sorununun çözüm yolunun Bağımsız Kürt Devletinden geçtiğini ve kurulacak olan bu devletin Ortadoğu’da Arap devletleri, İran ve Türkiye ile anlaşma içinde olması gerektiğini belirti ve sözlerine şöyle devam etti: Benim Kürt Mücadelesine verdiğim destek Arap ülkelerine, İran’a ve Türkiye’ye muhalefet ve düşmanlık niyetiyle değildir. Bilakis desteğim Kürtlerin kendilerine ait topraklarının olması ve dolayısıyla Arap devletleri, İran ve Türkiye ile ittifak içinde olmaları gerektiğine olan inancımdan dolayıdır. Bizim Kürtleri kendi toprakları üzerinde bir devlet kurmalarında özgür bırakmamız ve kendilerini bir çatı altında bir araya getirme fırsatını vermemiz gerekir. Kürtler kendilerini kuşatan ve meşru haklarını inkâr eden devletlere karşı mücadele etmede kendilerini mecbur hissediyorlar”(1)
Kaddafi, Ortadoğu’da Arapların orta yerinde yeni bir oluşum olarak kurulacak olan bir Kürt Devletinin çatışmaları daha da yoğunlaştıracağı ile ilgili kendisine sorulan bir soruya verdiği cevapta şunları söylemiştir:
“Kürtlerin mücadelesi kendilerini bir çatı altında bir araya getirmelerine ve kendilerine ait bağımsız bir devlet kurmalarına kadar zaten devam edecek. Dolayısıyla benim yaptığım şey, var olan bir sorun için çözüm yolunu göstermektir”.(2)
Kaddafi 21.3.1985 tarihinde Lübnan’da çıkan “es-Sefîr gazetesine verdiği demeçte de Kürt sorunu ve Kürtlerin meşru hakları ile ilgili şunları ifade etmiştir:
“Kürtler neden savaşıyorlar? Çünkü öteden beri başka kavimler onlara musallat olmuşlardır. Kürtler bağımsız bir ulustur ama ne Irak’ta ne de İran ve Türkiye’de bir otonomiye sahiptirler. Bu bölgede bir devletleri olması gereken Kürtler bu bağlamda Arap, Türk ve Fars uluslarıyla eşit kardeşler olmalıdır”.(3)
1986 yılında yapılan bir kongrede Kaddafi’nin Kürtler ve meşru haklarıyla ilgili söylediklerine binaen Mesud Barzanî’nin kendisine gönderdiği mesaj
15.3.1986 tarihinde Trablus Halk Salonu’nda “Emperyalist, Siyonist, Irkçı, Gerici, Faşist Teröre Karşı Devrimci bütünleşme ve Toplumsal Mücadele” şiarıyla uluslararası geniş katılımlı bir kongre düzenlendi. Bu kongreye Suriye, İran, Küba, Vietnam, Etyopya, Kuzey Kore ve emperyalizme karşı diğer bazı ülkelerden 300 heyet katıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Kaddafi konuşmanın Kürtler ve meşru hakları ile ilgili kısmında şunları ifade etmiştir:
“Filistin halkı Amerika uçaklarını kovalıyor, Lübnan halkı Amerika gemilerini ve uçaklarını vuruyor, Kürt halkının köyleri haritadan siliniyor. Bu kongrede komşuları olan devletler tarafından hakları inkâr edilen Kürt halkını temsilen değişik parti ve heyetler de aramızda bulunmaktadır. Bu mazlum halkı görmezlikten gelemeyiz. Dünyanın neresinde olursak olalım Kürtlerin birliktelik ve bağımsızlık haklarını savunmalıyız”.
Kongre’de Mesud Barzanî’nin bazı Kürdistanî bileşenler adına bir mesajı da okundu. mesajı şöyledir:
“Fatih Devriminin Lideri Muhterem Albay Muammer Kaddafi Kardeşime
İkinci yıl kongresine katılan Kürdistanî parti ve teşkilatlar bağlamında Kürt sorunu karşısında takındığınız devrimci tavırdan dolayı sizi selamlıyorum ve Kürt halkının baskı ve zulümlere maruz kalışına dair anlayışınızı yüksek derecede takdir ediyorum. Sizin mücadelemize verdiğiniz destek, Kürt halkının diğer kesimlerinin de büyük saygı ile baktıkları insanî ve ilkesel bir destektir. Sorunumuz aynıdır. Özgürlük parçalanamaz bir bütündür. Emperyalizm, ırkçılık, gericilik ve faşizme karşı verdiğiniz mücadelede sizinle aynı cephede olacağımıza söz veriyoruz:
1) Kürdistan Sosyalist Partisi-Irak,
2) Kürdistan Demokratik Halk Partisi,
3) Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK,
4) Devrimin Sancağı.
5) Avrupa Kürt Talebe Birliği,
6) KDP-Irak”.(4)
2000 ve 2008 yıllarında Kaddafi’nin Mesud Barzanî’yi Libya’ya davet etmesi
Arapça “albawaba” sitesinde 18 Kasım 2000 tarihinde “Kaddafi Mesud Barzanî’yi Karşılıyor” başlığıyla verilen bilgilerde şunlar yazılmaktadır:
“Resmi Libya Haber Ajansının belirtiğine göre Libya lideri Albay Muammer Kaddafi Trablus’ta KDP lideri Mesud Barzanî’yi karşıladı. Yapılan görüşmelerde Barzanî kendisine Irak Kürdistanı’ndaki son gelişmeleri sundu ve Kürt halkına verdiği destekten dolayı kendisine teşekkür etti”.(5)
“eş-Şarku’l-Evsat” (Ortadoğu) gazetesinin Londra muhabirinin 2008 yılında gazetenin 10807 sayısında konuyla ilgili verdiği Arapça bir haberde şunları yazmaktadır:
“KDP’nin dün kendi resmî sitesinde duyurduğuna göre Libya lideri Muammer Kaddafi’nin Bölgesel Kürdistan başkanı Mesud Barzanî’yi resmî olarak Libya’ya davet etmesi üzerine başkan Barzanî ve beraberindekiler Libya’nın Sirte kentine vardılar. Başbakan ve Libya Halk Meclisi Genel Sekreteri Dr. Bağdadî Mahmudî de Kürdistan heyetini havaalanında karşılayanlar arasındaydı. Daha sonra Kaddafi doğrudan Barzanî’yi karşıladı. Barzanî görüşmede Kürt halkına verdiği kesintisiz destekten dolayı Kaddafi’ye teşekkür etti. Görüşmede ayrıca Irak’ta genel siyaset ve emniyetin ne durumda olduğu görüşüldü ve Kaddafi bu sırada Kürdistan Bölgesi lideri Mesud Barzanî’yi Libya’da görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi”.(6)
Mam Celal’in Kaddafi’in “el-Kitabu’l-Ahder” (Yeşil Kitap) adlı eserini Arapçadan Kürtçeye çevirmesi ve ikili arasındaki görüşmelerin serüveni
Celal Talebanî 1980’li yıllarda Kaddafi’nin meşhur “Yeşil Kitab”ını Arapçadan Kürtçeye çevirmiş ve bir nüshasını ona hediye etmiştir. Libya’ya yaptığı bir ziyarette Kaddafi’ye bu nüshayı hediye eden Mam Celal bu münasebetle şunları söylemiştir:
“Sayın başkan, Arap dünyasındaki dinî ve ırkî azınlıklara verdiğiniz desteğe ve bu bağlamda asrımızda ezilen azınlıkların kendi milli devletlerini kurmaları gerektiğine ilişkin teorilerinizi içeren ‘Yeşil Kitab’ınıza benimle beraber Kürt halkının duyduğu ilgiyi belirtmeden geçmeyeceğim. Bundan dolayı bu kitabınızı Arapçadan Kürtçeye çevirdim. Kuzey Irak’ta ilk dağdan son dağın zirvesine kadar yayılan Kürt halkının selam, saygı ve takdirlerini size getirdim. Bu halk sizden babalık etmenizi ve Kürt hareketine desteklerinizi esirgememenizi beklemektedir”.
Mam Celal’in bu sözleri üzerine Kaddafi kendisine 5 milyon dolar verdi.(7)
“Şebeketu’d-Difa’ ‘Anis-Sunne” adlı sitede eleştirel bir makalesi yayımlanan Dr. Heymen el-Haşimî’nin “Celal Talebanî’nin Muammer Kaddafi ile Olan İlişkisi…Onursuz Bir Tarih” başlıklı ve 13. 11. 2011 tarihli bu makalesinde geçen bazı paragrafları aşağıda sunuyoruz:
“Bağımsız bir Kürt televizyonu olan Naliya’nın yaptığı yayına göre Irak Cumhurbaşkanı Celal Talebanî 20 Ekim 2011 tarihinde ayaklanmacılar tarafından öldürülen Muammer Kaddafi’nin ailesi özellikle de Eşi Safiye ve kızı Ayşe için sığınacakları güvenli bir yer aramaktadır. Talebanî bunu Kaddafi’nin Kürt davasına mal ve silahla verdiği desteğe ve Kürtlerin kendi geleceklerini tayin etmenin onların meşru hakkı olduğuna dair söylediklerine karşı bir vefa borcu için yapıyor”.
Yazar eleştirel makalesine yazısına şöyle devam etmektedir:
“Celal Talebanî’nin Kaddafi ile olan ilişkilerinin tarihi ikilem ve zıtlık hatta ikiyüzlülük içeren bir tarihtir. 1980’lerde Kaddafi’nin Yeşil Kitab’ını Arapçadan Kürtçeye çeviren Talebanî, Libya’ya yaptığı bir ziyarette bu kitabın Kürtçeye çevirdiği bir nüshasını Kaddafi’ye hediye etti ve böylece Talebanî ile Kaddafi arasındaki ilişkiler başladı ve giderek güçlendi. Kaddafi bu hizmete karşılık ona 5 milyon dolar verdi. Talebanî kitabı Kaddafi’ye takdim ederken şunları söyledi…”. (Bu sözler üç paragraf önce kaydettiğimiz sözlerdir).
“Mart 2010 tarihinde Libya’nın Sirte şehrinde yapılan Arap Zirvesi’ne Kürt Dışişleri Bakanı Hoşyar Zîbarî de katılmıştı. Zirve münasebetiyle yaptığı konuşmada önce Arapçı Kılıcı ile konuşan Kaddafi daha sora Hoşyar’a dönerek “Libya kesinlikle Bağımsız bir Kürt Devletinin kurulmasını desteklemektedir” dedi.
Hoşyar bunun üzerine Kaddafi’yi hararetli bir şekilde alkışladı ve ortam birden gerginleşti. Daha sonra zirveye katılmak için gelen Talebanî uçaktan iner inmez Kaddafi’nin çadırına giderek Bağımsız Kürt Devletinin kurulmasını savunduğu için kendisine teşekkür etti ve ona “sen bu gerçeği savunan tek lidersin, dolayısıyla seni saygı ile selamlıyoruz” dedi.
Kaynakçalı Dipnotlar
1 صابر علي أحمد، القذّافي والقضية الكردية، دار الملتقى للنشر، الطبعة الأولى، ص: 65
2 المصدر السابق، ص:65-66
3 صابر علي أحمد، القذّافي والقضية الكردية، ص: 68
4 صابر علي أحمد، القذّافي والقضية الكردية، ص:78-84
5 "القذافي يستقبل مسعود بارزاني"، البوابة، تاريخ النشر،18 تِشْرِين الثَّانِي / نوفمبر 2000
6 يومٌ في ضاحيةِ روزنكورد/ مالمو.. مِنْ دَفترِ يومياتي: "الكتاب الأخضر في اللغة الكؤدية"، الحوار المتمدن، العدد: 5399، التاريخ: 11.1.2017
7 أيمن الهاشمي، "علاقة جلال الطالباني مع معمر القذافي.. تاريخ غير مشرف"، شبكة الدفاع عن السنة، التاريخ: 11.13.2011
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)